Türkiye, son 10 yıl içerisinde arıcılık sektörüne yapılan destekleme ve yatırımlarla bal üretiminde dünyada 4. ülke konumuna geldi.

Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü verilerine göre, her yıl Türkiye'de ortalama 70 bin ton bal üretimi gerçekleştiriliyor. Bal arılarının, bal, balmumu, arı sütü, arı zehiri, polen, propolis gibi insan sağlığı ve beslenmesi yönünden değerli ürünleri üretmesi ve toplamasının yanında, doğal ve tarımı yapılan bitkilerde sağladığı tozlaşma hizmetleri ile doğal denge ve tarımsal üretimde hayati önem taşıyor. Türkiye'nin çok zengin bir bitki örtüsüne ve farklı iklim kuşaklarına sahip oluşu, arıcılığın gelişmesine önemli katkı sağlıyor.

Son 10 yılda 140 bin sabit, 40 bin gezginci olmak üzere toplam 180 bin yetiştirici, 4 milyonun üzerinde koloni varlığı, 70 bin ton bal ve 4,5 bin ton balmumu üretimiyle ülke ekonomisine yılda 150 milyon YTL girdi sağlıyor. Arıcılığın bitkisel üretime olan katkıları da dikkate alındığında bu faaliyetin ulusal ekonomiye olan toplam katkısının 500 milyon YTL civarında olduğu tahmin ediliyor. Yıllık 20-25 bin ton bal, yurt dışına ihraç edilerek ülke ekonomisine yaklaşık 30 milyon dolar katkı sağlanıyor.

Arıcılıktan belli bir kazanç elde edilebilmesi için en az 50-60 koloniye sahip olunması gerekiyor. Türkiye'nin zengin bitki örtüsü, farklı iklim ve coğrafik özellikleri arıcılığa son derece elverişli bir ortam oluşturuyor. Arı yetiştiriciliği ve bal üretiminde temel etken olan coğrafyanın, iklim şartları ve ballı bitki florasının uygun olması büyük bir şans olarak görülüyor. Dünyada mevcut olan ballı bitki tür ve çeşitlerinin yüzde 75'inin Türkiye'de bulunması büyük bir doğal zenginlik olarak ön plana
çıkıyor.