Çeyrek asır öncesine kadar kırsal kesim insanının rağbet ettiği, aşkı, hasreti, öfkeyi, üzüntüyü, sevinci anlatan motifleriyle bilinen nakışlı çorap örme geleneği tarihe karışıyor.

Türk el sanatının en güzel örneklerinden biri olan nakışlı çoraplar, ’Alaçorap’ adıyla Ordu’nun Gölköy ilçesine bağlı Kuzören, Ulubey İlçesi’ne bağlı Ören, Hocaoğlu ve Kumanlar, Mesudiye İlçesi’ne bağlı Darıcabaşı ve Akkırık köylerinde az da olsa örülüyor. Bu yörelerde hala 50 yaş ortalamasındaki insanların ayağını renklendiren nakışlı çoraplar, yirmi-otuz yıl öncesine kadar erkekler ve kadınlar tarafından giyiliyordu. Bir dönem düğünlerde, bayramlarda ve buna benzer özel günlerde giyilen nakışlı çoraplar, günümüzde halk oyunları ekiplerinin ayaklarını, el sanatları sergilerini ve etnografya müzelerini süslüyor. 

Her çorap bir mektuptu

Ordu’da yaptığı araştırmaları ’Ordu Yöresinde Kültür Varlıkları’ adlı kitapta toplayan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Necati Demir, Ordu yöresinde örülen çoraplardaki renk ve motif zenginliğinin ilk göze çarpan özellikler olduğunu söyledi.

Örülen çoraplardaki figür ve renk zenginliğinin ortaya değişik kompozisyonlar çıkardığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Demir, "Bölgede bu çorapların üzerinde yer alan her motifin bir manası vardır. Bunlar aşkı, hasreti, öfkeyi, üzüntüyü, sevinci ifade etmektedir. Nişanlı bir kızın evleneceği erkeğe gönderdiği çorap, bir mektup gibidir. Gelinin, gelinlik tuttuğu zamanlarda kayınbabasına ördüğü çorap, onların anlaşmasını sağlar. Kısaca örenlerin ve giyenlerin ifade etmek istediği her şey bu motif ve renklerde mevcuttur. Renk ve motif zenginliği, verilen mesajların çokluğundan kaynaklanmaktadır" dedi.