Medical Park Samsun Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Mustafa Doğan, 14-21 Kasım Dünya Diyabet Haftası nedeniyle diyabette risk faktörleri, diyabet tipleri, belirtileri, tedavi yöntemleri, egzersiz ve diyetin önemini anlattı. Besinlerden elde edilen ve karaciğerdeki depolardan kana salınan şekerin hücre içine girip orada yakılarak enerjiye dönüşebilmesi için pankreas tarafından salınan insülin hormonunun yardımına ihtiyaç olduğunu anlatan Dahiliye Uzmanı Dr. Mustafa Doğan, "İnsülin yokluğunda veya insülinin

hücre içine girişinde ya da hücre içi kullanımında bozukluk varsa şeker hücre içine giremez, kanda yükselir ve diyabet hastalığı oluşur" dedi.

Diyabetin nedeninin ne olduğunun tam bilinmediğine dikkat çeken Dr. Mustafa Doğan, şöyle konuştu: "Tip 2 diyabetin yaşı 40 ve üzeri olanlar, şişmanlar, ailesinde diyabet hastalığı bulunanlar, gebelik sırasında diyabet gelişenler, stresli bir hayatı olanlar, beslenme alışkanlığı bozuk olanlarda görülme olasılığı daha yüksek. Bu risk faktörlerinden en az iki tanesi varsa mutlaka diyabet taraması yapılmalı. Hastalık ortaya çıkmadan önce diyabete eğilimi olan kişiler belirlenip bunlara uygun diyet ve

egzersiz programlarının uygulanması ile hastalık önlenebilir veya gelişimi geciktirilebilir. Diyabetin toplumumuzda sıklığı yüzde 2'dir."

Tüm dünyada oldukça yaygın görülen bu hastalığın pek çok başka hastalığa da zemin oluşturabilmesi nedeniyle oldukça önemli olduğunu anlatan Doğan, şunları söyledi: "İki tip şeker hastalığı mevcut. 1. tip veya insüline bağımlı tip şeker hastalığı genelde 40 yaş altında ortaya çıkar ve vücutta insülin üretimi olmadığı için bu hastalar dışarıdan insülin almak zorundadır. 2. tip veya insülinden bağımsız şeker hastalığı genelde kilolu ve ailede şeker hastalığı olanları etkiler ve sağlıklı beslenme ve düzenli

egzersizle tedaviye başlanır. Kontrol edilmediğinde ağızdan ilaç tedavisi ya da insülin kullanılır. En sık rastlanan tip de budur."

Doğan, sık idrara çıkma, çok su içme, çok yemek yeme, kilo kaybı, yorgunluk, vücuttaki yaraların geç iyileşmesi, kuru ve kaşıntılı cilt, sık enfeksiyon, bulanık görme, cinsel sorunlar, ellerde ve ayaklarda uyuşma, el ve ayaklarda karıncalanma, ağız kuruluğu gibi sorunların diyabetin habercisi olduğunu söyledi.

Diyabetin yaşam boyu devam eden bir hastalık olduğunu anlatan Dr. Mustafa Doğan, sözlerine şöyle devam etti: "Dolaşımda şekerin yükselmesi halinde birçok organ ve doku zarar görür. Şekerin yol açtığı tahribat en çok göz ve böbreklere zarar verir. Şeker, damar çeperlerini yıpratır ve damar tıkanıklığına yol açar. Yine bacaklarda görülen ülser, ayakların kesilmesi derecesinde ciddi sonuç doğurabilir. Diyabet hastalarında kalp hastalıkları riski de artar. Diyabetik hastaların kalp hastalığı olma riski

erkeklerde 2 kat, kadınlarda 4 kat daha fazladır. Diyabet tedavisinde egzersiz önemlidir. Egzersiz alınan besinlerin kas dokuları tarafından kullanılmasını hızlandırır ve kan şekerini düşürür."

Egzersizin şeker hastalığının tedavisinde ve şeker hastalığından korunmada etkin bir uygulama olduğunu anlatan Doğan, şunları söyledi: "Tip 2 diyabetlilerin yüzde 80'i şişmandır. Egzersizle harcanan enerjinin artması kilo kaybına yardımcı olur."

Dr. Doğan diyabette diyetin önemini şu sözlerle anlattı: "Diyabet diyeti, yeterli ve dengeli beslenme temeline dayanmaktadır. Önerilen miktardaki yiyecekler günlük protein, karbonhidrat, yağ ve enerji ihtiyaçlarınızı karşılayacaktır. Diyeti uygularken öğün atlamadan az ve sık yiyerek kan şekerinizi daha kolay kontrol altına alabilirsiniz. Mönüdeki yiyeceklerin yerlerini az ve sık yemek koşulu ile değiştirebilirsiniz. Unutmayın diyabet diyeti düzenli ve ömür boyu olmak zorundadır."

Diyabet tedavisinde diyetin yerinin çok önemli olduğunu anlatan Dr. Mustafa Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer başarılı bir diyet tedavisi amacınızsa diyet, mutlaka belirtildiği gibi yapılmalıdır ve hiç endişe etmeyin bu listelerdeki yiyecekler sizin günlük enerji ihtiyacınızı karşılar. Diyabetin uzun dönem seyrindeki kötü sonla daha geç karşılaşmak için gelin diyetinize uyun. Diyetinizi yaparken şeker ve şekerli tatlılar, bal, reçelden kaçının. Yağda kızartma yemeyin, tavuk, balık ve hindi etini

kırmızı ete göre daha sık kullanın. Etleri görünür yağlarından ayırın. Kepekli ekmek, sebze, meyve ve kuru baklagiller gibi posadan zengin gıdaları diyetinizde sıkça bulundurunuz."

İHA

Yayın Tarihi : 15 Kasım 2009 Pazar 17:44:05

Güncelleme :16 Kasım 2009 Pazartesi 08:22:40