6
Mayıs
2024
Pazertesi
MESUDİYE - ORDU

Oktay Ekşi


Oktay EKŞİ   (1932 -  )

Özgeçmişi    
                                                                                                                         
Oktay Ekşi, 7 Aralık 1932 tarihinde Ordu ilinin Mesudiye ilçesinde dünyaya geldi. 

İlk ve ortaöğretim yıllarını Ankara-Sivas-Ankarada geçiren Oktay Ekşi 8 Ocak 1952de gazeteciliğe başladı. 

Son 29 yıldan beri kısa bir kesinti hariç- Hürriyet Gazetesi Başyazarı sıfatını taşıyan Oktay Ekşi gazeteciliğe henüz 19 yaşındayken, 8.Ocak.1952 tarihinde, Ankara Ajansı isimli özel haber ajansında başladı. Daha sonra merhum Falih Rıfkı Atayın sahibi olduğu Dünya Gazetesinde önce muhabirlik, 22 yaşından itibaren Ankara Temsilcisi sıfatıyla 1960 yılına kadar görev yaptı. 

27 Mayıs 1960 ihtilalini izleyen günlerde Dünya Gazetesinden istifa etti ve Ankarada, 28 genç gazetecinin görev aldığı Öncü Gazetesinde İstihbarat Şefi oldu. Bu sırada 1961 Anayasasını yapmak üzere kurulan Kurucu Meclis üyeliği için yapılan seçimlere katıldı ve meslektaşları tarafından Basın Temsilcisi seçildi. 

Bu görev tamamlanınca Oktay Ekşi, Ankarada yayınlanan Ulus Gazetesinde bir yıl süreyle İstihbarat Şefi olarak çalıştı. Ardından yani 1962-1966 arasında lisan öğrenmek için gittiği Londradaki Türkiye Başkonsolosluğunda üçbuçuk yıl süreyle mahalli katiplik yaptı. Ardından, Hürriyet grubuna bağlı Yeni Gazetenin Ankara Temsilciliğini alarak 1966 yılında yurda döndü. Meslekte başarıyı öne alan yaklaşımı nedeniyle geciktirdiği üniversite öğrenimini Londra ve Ankara yıllarında tamamlayarak 1967 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu.
Hürriyet Gazetesinin Ankara Temsilcisi iken gazetenin sahibi Erol Simavinin önerisini kabul ederek 1974 Haziranında Hürriyetin Başyazarı oldu. 

1983e kadar devam eden bu dönem, Oktay Ekşinin Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) kuruculuğunu kabul etmesiyle kesintiye uğradı. Ekşi siyasi hayatına kısa zamanda nokta koyarak tekrar mesleğine döndü. Önce Güneş Gazetesinin daha sonra da 1985den itibaren tekrar Hürriyet Gazetesinin Başyazarı olarak görev yaptı.
Meslek anlayışı Oktay Ekşi, tüm meslek yaşamı boyunca gazeteciliğin, gerçekleri bozmadan, abartmadan ve okuyucuya saygıda kusur etmeden yapılabileceğini, sütun yazarlığında da popülist yaklaşım yerine kamunun uzun vadedeki çıkarlarını göz önünde tutmanın ve tutarlılığın çok önemli olduğunu her zaman savundu. 

Gerçeğe ve mesleğin etik değerlerine aykırı her türlü uygulamaya ve yayına karşı çıktı. Yalan yazan ve mesleğini özel çıkarları için kullanan hiçbir meslektaşını, yönetim yetkisi taşıdığı dönemlerin hiçbirinde affetmedi. 

İlkeleri 

Ekşi yazar sıfatıyla Atatürk devrimlerini ve Türkiye Cumhuriyetinin temel değerlerini savunmayı her zaman en öncelikli görevi saydı. Demokrasiye, insan haklarına, hukuk devletine ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlılıktan ve bunları en olumsuz koşullarda dahi savunmaktan hiçbir zaman geri kalmadı. 

Laikliğe yönelik örgütlü ve sistematik tehlikelere kamuoyunun dikkatini 1984 yılından itibaren ilk çeken gazeteci Oktay Ekşi oldu. Bu doğrultudaki çabaları ancak 1988’den itibaren yankı bulmaya başladı. 

Teorik ve pratik alanlardaki katkıları 

Ekşi sadece mesleğine değil, demokrasi anlayışımıza da teorik açıdan katkıda bulundu. Örneğin üç yüz yıla yakın süredir kullanılan BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ kavramına karşı çıkarak, pratikte sadece gazeteciler için özgürlük talep eden bu kavram yerine tüm bireylere özgürlük isteyen İLETİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜ kavramının kullanılmasını önerdi.
 
Çeşitli mesleki ve bilimsel toplantılarla uluslararası konferanslarda da savunduğu bu görüşü artık meslek çevrelerinde ve siyasi literatürde yaşama girdi.
Ekşi, 1980li yılların ikinci yarısından itibaren kamu kurumlarının vatandaşa hesap ve bilgi verme zorunda olmalarını öngören BİLGİ EDİNME ÖZGÜRLÜĞÜ nü ve SAYDAM DEVLETi savundu. Siyasi literatürümüze HALKIN GERÇEKLERİ ÖĞRENME HAKKI kavramını hediye etti. 

Siyasi partilerin ve adayların seçimlerde kullandıkları parasal kaynaklarla masrafların kamuoyuna açıklanmasını ve sınırlandırılmasını öngören düzenlemelerin seçim yasalarında yer almasını amaçlayan öneriler Oktay Ekşi tarafından ilk defa 1987 yılında ortaya atıldı fakat siyasi partiler tarafındanhenüz yasalaştırılmasa da- dikkate alınması ancak son yıllarda mümkün oldu.

Ekşi, gazeteciler kamusal görev yaptıklarını iddia ettiklerine göre, kendilerinin ve kurumlarının kamuoyu önünde saydam olmalarını her zaman savundu. 

Basın Konseyindeki rolü 

Etik değerlere saygısı, onu halen 15inci yaşını tamamlamış bulunan Basın Konseyinin kurulmasında aktif rol almaya yönlendirdi. Nitekim öncülük ettiği ve diğer 8 arkadaşıyla sürdürdüğü yorucu çalışmalardan sonra Basın Konseyinin kurulmasını 1988 yılında gerçekleştirdi. İlk Başkan merhum Prof.Dr.Faruk Eremin birkaç ay sonra istifa etmesi üzerine oybirliğiyle Basın Konseyi Başkanlığına seçildi. Bugüne kadar bu görevini ve sıfatını sürdürdü. 

Yasa taslakları 

Oktay Ekşinin başkanlığındaki Türk Basın Konseyi, bu güne kadar Anayasamızda ve çeşitli yasalarda değişiklik yapılması için pek çok öneri üretti ve o dönem hükümeti ile siyasi parti liderlerine iletti. Örneğin Anayasanın Temel Haklar ve Ödevler; Düşünce ve Kanaat Hürriyeti; Düşünceyi Açıklama Hürriyeti; Basın ve Yayımla İlgili Hükümler konulu maddelerinin değiştirilmesi, Herkesin gerçekleri öğrenmeye hakkı vardır. Devlet bu hakkı sağlayacak tedbirleri alır şeklinde bir maddenin Anayasada yer alması 1990da siyasilerden istendi. 

Daha sonraki yıllarda 5680 sayılı Basın Kanununu, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluşları hakkında kanunu, Türk Ceza Kanununun başta 312nci maddesi olmak üzere ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddelerinin değiştirilmesini, Terörle Mücadele Yasasının ifade özgürlüğüne ilişkin sınırlamalarının azaltılmasını, Basın-İlan Kurumu Yasasının, kuruma gazeteleri cezalandırma yetkisini veren hükmünün kaldırılmasını öngören yasa önerileri hazırlayarak ilgililere sundu. 

Engellemelere ve kısıtlamalara karşı mücadelesi Basın Konseyi, gazetecilerin görevlerini her türlü müdahaleden uzak şekilde yapmaları için aralıksız çalıştı. Her türlü engel ve müdahaleyi derhal protesto etti. Bununla kalmadı, hapishanede bulunan gazeteci sıfatlı kişilerden hangilerinin gerçekten gazetecilik eylemiyle ilgili bir nedenle hapsedildiklerini, hangilerinin gazetecilikle ilgisi bulunmayan bir suçtan tutuklandığını veya hapse mahkum edildiğini 1997 yılından beri her yıl hazırladığı raporlarla Türk ve Dünya kamuoyuna duyurdu. 

Bu sayede Türkiyenin adını gereksiz yere dünyanın en çok gazeteci hapsedilen ülkesi şeklinde göstermek isteyenler iddialarından vazgeçmek zorunda kaldılar.
Bununla birlikte Basın Konseyi hapiste bulunan gazetecilerin veya hakkında hapsi öngören ceza talep edilen ifade özgürlüğü sanıklarının hapsedilmelerini engelleyecek iki kampanyadan başarılı sonuçlar aldı.
 
Bunlardan birincisi, merkezi New Yorkta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi (Committee to Protect Journalists) isimli örgütle ortaklaşa olarak 1997 yılında yapıldı. Neticede çıkarılan özel bir yasayla o tarihte hapiste bulunan 14 Sorumlu Yazıişleri Müdürü özgürlüğüne kavuştu. 

Konseyin tek başına 2001 yılında başlattığı kampanya da, gazetecilik yaparken ifade özgürlüğünün sınırlarını aştığı iddiasıyla yargılanan veya mahkum edilen yüzlerce gazeteci hakkındaki davanın veya başlamış infazların ertelenmesini sağladı. Daha sonra Anayasa Mahkemesinin verdiği bir kararla bu yasanın kapsamı, diğer ifade özgürlüğü suçlarını da içine alacak şekilde genişletildi. 

Tüm bu faaliyetlerini devletten veya herhangi bir kamu kaynağından bir tek kuruş gelir sağlamadan, sadece medya dünyasının desteğiyle gerçekleştiren Türk Basın Konseyi son üç yıldır, dünyanın en aktif ilk on Basın Konseyi arasına girdi ve buradaki yerini korudu. 

Uluslar arası nitelikli faaliyetleri 

Ekşi 1992de kurulan Dünya Basın Konseyleri Birliğinin (World Association of Press Councils) (WAPC) önce Yürütme Kurulu üyeliğine ve Başkan Yardımcılığına, 2002 yılı Şubat ayından itibaren de dört yıl görev yapmak üzere Başkanlığına seçildi. 

Dünya Basın Konseyleri Birliğinin 1995 Helsinki toplantısında, sınır aşan yayınlardan doğan şikayetleri ele alacak, gönüllü bir değerlendirme mekanizmasıkurulması için öneride bulundu. Öneri, siyasi nedenlerle dünya kamuoyunu yanıltma hakkını kendinde gören Batı özellikle Amerikan- gazetecilerinin karşı koyması nedeniyle henüz yaşama geçmedi ama özellikle son Irak savaşı öncesinde üretilen yalan haberler Ekşinin önerisinin sık sık gündeme gelmesine yol açtı. 

Oktay Ekşi uluslar arası nitelikteki gazetecilik örgütlerinin en büyüklerinden biri olan Uluslar arası Basın Entitüsünün (International Press Institute) Türkiye Milli Komitesi olarak görev yapan Basın Enstitüsü Derneğinin kurulmasına öncülük etti ve bu derneğin ilk Kurucu Başkanı sıfatıyla üç yıl görev yaptı. 

Ekşinin, Türk ve Yunan kamuoylarının duygusal yaklaşımlarla abartılmış medya yayınları yüzünden gereksiz yere birbirine karşı kışkırtılmasının önlenmesi amacıyla 1999 Ekiminde başlattığı girişim sonuç verdi ve iki ülkenin üçer gazetecisinden oluşan bir Temas Grubu kuruldu. Bu grup üyeleri, bir olayın gerçek yüzünü öğrenmek için kendilerinden yardım isteyen öteki taraf gazetecilerine yardımda bulunarak gereksiz sansasyon konusu olabilecek bazı olayların ilgili kamuoyuna bozulmadan abartılmadan aktarılmasını sağladı. 

Temas grubu iki ülke gazetecilerini biraraya getiren biri küçük çaplı üç toplantı düzenledi. 

Meslek dışı sosyal faaliyetleri 

Ekşi, gazetecilik dışında, dünyaya geldiği Mesudiyede, ülkemizin ilk Yerel Demokrasi hareketinin başlamasında öncülük yaptı. Bu sayede ilki 1991 yılında yapılan ve yöre halkının her yıl Temmuz ayının ilk Cumartesi günü belli yerde, belli saatte çağrısız olarak toplanarak kendi sorunlarını tartışıp onlara çözüm aradığı, yetkililerden hesap sorduğu Mesudiye İlçe Kurultayı doğdu. 

Doğrudan Doğruya Demokrasi örneği olan ve Mesudiyeyi önümüzdeki 20 sene içinde Türkiyenin en uygar, en gelişmiş ilçesi haline getirmeyi amaçlayan Kurultayların 13üncüsü bu yılın Temmuz ayında yapıldı. 

Kurultaylar Mesudiyeye yüzlerce kilometre köy yolu, 80 bin vişne, 12 bin ceviz fidanı, 2.5 trilyon liraya mal olan bir Mesleki Eğitim Merkezi (METEM), dört programlı bir Meslek Yüksek Okulu, Türkiyenin başarıyla uygulanmış ilk Köy-Kenti dahil pek çok eser ve hizmet gelmesini sağladı. Köylerin pek çoğunun temel alt yapıları bu çabalar sayesinde tamamlandı. 

Oktay Ekşi, Mesudiyenin gelişmesini devletin kaynaklarıyla değil, yöre insanının kendi çabalarıyla sağlamayı amaçlayan MEGEV isimli vakfın 132 kurucu üyesini temsilen Vakfın tek Kurucusu oldu. 

Ödülleri 

Bugüne kadar bir kısmı uluslar arası, bir kısmı mesleki, bir kısmı bilimsel nitelikte olan pek çok konferansta, üniversitede konuşmalar ve sunuşlar yapan, panellerde yer alan Oktay Ekşi, ilki 1958 yılında Ankara Gazeteciler Cemiyetinden aldığı Yılın Gazetecisi ödülü olmak üzere Türkiye Gazeteciler Cemiyetinden, Trabzon Gazeteciler Cemiyetinden, Çukurova Gazeteciler Cemiyetinden eğitim amaçlı çeşitli Vakıflardan aldığı pek çok mesleki ödülü var. 

Ekşi ayrıca 2430 Numaralı Rotary Bölgesinin önerisi üzerine 1997 yılında Rotary International tarafından yöresine, yurduna, ulusuna ve dünyaya sahip çıkanlardan biri olduğu gerekçesiyle Paul Harris Dostluk Ödülüne layık görüldü. 

Prof.Dr.Aysel Ekşi ile evli olan Oktay Ekşinin terör konulu yazılarından oluşan Terör Yazıları isimli bir kitabı ve iki oğlu var.

 

Vekilinize soru sormak/sorununuzu iletmek ister misiniz?
Sorular/Cevaplar