Yağlıdere İlçesi'ne bağlı Tuğlacık Köyü'nde bulunan Hacı Abdullah (Sarı Halife) Halife Türbesi, Ramazan ayında ziyaretçi akınına uğruyor.
Tuğlacık Köyü Muhtarı Salih Önal, Hacı Abdullah Halife'nin türbesini her yıl binlerce insanın ziyaret ettiğini belirterek, özellikle Ramazan ayında ziyaretçi sayısının iki katına çıktığını söyledi.
Gelen ziyaretçilerin dua edip Kur'an-ı Kerim okuduklarını ifade eden Önal, "Gelenler, Hacı Abdullah Halife'nin asasını vurmasıyla bir kayadan çıkan sudan yaptırdığı değirmeni ziyaret ediyorlar, buradan su alıyorlar. Ayrıca dönemin padişahları tarafından Hacı Abdullah Halife'ye yazılan yüzlerce ferman ve Halife'nin yazdığı el yazmaları ile kullandığı eşyaların bulunduğu müzeyi geziyorlar" dedi.
Doğum tarihi bilinmeyen Hacı Abdullah Halife, 1543 tarihinde vefat etti. Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Selim dönemlerinde Giresun'da yaşayan Hacı Abdullah Halife, Yavuz Sultan Selim'in annesi Gülbahar Hatun adına Giresun'un Yağlıdere İlçesi'nde oluşturulan vakfın yönetimini yürüttü. Hacı Abdullah Halife hakkında yazılı ve sözlü kaynaklarda salih, mütedeyyin, vaiz ve nasihat ehli bir Allah dostu olarak bahsedilmektedir. Tüm hayatı boyunca bölge insanına hizmet eden Hacı Abdullah Halife'nin Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Müslümanlığın yaygınlaşmasında büyük rol oynadığı bilinmektedir.
Halife terimi için bakın: "Şah İsmail için artık en mühim hedef Türkiye idi. Ancak askerî kudretle bu teşkilâtı ve mükemmel Türk Devleti’’ni yıkması mümkün değildi. Şah İsmail, Osmanlı Devleti’’ni oluşturan Türk unsurunun Sünnî-Müslüman olduğunu biliyordu. Bu nedenle Şah İsmail, II. Bâyezid’’den çekinmeden Şiîliği “halife” adı verilen daileri vasıtası ile, Anadolu Türkleri arasında büyük isyanlara ve göçlere sebep olacak derece de yaymaya çalışıyordu[41]." Şah İsmail, ortaya çıktığı 1499 yılından itibaren 1509 yılına kadar on yıldır, yaptığı hiç bir savaşta veya saldırıda mağlup olmamış, adetâ şımarmıştır. Devamlı olarak hem batı komşusu Osmanlılar’’ın hem de doğu komşusu Özbekler’’in ikazlarına rağmen, bir türlü bu ülkelere olan Şiîlik propagandasını durdurmamıştır. Çok sistemli ve ketum bir şekilde organize ettiği müridleri ve halifeleri sayesinde arzu ettiği devletin temellerini atmış ve sınırlarını devamlı genişletmiştir. Yılmak bilmeyen ihtirasıyla hareket eden Şah İsmail, Özbeklerin hükümdarı Muhammed Şeybânî Han’’ın (1451-1510), Kazaklar ile mücadelesini fırsat bilerek, O’’nun ülkesi topraklarından olan Horasan’’a yürümüş ve burasını işgal ederek pek çok Sünnî-Müslümanı oldürmüştür[37]." http://www.aleviforum.com/showthread.php?p=495460#post495460