5
Mayıs
2024
Pazar
ORDU

'Diyanet işleri Başkanlığı kaldırılamaz'

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Bilal Eser, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın lağvedilerek din hizmetlerinin cemaat ve tarikatlara asla verilemeyeceğini söyledi. Eser, Din ve Ahlak Kültürü Öğretmeni yetiştirilmesinin ilahiyat fakültelerinden alınarak eğitim fakültelerine verilmesini eleştirdi. 

Türk Diyanet Vakıf-Sen Karadeniz Bölge toplantısı Ordu'da başladı. TESK Otel'de gerçekleştirilen ve 2 gün sürecek olan bölge toplantısına 15 il şube başkanı katılıyor. Toplantında yaptığı konuşmada ülke gündemini değerlendiren Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Bilal Eser, din görevlilerinin toplum hayatındaki önemine dikkat çekti. Bazı kesimlerin beş vakit ezanı yarım saatten hesap ederek "Günde 2.5 saat çalışıyorsunuz, aldığınız maaş yetmez mi" şeklinde hezeyanlarda bulunduğunu belirten Eser, "Dinden nasibini almayanlar, din görevlilerini günde 2.5 saat çalıştığını düşünüyor. Oysa din görevlisi doğan çocuğun kulağına ezan okumaktan tutun da, düğün, nişan, nikah, cenaze gibi sosyal durumlarda, hemen her yerde vardır. Din görevlisi günün 20 saati ayaktadır. Diğer devlet memurları hafta sonu çalışmadığı halde mesai ücreti alıyorsa din görevlisi almıyor. Buna rağmen cumartesi-pazar günleri hangi camide ezan okunmuyor? Din görevlisi bayram günlerinde ana babasının elini öpmek için sıla-i rahim bile yapamıyor" dedi. 

Yine bazı kesimlerin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılarak din hizmetlerinin cemaat ve tarikatlara verilmesi gerektiğini söylediğine işaret eden Eser, bunun mümkün olmadığını söyledi. Bu tablonun Türkiye'de mümkün olmadığını ifade eden Eser, "3 Mart 1924 tarihinde Atatürk tarafından kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılmasını isteyenler var. Din hizmetlerinin cemaat ve tarikatlara devredilmesini savunanlar var. Bu Türkiye'de mümkün değil. Biz A camisinin falan tarikata, B camisinin filan tarikata ait olmasını istemiyoruz. Birilerinin kafasının arkasında bu devletle, bu bayrakla problemi varsa, gitsinler o problemi başka yerde çözsünler. Biz bu devletin memuru olmaktan onur ve gurur duyuyoruz" diye konuştu. 

Yüksek Öğretim Kurumu'nun (YÖK), Din ve Ahlak Kültürü Öğretmeni yetiştirilmesini ilahiyat fakültelerinden alarak eğitim fakültelerine vermesini de sert bir şekilde eleştiren Eser, bu durumun İmam Hatip Liseleri'nin (İHL) kapısına kilit vurmak anlamına geldiğini kaydetti. Eser, şöyle konuştu: "YÖK, Din ve Ahlak Kültürü Öğretmeni yetiştirilmesini ilahiyat fakültelerinden alarak eğitim fakültelerine verdi. Bizim tek başına iktidara getirdiğimiz iktidarımızda bunu seyretti. Hiç kimseden ses çıkmadı. YÖK Başkanı diyor ki, 'Bundan sonra adam gibi Din ve Ahlak Kültürü Öğretmeni yetiştireceğiz.' Üstelik eğitim fakültelerinde Arapça, Kelam, Fıkıh gibi dersler verilmeyecek ve buralardan yetişen öğrencilerimiz Din ve Ahlak Kültürü Öğretmeni olarak okullara tayin olacaklar. Bu ülkenin geleceği olan İHL'lerde bu meslek derslerini okumayan bir çocuğumuz, mezun olduktan sonra nasıl İHL'de bu dersleri nasıl verecek arkadaşlar? Bu mümkün müdür? Oysa altta yatan gerçek İHL'nin kapısına kilit vurmaktır. Birileri de bu durumu seyrediyor. İlahiyat fakültelerinde bu kadar hocamız varken hiçbirisi de kalkıp tavır koymadı, sesini çıkarmadı. Şu anda İHL'liler Diyanet İşleri Başkanlığı'na personel yetiştiren meslek okulu haline geldi". 

Papa 16. Benediktus'un Türkiye ziyaretine de değinen Eser, bu ziyaretin arkasında Ruhban Okulu'nun açılmasına yönelik politikalar olduğunu da ifade ederek, buna karşı çıkacaklarını söyledi. Bu konuda din görevlilerinin yok sayılmaması gerektiğini belirten Eser, "Din görevlileri Kurtuluş Savaşı'nda hangi görevi yaptıysa Ruhban Okulu konusunda da aynı görevi yapacaktır" şeklinde konuştu. 

Eser, konuşmasının ardından Camiler Haftası nedeniyle ülke genelinde düzenlenen 'Güzel Ezan Okuma Yarışması'nda 4. olan Ordulu din görevlisi Muhsin Altuntaş'ın plaketini verdi.
iha
Yayın Tarihi : 11 Kasım 2006 Cumartesi 18:15:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?