Karadeniz deyince akla deniz, balık gelir değil mi? Oysa denizde durabilmek, balığı tutabilmek için de sandal, gerekir...

Karadeniz de en sağlam , en şirin balıkçı tekneleri yapılır. Hırçın denize dayanıklı, Karadeniz deki yaşamın ağırlığını hafifleten, bekleyenlerini Kavuşturan Sandal yapımı 100 yıldır devam eder Abana da.

100 yıl önce Cemal dede ile başlayan daha sonra oğlunun, torunu 45 yaşındaki Mehmet Turan’ın devam ettirdiği yanında 3 kişinin çalıştığı bir küçük sandal atölyesi ile talepleri karşılamaya çalışmaktadır. Yılda 3 tane sandal yapılıyor. Cemal Dedenin Kestane ağacından, Balta, testere, keser ve keski ile yaptığı sandallar bugün belki çürümüş ve yok olmuştur ama o sandallar'la tutulan Balıklarla beslenen çocuklar hala yaşamaktadır.

Abana da yapılan gemi, yat ve sandallarla o dönemlerde Karayolları olmadığından İstanbul, Zonguldak ve Rusya’ya taşımacılık yapılmıştır. Düğünlerde o dönemlerde Sandallar süslenir, gelin almaya Batıda İnebolu’ya, doğuda Çatalzeytin ve ayancık’a gidilirdi. Öyle anlatır o dönemin gelinleri.

Abana da bugün 50 kadar sandal ve 70 kadar balıkçı denize yolculuk yapar durakları yine Abana olur. Getirdikleri mevsime göre değişen mezgit, istavrit, barbunya, kalkan, çinekop ve palamut öğünlerde besin kaynağı olur. İlçemizi ziyaret eden turistlere güzel bir ziyafet çekilir. Yanında da evlerin arka bahçesinde bulunan Roko ile. Bu bir Kestane ağacının hikayesi, bu bir Balıkçının hikayesi ya da Abana’nın hikayesi olabilir. Ne yönden bakılırsa bakılsın Karadenizdeki ağır yaşamın hafifletilmiş halidir.