12 Eylül'de yapılacak halk oylaması için yollara çıkan Hukukçular Birliği Vakfı'nın 'Evet' otobüsü Ordu'ya geldi. Şehir merkezinde değişik noktalarda hazırladıkları kitapçığı halka dağıtan Birlik Başkanı Av. Sinan Kılıçkaya, yaptığı açıklamada Ankara'da TBMM önünden başlattıkları yolculuğun 33. durağının Ordu olduğunu kaydetti. Kılıçkaya, Karadeniz gezilerine devam ettiklerini ve ardından Doğu Anadolu, Güneydoğu ve İç Anadolu bölgelerinde demokrasi yolculuğunu sürdüreceklerini ifade etti.

"12 EYLÜL, TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ BİR ADIM"

12 Eylül'de halk oylamasına sunulacak anayasa değişikliğinin, demokratikleşme, insan hakları ve yargı bağımsızlığı açısından önemli bir adım olduğunu dile getiren Kılıçkaya, şöyle konuştu:

"1982 Anayasası'nın tümden değiştirilmesi gerekir çünkü bu anayasa darbe döneminde hazırlanmış ve darbeciliğin ruhunu taşımaktadır. Bu ruh değişime kapalı, anti demokratik, özgürlükleri sınırlayan vesayete dayalı bir sistemin ürünüdür. Demokratik dönemlerde yapılan her değişiklik bu anlamda bir kazanımdır. Bu bağlamda, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan referandumda da sonucun evet çıkması halinde anayasanın darbeci ruhu bir parça daha azalmış olacaktır"

"HUKUKÇULAR OLARAK 'EVET' DİYORUZ"

Referandumun siyasi bir seçim olmadığına dikkat çeken Kılıçkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Oylanacak olan siyasi partiler değildir. Referandumda anayasa değişikliği maddeleri oylanacaktır. O nedenle tartışmanın siyasi polemiklerden çok anayasa değişikliği paketine çekilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Biz hukukçu bir sivil toplum örgütü olarak yollara çıktık, dikkatleri anayasa değişikliğine çekmek için ülkeyi dolaşıyoruz. Sivil toplum örgütü olarak biz bu anayasa değişikliğini Türkiye'nin yararına olduğunu düşünüyoruz ve biz 'evet' diyoruz. O nedenle vatandaşımıza da neden evet demesi gerektiğini anlatmak için yolumuza devam ediyoruz."

"YARGI MİLLET ADINA KARAR VERİYOR AMA MİLLETTEN KOPUK"

Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın bugünkü yapısı gereği bağımsız olduğunun söylenemeyeceğini, yakın zamanda kamuoyunun yakından takip ettiği Anayasa Mahkemesinin '367 gibi' kararları ile HSYK'da çıkan krizlere bakıldığında bu iki kurumun siyasetten, ideolojilerden uzak objektif olduklarını söylemenin oldukça güç olduğuna vurgu yapan Kılıçkaya, "Bu sorunlu durum bu yargı kurumlarının oluşum şeklinden kaynaklanmaktadır. Bu gün itibariyle HSYK da ve Anayasa Mahkemesinde tek tip bir yapılanma vardır. Bu kurumlar

millet adına karar verdikleri halde, milletten kopuk milletin ihtiyaçlarını algılamaktan uzaktırlar. Bu kurumlar aynı zamanda yargının başı olmaları nedeniyle yargının sağlıklı işleyişini de tıkamış durumdadır. Düşünün, hangi gelişmiş ülkede davalar beş on yıl sürer. Yeni anayasa değişikliği ile bu kurumların oluşumu üye sayısı artırılarak ve seçimleri sadece Cumhurbaşkanı tarafından değil, doğrudan yargı kurumlarından seçilmesi, Anayasa Mahkemesi için az sayıda da olsa TBMM'nin de işin içine katılımı ile

Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın daha demokratik bir yapıya kavuşacağı kanaatindeyiz. Yüksek yargının Anayasa değişikliğine şiddetle itiraz etmesi, sahip olduğu gücü kaybetme kaygısı olduğunu düşünüyoruz. Aksi halde iyi niyetli objektif her hukukçu bu değişiklikleri sahip çıkar" dedi.

İHA

Yayın Tarihi : 31 Ağustos 2010 Salı 17:04:01

Güncelleme :31 Ağustos 2010 Salı 18:02:20