28
Mayıs
2024
Salı
ULUBEY - ORDU
Belediye Sayfaları

Cumaittin Turap

1 trilyon lira harcadı Ordu’daki köyüne gözlemevi yaptı

Cumaittin Turap, ilk kez ay tutulmasına tanık olduğunda 6 yaşındaydı. Babası ‘Ayı canavarlar sardı’ diye açıkladı olayı. Köylülerin teneke çalıp, kurşun atarak, aydedeyi kurtarmaya çalışmaları Turap’ın hayatını değiştirdi.

Gökyüzü en büyük merakı haline geldi. 36 yıl İsviçre’de bir yandan işçi olarak çalıştı, diğer yandan gözlemevlerine gitti ve gökyüzünü tanıdı. 1995’te köyüne rasathane kurmak için geri döndü. Karadeniz kıyısındaki Rus pazarlarından dev bir teleskobun parçalarını topladı, yaklaşık 1 trilyon lira harcadı. Yakında hayali gerçek olacak, yıldızları doğduğu topraklarla buluşturacak: ‘Öğrencisi, çobanı, belediye başkanı rasat yapacak.’

Bu hikaye, bir Karadenizlinin azmini anlatıyor. Hani aklına takılanı mutlaka yapan tipler var ya, Cumaittin Turap onlardan biri. Kafasını gökyüzüne takmış, 6 yaşından 58 yaşına kadar gökyüzüyle yatmış, gökyüzüyle kalkmış. Yıllarca kazandığı bütün parayı da gökyüzüne saçmış. Şimdi, Ordu’daki köyünün kuş uçmaz kervan geçmez bir tepesinde rasathane kuruyor. Gökyüzünü, çocuklar da çobanlar da tanısın diye.

Hikaye 1950’lerde başlıyor. Ordu, Ulubey İlçesi Sayacabaşı Köyü’ndeyiz. Ramazan ayı. 1946 doğumlu Cumaittin, o zamanlar, sarışın mavi gözlü bir Karadeniz çocuğu. Babasına özenip, sahura kalkıyor. Gökyüzüne baktığında ayın ağır ağır karardığını görüyor. Namazdan kalkan babasına gösteriyor Aydede’yi. Cevap hazır: ‘Ay’ı canavarlar sardı, yiyorlar.’ Babasından sunturlu bir küfür yiyor. O sırada köylüler teneke çalıp, kurşun saydırmaya başlıyorlar. Hayırlısıyla, Ay’ı kurtarmak için...

CANAVARLARIN SIRRI

Cumaittin, okula başlıyor. İlkokul boyunca da o gece Ay’a ne olduğunu bir türlü öğrenemiyor. Çorum Astsubay Okulu’na girmek isteyince babası karşı çıkıyor; oğlunun okuldan ayrılması durumunda o zamanın parasıyla ödenmesi gereken 2 bin 500 lira tazminat korkutuyor onu. Sanat okuluna gitmesine de izin vermiyor. Kızıyor Cumaittin, ver elini İstanbul. Henüz 13 yaşında. Dolapdere’de tamircilerde çalışıyor. Hatta ağabeyine de iş buluyor. Gökyüzü takıntısı geçti sanmayın. Her fırsatta Cumaittin, Beyazıt Sahaflar Çarşısı’nda, sorusunun cevabını anlatan kitabı arıyor. Arıyor ama bulamadan askere gidiyor. Kırıkkale’de askerliğini yaptıktan sonra o sırada İsviçre’de bulunan ağabeyinin sayesinde Zürih’e atıyor kapağı. Yaşı 23.

BU KUBBELER DE NE OLA

Zürih’teki ilk günlerinde neredeyse her kasabada bulunan kubbeli binalar dikkatini çekiyor. Bilenlere sorduğunda, aldığı cevap dünyaları veriyor ona. Yabancı dilini biraz ilerletince, astronomi meraklılarına gökyüzünü öğreten bu gözlemevlerinden birine üye oluyor. Ay ve Güneş tutulmasını, galaksileri, yıldızları öğreniyor. Bu arada bir demir-çelik fabrikasında çalışıyor. Köyünden gelin getiriyor, İsviçre’ye.

Cumaittin Turap, tam 36 yıl İsviçre’de kalıyor. Beş kız, bir erkek çocuğu doğup, büyüyor orada. Şimdi en büyükleri 34 yaşında. 1994’te düzen aniden bozuluyor. Fabrikada kaza geçiriyor. Sol gözünün altından giren demir parçası, yüzünün bir yanını parçalıyor. Yedi ameliyat geçirip, kendini buluyor. Ama, her fırsatta üye olduğu Bülach Gözlemevi’ne gitmeyi ihmal etmiyor.

RASATLI HAYATA MAHKEME

Malulen emekli olunca, Türkiye’ye dönmek istiyor. Niyeti Ordu’ya 20 dakika uzaklıktaki köyünde, gözlem de yapacağı bir ev inşa etmek ya da bir gözlemevi kurmak. Eşi, çocukları karşı çıkınca 1995’te boşanıp Ordu’ya geliyor.

Önce köyünde bir ev yaptırıyor. İsviçre’den getirdiği teleskobunu kurup, gökyüzünde gözlem yapıyor. Ordu’da onun bilmediği bir yenilik var: Rus pazarı. Önce bunu, ardından Doğu Karadeniz’in tüm illerinde kurulan Rus pazarlarını keşfediyor. Bir gün dolaşırken, dev bir teleskobun merceğine rastlıyor. Hemen satın alıyor. Sonra iki yıl boyunca Samsun’dan Hopa’ya boydan boya Karadeniz’i gezip, aynı teleksoba ait diğer mercekleri, parçaları topluyor. Ona göre, bunlar dağılan SSCB’nin Karadeniz kıyısındaki bir gözlemevinden sökülen 8620 milimetrelik teleskobun parçaları. Milyarlar döküp bunları bir araya getiriyor. Teleskobun borusunu da İstanbul’da buluyor. Tüm parçalar tamam, şimdi rasathanenin bitmesini bekliyor. Dev teleskobun montajını yapacak, gökyüzünü Ordu’da yere indirecek.

Bu arada Pimaş boruların içine mercekler yerleştirip, yeni yeni teleskoplar yapıyor. Ölçüleri tutturamazsa İsviçre’de üye olduğu Blüch Gözlemevi’ne danışıp, doğruyu bulana kadar uğraşıyor.

Bu sırada bir de mahkemelik oluyor Cumaittin Turap. Eski eşinin akrabaları, kaçak ve yurda girmesi yasak cihaz getirdiğini ihbar ediyorlar. Malların faturaları çıkınca kaçak olmadığı anlaşılıyor. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Astronomi Bölümü’nden bilirkişi tayin edilen bilim adamları da cihazların yurda girmesinin yasak olmadığını söyleyince beraat ediyor.

ARAZİ DE PARÇA PARÇA

Ekipman toplamak kadar, rasathane kuracağı araziyi bulmakta da zorlandığını anlatıyor. Köyünün üstünde, denizden bin metre yüksek bir tepede, miras nedeniyle bölünmüş küçük arazileri parça parça alıp, toplam 130 milyara 27 dönümlük alan sahibi oluyor önce. Ruhsat alıp, proje hazırlatıyor. 80 milyar liraya 14 direk dikip, araziye 10 KW’lık trafo kuruyor. 40 milyar liraya iki ayrı yerden su getiriyor.

ASTRO CUMALİ ŞİRKETİ

2003’te inşaat başlıyor. Bu sırada ikinci eşinden olan oğlu Cumali’nin adından esinleniyor, ‘Astro Cumali Turizm, Özel Eğitim, Özel Sağlık, İç ve Dış Ticaret’ şirketini kuruyor. İsviçre’den getirdiği teleskop ve dürbünlerle, tesiste kuracağı dev dürbün için 150 milyar liranın üzerinde para harcıyor. Şimdiye kadar harcadığı para bugünkü değerle 970 bin YTL, yani 970 milyar lira. Tesisin restoranı, rasathanenin betonarme bölümü bitmiş. 100 milyar lira daha bulursa, rasathanenin açılır kapanır çatısını ve çevre düzenlemesini yapıp, gözleme başlayacak.

Çok kararlı: En geç yaz başına, diyor. Ne dese yapmış bugüne kadar. Yine de soruyoruz: Yağmuruyla ünlü Karadeniz’de yılda kaç gün rasat yapılabilir ki?’

Turap’ın umurunda değil: ‘İsviçre’de hava buradan iyi mi sanıyorsunuz...’

Parçalarını pazardan topladı

Cumaittin Turap’ın parçalarını Rus pazarlarından topladığı dev teleskop kurulduğunda uzunluğu 5 metreden fazla, ağırlığı bir ton olacak. 48 santim çapındaki merceklerden bazıları 55 kilo. Turap, merceklerin yerleştirileceği 50 santim çapındaki boruları İstanbul’da bulmuş. Eksik parçaları yaptırmış. 50 milyara malolan teleskobun gerçek değerinin 300 milyar lira olduğunu söylüyor. Teleskop, İsviçre’de Turap’ın üye olduğu rasathanedekine benzer mimariyle yapılan binaya yerleştirilecek (solda). Oynar çatı açıldığında teleskop güneşe bakacak. Görüntü, bilgisayarlı bir düzenekle, hemen yandaki dershanenin duvarına yansıtılacak. Dershanede oturanlar, güneşteki hareketleri ve patlamaları buradan izleyebilecek. Bu tesis, Ordu’da kurulması düşünülen üniversiteye ayrılan arazinin çok yakınında. Hayali, üniversite kurulduğunda astronomi öğrencilerinin yararlanması. Ama sadece üniversiteye tahsis etmek istemiyor. ‘Çoban da gelebilmeli, belediye başkanı da’ diyor. Tesise ilerde, 25 kişilik pansiyon ve mini tren eklenecek. Şimdi anayoldan tesise giden 200 metrelik yolun yapılmasını bekliyor.

Harcadığı para helal olsun

Sadiye Turap (27) Cumaittin Bey’in ikinci eşi. 2.5 yaşında Cumali adında bir oğulları, 1.5 yaşında Selenay adlı bir kızları var. Kocası hatırı sayılır bir parayı hem de tüm parasını rasathane hayaline yatıran bir kadın ne düşünür?

Niye kızayım ki. Gökyüzü onun tek meşgalesi. İçkisi yok, kumarı yok.

Helal olsun, iyi yaptı. Sevdiği ve inandığı bir şeye yatırdı parasını.

Zamanını iyi bir şey için harcıyor. Onu takdir ediyorum.

Çocuklar küçük. Orası çok yüksek ve soğuk, gidemiyorum. Ama orayı ben de çok seviyorum. 

Ayda Kayar - HÜRRİYET

Vekilinize soru sormak/sorununuzu iletmek ister misiniz?
Sorular/Cevaplar