6
Mayıs
2024
Pazertesi
SAMSUN

Doktor ve bakanlığa rekor dava

Samsun'da, sağlıklı denilen anne karnındaki bebeğin gerekli kontrollerini yapmayarak zeka geriliği hastalığıyla doğmasına neden olduğu iddia edilen doktor ile sağlık bakanlığı aleyhinde 1 milyon YTL'si manevi, 2 bin YTL'si maddi olmak üzere toplam 1 milyon 2 bin YTL tazminat davası açıldı.

Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne, maddi ve manevi tazminat davası açan 4 yıllık evli baba Taner Demirci ve anne Gülay Demirci, dava dilekçelerinde 2004 yılının Temmuz ayında dünyaya gelen ve Cemal ismini verdikleri erkek bebeklerinin üç yaşını geçtiğini, ancak halen ne ağladığını ne güldüğünü ne de konuşabildiğini, şırınga ile beslendiğini, halk arasında bilinen adıyla 'kafa küçüklüğü sendromu ve zeka geriliği (Mikrosefali- Holoprosensefali)' hastalığı olduğunu belirtti.

İddiaya göre, OMÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda Yrd. Doç. olan ve olayın gerçekleştiği 14 Temmuz 2004 tarihinde Sağlık Bakanlığı'na bağlı Samsun Gazi Devlet Hastanesi'nin Kadın Doğum Uzmanı olarak görev yapan M.T.'ye muayene olan Gülay Demirci, daha sonra da aynı doktorun özel muayenehanesine giderek, hamilelik döneminin sağlıklı ve kontrol altında geçmesini istedi.

Doktorun söylediği periyodik zamanlarda kontrolünü olan anne Demirci, sağlıklı bir bebeklerinin dünyaya gelmesi için doktor kontrolünü aksatmadı. Eşi Taner Demirci ile birlikte hamilelik döneminin 8. ayına kadar aynı doktora giden ve ultrason görüntülerini izleyen Gülay Demirci, sağlıklı olarak deklare edilen bebeğin ultrason görüntülerinin yer aldığı CD'leri de doğacak çocuğuna anı olarak göstermek için sakladı. Hamileliğin 8. ayında yeniden kontrole giden Gülay Demirci, doktor M.T. tarafından OMÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı'na sevk edildi.

Bebeğin iddiaya göre 4.5 aylıkken tahlillerle de anlaşılabilecek olan Mikrosefali-Holoprosensefali hastalığı olduğu belirlendi. Doğum yapan anne Gülay Demirci, sağlıklı bir bebek beklerken yüzde 100 özürlü bir çocukları dünyaya geldi. Adı 'Cemal' konulan bebek doğduğu günden bugüne kadar hiçbir şekilde tepki veremedi, konuşamadı, yürüyemedi, şırıngayla beslendi zeka geriliğiyle yaşamını sadece yatarak sürdürdü. 3 yılı aşkın süredir yatalak oğluna bakan anne Gülay Demirci, "Bize hep 'sağlıklı bir bebek gelişiyor' dendi. Özürlü bir bebeği dünyaya getirmek istemezdim, bebeğim içinde şuan ki durum acı. Benim Cemal'im böyle bir yaşamı hak etmedi. Seçim şansı verilse ve doktor beni uyarsa, daha dikkatli davransaydı, bebeğin doğmasına asla izin vermezdim. Daha sonra danıştığım doktorlar hastalığın bebek 4-5 aylıkken fark edilmesi gerekirdi diyor. Dikkatsiz davrandı ve bize bu acıyı yaşattı" dedi.

Demirci ailesi, yüzde 100 özürlü olarak rapor verilen Cemal bebeğin dünyaya getirilmesinde kusurlu bulunduğunu öne sürdüğü Yrd. Doç. Dr. M.T. ve Sağlık Bakanlığı'ndan 1 milyon YTL manevi, 2 bin YTL ise madde tazminat davası açtı.

İddialara cevap veren Yrd. Doç. Dr. M.T. şunları söyledi: "Hasta gebeliğinin 30. haftasında (normal gebelik süresi 40 haftadır) özellikle kafa yapısı ve ölçümlerinin değerlendirilmesi amacıyla Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne gönderilmiş ve yapılan iki ultrasonografik değerlendirme sonrasında normal olarak yorumlanmıştır. İlerleyen gebelik haftalarıyla beraber kafa ölçümleri olması gereken değerlerin gerisinde kalmış ve bebek mikrosefali olarak doğmuştur. Bu durum 3.5 yıl önce de aileye bilimsel verilerle anlatılmış ve olayı kavramaları sağlanmıştır.

Konunun bilimsel izahı literatürde de mevcut olduğu gibi mikrosefali tanısının ancak ileri gebelik haftalarında konabilmesidir. Hastanın örnek verdiği 21 haftalık holoprosensefali olgusunun mevcut durumla bir ilgisi yoktur. Sonlandırılan bu gebelikteki kafa içi patolojileri çok belirgin olup erken gebelik haftalarında bile tanı koymak mümkündür. İzahı 3.5 yıl önce de bilimsel olarak yapılan olayın tekrar güncelleştirilmesini anlamak mümkün değildir."

 

iha
Yayın Tarihi : 27 Şubat 2008 Çarşamba 12:49:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?