AK Parti Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa, Parlamento muhabirleriyle düzenlediği haftalık sohbet toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Fatsa, bazı milletvekillerinin TBMM'ye silahla girmesiyle ilgili açıklamalar yaparken, kendisiyle ilgili 'havaya silah attığı' gerekçesiyle AİHM'ye (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) başvurulması konusunun hatırlatılmasına, bunun demokratik bir hak olduğunu, kendisinin de bu hakların kullanılması konusunu desteklediğini söyledi. Meclise silahla giren milletvekilleri konusunda "Meclis Başkanının da sorululuğu var" diyen Fatsa, milletvekilleriyle ilgili yapılacak bir şey varsa bunu grup olarak değerlendireceklerini ve gerekeni yapacaklarını bildirdi. Fatsa, kendisinin havaya ateş açmasıyla, bir çocuğun havaya açılan ateş sonucu hayatını kaybetmesinin ve bu çocuğun anne babasının kendisiyle ilgili AİHM'ne gitmesinin hukuki anlamda arkasında olduğunu, ancak bu iki olay arasında bir 'illiyet bağı' olmadığını ifade etti. Ailenin hakkını aramasına "saygı duyarım" diyen Fatsa, bir milletvekili arkadaşının düğününde örflerden ve kültürden kaynaklanan 'boşluk' anında kendisinin de havaya silah sıktığını hatırlatarak kamuoyu önündeki insanların çok dikkatli olmaları gerekliliğinin altını çizdi. Havaya silah sıkmasıyla ilgili "Keşke olmasaydı" diyen Fatsa, ama bölgesinde ve Türkiye'nin birçok yerinde bu tür olayların olduğunu söyleyerek öncelikli sorunun ruhsatsız silahlar olduğuna işaret etti. Fatsa, "Silah taşımam. Ruhsatlı silahım var. Milletvekili arkadaşımın düğünüydü. Duygusal davrandım. Silah atılmıştır. İyi olmamıştır. İyi oldu demem söz konusu değildir. Toplum önündeki insanların her şeyine dikkat etmeleri gerekir" diye konuştu.

Fatsa, 301. madde değişikliğiyle ilgili bir soruyu cevaplarken de bu konuyla ilgili sivil toplum örgütleri arasında bir birliğin sağlanamadığının altını çizdi. "Tek seslilik ortaya konulamıyor" ifadelerine yer veren Fatsa, kendilerinin uzlaşmayı aradığını ve özellikle toplumsal uzlaşma konusunda hassas olduklarını belirterek, "Net bir uzlaşma yok. Bir metin çıkar" ifadelerine yer verdi. Fatsa bugün konunun parti yönetiminde de gündeme geleceğinin altını çizdi. Fatsa, TBMM Genel Kurulu'nun gündemine ilişkin açıklamaları doğrultusunda Meclis'in yarın 15.00-23.00, çarşamba ve perşembe günü 14.00-21.00 saatleri arasına çalışacağını belirtti. Buna göre, Meclis Genel kurulu'nda öncelikle geçen haftadan kalan Toprak Koruma Kanunu ve Arazi kullanımı ile ilgili Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu'nun teklifi yasalaştırılacak.

Fındık konusunda 2,5 3 milyar dolarlık bir piyasanın bulunduğunu ve bunun bugün ortaya çıkan manzara karşısında yönetilemediğinin görüldüğünü ifade eden Fatsa, Fiskobirliğin, bir KİT gibi olmaktan biran önce çıkarılarak, daha aktif, daha hızlı hareket edebilen ve uzmanlardan oluşan yapıyla bu alanda hizmet vermesi gerektiğini belirtti.

Fatsa, Türkiye'de fındık konusunda özellikle son zamanlarda 'uyanıklık' yapılarak düzenlemelere gidilmeye çalışıldığını, ancak bu alanda iş yapan firmaların bunu gördüğünü ve başka arayışlara gittiğini, bunun da çiftçinin elinde fındık kalmasına sebep olduğunu belirtti. Arz fazlasının aşağı-yukarı fiyat ayarlamalarından kaynaklandığını ve fındıktaki en önemli sorunun bu olduğunun altını çizen Fatsa, TMO'nun 125 bin ton fındık aldığını ve üreticiye 370 trilyon ödeme yaptığını, önümüzdeki dönemde 85-90 bin ton alım yapmasının da planlandığını belirtti. Bu tür sorunların çözümüne en büyük katkının Lisanslı Depoculuk olacağı mesajını da veren Fatsa, bu konuda TOBB ve Hazine başta olmak üzere sivil toplum örgütleriyle ve resmi kurum ve kuruluşlarla, üreticilerle toplantılar yapıldığını, sorunun çözümüne katkı yapılmak istendiğini söyleyerek, bu yıl ortaya çıkan soruna müdahale edilmemesi halinde fınıdğın 1 YTL'ye düşeceğini ve esas 'felaketin' de o zaman yaşanacağını belirtti. "Fiskobirlik yaşatılmalıdır" diyen Fatsa, Fiskobirlikle ilgili öncelikli konunun bölge ve il özelliği öne çıkarılmadan uzman kişilerden oluşan bir yapıya kavuşturulması olduğunun altını çizdi.

'BAHÇELİ EN SON KONUŞACAK KİŞİ'
Bir soru üzerine MHP Kongresi'nde yeniden Genel Başkan seçilen Devlet Bahçeli'yi kutlayan, başarı dileğinde bulunan ve süreci 'demokratik' olarak nitelendiren Fatsa, Bahçeli'nin özellikle AB ve terörist başı ile ilgili AK Partiyi suçlayıcı ifadelerine "Bu konuda hiç açıklama yapmaması gereken Sayın Bahçeli'dir" değerlendirmesinde bulundu. Terörist başı Abdullah Öcalan'ın F tipi cezaevine konulmasıyla ilgili ise Fatsa, DSP-MHP-ANAP hükümeti döneminde de bu konunun gündeme geldiğini, o zaman Bahçeli'nin Başbakan Yardımcısı olduğunu, MHP'li bir milletvekilinin bunu yasa teklifi olarak Meclise getirdiğini, ancak Bahçeli'nin buna imza atılmaması konusunda talimat verdiğini ve teklife sadece 5 milletvekilinin imza koyduğunu hatırlattı. Bahçeli'nin 'Abdullah Öcalan'ı asacağız' diyerek seçim meydanlarından oy topladığını hatırlatan Fatsa, Bahçeli'nin yine F tipi ile ilgili olarak Çin seyehati sırasında terörist başının F tipine konulması gerektiğini söylediğini, buna reğmen böyle bir uygulamanın Bahçeli'nin Başbakan Yardımcısı olduğu hükümetin iktidarda olduğu dönemde gerçekleştirilmediğinin altını çizdi. "Sayın Bahçeli bu konularda hiç konuşmayacak bir kişi" ifadelerine yer veren Fatsa, yine AB ile ilgili de Bahçeli'nin bir şey söyleme hakkının olmadığına işaret etti.

Bugün yürürlükte de olan AB Ulusal Planı altında Bahçeli'nin Başbakan Yardımcısı olarak imzası olduğunun altını çizen Fatsa, AB'nin partiler üstü, Trükiye'nin bir modernleşme projesi olduğunu belirtti. Fatsa, "Bol keseden atıyor sayın Bahçeli" ifadelerine yer verdi. Yolsuzluklar konusunda da Bahçeli hükümetinde Başbakan Yardımcılığı yapmış, hatta MHP'den bakan olan insanların Yüce Divan'da yargılandığını, suçlu bulunduğunu ancak suçunun tehir edildiğini, bir MHP'li Bakanın halen Yüce Divan'da yargılandığını söyleyen Fatsa, "Sayın Bahçeli bu konuda da hiç konuşmaması gereken kişidir" diye konuştu. Fatsa, bütün bu konuşmaları vatandaşların dinlediği mesajını da vererek, "Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür" ifadelerini kullandı.