6
Mayıs
2024
Pazertesi
KASTAMONU

'Hakkını helal et hocam'

Mezunu olduğu tarihi Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi’nin 120. kuruluş yıldönümü etkinliklerine katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, öğretmenlerine yazdığı mektubu 35 yıl sonra okudu.

Yıldönümü kutlamaları etkinliklerine eşi Hacer Başesgioğlu ile birlikte katılan Bakan Murat Başesgioğlu, bir Bakan veya milletvekili olarak konuşmak istemediğini, irfan yuvasından mezun olan 6 Edebiyat 495 numaralı Murat Başesgioğlu olarak konuşmak istediğini söyledi.

Öğrencilik dönemindeki hocalarına yazdığı mektubu okurken zaman zaman heyecanlanan Başesgioğlu, "Bize fizik, kimya, cebir öğrettin. Zor derslerdi bunlar. Ama hocam sen bunları kolay ettin bize. Yıllar geçti aklımızda bir şey kalmadı. Çocuklarımızın derslerine yardım ederken yıllar sonra çok zorlandık hocam. Farklı konuşur duruma düştük adeta. Ama hocan en önemlisi sen bizi hayata hazırladın. Hayat dersi verdin bize. Ana, baba şefkatiyle yaklaşıp, kol kanat gerdin bize" dedi.

Hocalarının sıkıntılı günlerinde yanında bulunamadığını, hatta son yolculuklarına bile katılamadığının huzursuzluğunu yaşadığını da vurgulayan Bakan Başesgioğlu, bunun vefasızlık olarak görülmemesi gerektiğini, hayatın acımasızlığından başını kaldırmaya zaman bulamadığını ifade etti.

İlim irfan yuvasından uçtuktan sonra, hiçbir mezunun hocalarını utandıracak bir davranışta bulunmadığına da işaret eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"35 yıl sonra aynı duygularla masumiyetle öğrencilerin senin karşındalar hocam. Fizik laboratuarı önünde tek sıra beklerken çekilen dikkat komutuna kızmış, kimdi diye sorduğunda biz arkadaşımızı söylememiştik. Hepimizi sıra sopasına çekmiştin hocam. Ancak bir arkadaşımız dikkat komutunu çekenin ismini verince, bize iki tokat ihbarda bulunan arkadaşımıza ise dört tokat vurmuştun. O zaman ihbarcı arkadaşımızı bizden daha çok dövmüş ve ona dört tokat atmıştınız. Bunun nedenini bugün bile hala anlamış değilim sevgili hocam."

Dersten sıkılıp kahveye gittiklerini ve oyun oynarken kendilerini yakalayan hocalarını da unutmadığını anlatan Bakan Murat Beşesgioğlu, "Kahveye gittiğimizde peşimizden koşardın. Biz kahvenin arka kapısından kaçardık. Çay paralarını ödemek ise sana düşerdi hocam. Bu durumu birçok kez yaşadık. Maaşının büyük bir bölümünü bizim çay paralarımızı ödemeye harcadın. Sana çok çay borcumuz vardır hocam. Hakkını helal et" açıklamasında bulundu.

"FAZLASINI ÖĞRETEMEZ MİYDİN HOCAM?"

35 yıl aradan sonra düşündüğünde, hocalarının kendilerine vermiş olduğu eğitim ve öğretimin mükemmeliyetini daha iyi anladığını da ifade eden Bakan Murat Başesgioğlu, Ermeni ve Kıbrıs meselesine karşı duygularını şu cümlelerle ifade etmeye çalıştı:

"Verdiğin bilgiler çok önemliydi hocam. Daha fazlasını veremez miydin? Dünyada savaşları engelleyecek sihirli formülü bulamaz mıydın? İşsizliği, yoksulluğu, fukaralığı ve cahilliği yenmek için bize neler söyleyebilirdin? Hep bize şanlı tarihimizi anlatır, tarihimizde utanılacak karanlık olmadığını ifade ederdin. Kendi yöneticileri tarafından zulüm gören insanlara kucak açmış bir ulusun çocukları olarak, sözde ermeni meselesine şimdi ne dememiz lazım. Birçok ülke parlamentolarının haksız bir şekilde bizi mahkum etmek için almış olduğu kararları sen de biliyorsun ki gerçekle ilgisi yok hocam. Sınırlarımız dışında Osmanlı’dan miras kalan Kıbrıs konusunda neler diyebilirdin hocam. Sevgili hocam. Tüm bunları belki bize anlattın ama bizim gençlik rüzgarı başımızda estiği için anlayamadık. Umarım seni yormadım hocam. Kısada olsa bu duyguları 35 yıl sonra senle paylaşmak ihtiyacı duydum. Çünkü bunları başkasına anlatamazdım hocam. Sana bir de hesap vereceğim hocam. Bize öğrettiklerini tam uygulayamadık. Bizden istediklerini tam yerine getiremedik. Senden aldığımız feyizle şekillenen şahsiyetimiz ve karakterimiz ile bugün huzuruna harama el uzatmamış, mazlumun ve güçsüzün yanında olmuş, bu ülkeye ölesiye sevdalanmış insanlar olarak geldik hocam. Sana binlerce teşekkür hocam. Üzerimizde hakkın çoktur. Hakkını helal et hocam."

Konuşmasının ardından kürsüden inen Başesgioğlu, salonda bulunan fizik öğretmeni Hasan Bostancı’nın elini öptü ve sarmaş dolaş oldu.

Kutlama etkinlikleri içersinde yer alan sınıflardaki derslere de katılan Bakan Murat Beşesgiolu, dönemin edebiyat öğretmeni Sevim Selvi’nin övgüleriyle karşılaştı.

Başesgioğlu’nun son derece başarılı bir öğrenciliğinin bulunduğunu anlatan Sevim hoca, "Ne zaman boş bir zaman bulsa elinde kitaplar olurdu. Yalnız bir şeyi söylemeden geçemeyeceğim. Tebessüm Murat’a çok ama çok yakışırdı. O ise hep çatık kaşlı dururdu. Bunu kendisine de defalarca söylemişimdir. Tebessümün bu kadar yakıştığı biri nasıl çatık kaşlı dururdu hep hayret ederdim" dedi.

Arkadaşlarıyla öğrencilik döneminin hatıralarını yaşayan Murat Başesgioğlu’nun bulunduğu sınıfa dönemin fizik öğretmeni Hasan Bostancı’nın elinde sopayla girmesi ise tüm mezunları geçmişe götürdü. Hasan hocaya, "Hocam, kim dikkat komutu çeksin?" diye soran Başesgioğlu, hocasının elinde sopayla yanına geldiğini görünce gülmeye başladı. 80 yaşındaki hoca Hasan Bostancıoğlu, tarihi sopasını belki de son kez öğrencilerine gösterme fırsatı bulurken, Bakan Başesgioğlu’na başarılar diledi.

İHA
Yayın Tarihi : 1 Mayıs 2005 Pazar 15:57:25
Güncelleme :2 Mayıs 2005 Pazartesi 11:27:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?