TEMA Ordu Temsilcisi Nilgün Gözükan, dünyanın ikliminin giderek değiştiğini ve sürdürülebilir yaşamın giderek denge kaybettiğini belirterek, tüm dünyanın yenilenebilir enerjiye geçmesi gerektiğini söyledi.

Gözükan, "Dünya Çevre Günü" dolayısıyla yaptığı açıklamada, dünya genelinde sera gazlarının artışından yüzde 65 oranında enerji sektörünün, yüzde 17 ormansızlaşmanın, yüzde 14 tarımsızlığın, yüzde 1 endüstriyel F gazlarının, yüzde 3 atıkların sorumlu olduğunu kaydetti.

Güvenli enerji stratejisinin oluşturulması gerektiğini belirten Gözükan, günümüzde tüketilen enerjinin 5'te 4'ünün fosil yakıtlarından elde edildiğini, fosil yakıt tüketiminden aşamalı olarak vazgeçilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gerektiğini vurguladı.

Güneş enerjisinin önemine değinen Gözükan, "Yerkürenin yüzeyine iki saat içinde vuran güneş ışığı bile tek başına, insanların bir yıl boyunca tükettikleri toplam enerjiye eşit. Bu güneş ışığının büyük bölümü ısı haline gelirken, güneş enerjisi ayrıca, her biri insanların kullanımına açık olan rüzgar, su, dalga ve biyolojik kütlelerde bulunan enerjiyi de oluşturuyor. Her gün elimize geçen ve yenilenebilen bu büyük enerjinin sadece küçük bir bölümü bile insanoğluna sonsuza dek yetebilir" dedi.

Topraktaki organik karbonu yöneterek küresel ısınmanın azaltılabileceğini belirten Gözükan, şöyle devam etti: "2006'da fosil yakıt kullanımı nedeniyle atmosfere 8 milyar ton karbon yayıldı. Ormanların kesilmesi ve tarımsal uygulamalar da hemen hemen 1.6 milyar ton emisyona yol açtı. Yapılan bilimsel tespitler, toprak işleme yöntemleri, bitkilendirme, ağaç tarımı denilen endüstriyel ormancılık gibi uygulamalarla hektar başına 1.3 tona kadar organik karbonun toprakta tutulmasının sağlanabildiğini göstermiştir. Topraktaki organik karbonu yöneterek, toprağın verimini arttırabilir ve küresel ısınmanın etkilerini
azaltabiliriz."

"İHTİYAÇ KADAR TÜKETELİM"
Gözükan, her şeyin ihtiyaç kadar tüketilmesi gerektiğini belirterek şu görüşleri savundu: "Topraklarımızı, ormanlarımızı, meralarımızı tahrip ederek, biyolojik çeşitliliğimizi yok ederek, suyumuzu kirleterek, yanlış kullanarak dünyamızı saran ekolojik güvenlik ağının iplerini beşer onar çözüyoruz. Eğer, bu şekilde yaşamaya devam edersek, çocuklarımızın torunlarımızın yani gelecek nesillerimizin en temel ihtiyaçlarını karşılama hatta yaşama olanaklarının bile ellerinden alınmasına neden olacağız. Bu sorunun çözümü alınabilecek pek çok önlemin yanında ve temelde yaşamımızı sürdürecek kadar tüketip bundan mutlu olabileceğimiz bir toplum düzeni oluşturmaktan ve herkesin bu hedefe ulaşmak için birlikte hareket ederek katkı sağlamasından geçiyor. Böylece bizden sonra gelecek tüm canlılara sürdürülebilir bir dünya bırakmış olacağız."

Yayın Tarihi : 4 Haziran 2008 Çarşamba 16:21:19