Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, hakim ve savcılarla ilgili birtakım ihbarlar ve şikayetlerin Bakanlığın ilgili birimlerince objektif ölçüler içinde değerlendirildiğini, hiç kimseye özel muamele yapılmadığını söyledi.

Bakan Şahin, iktidar olarak her türlü usulsüzlük ve yolsuzluğun üzerine bu zamana kadar ciddiyetle gittiklerini, bundan sonra da gideceklerini belirterek, "Babamızın oğlu olsa fark etmez" dedi.

Ankara'dan karayoluyla Samsun'a gelen ve ilk olarak Samsun Adliye Sarayı arsasında incelemelerde bulunan Bakan Şahin, burayı gezdikten sonra basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

'Ergenekon' davası savcılarına soruşturma izni verilmemesi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a 3 YTL para cezası veren hakime soruşturma açılması konusunu değerlendiren Bakan Şahin, "Adalet Bakanlığı'nda hiç kimseye özel muamele yapılmaz. Hakim ve savcılarımızla ilgili bir takım ihbarlar ve şikayetler, Bakanlığımın ilgili birimlerince objektif ölçüler içinde değerlendirilir. Bu değerlendirme sonuçları müsteşarlığımızdan bana gelir. Biz de bu değerlendirmeler paralelinde kararlarımızı veririz. Birtakım hakim ve savcılarımızın isminden bahsederek bir değerlendirme yapmamız uygun olmaz. Bakan, müsteşar ve diğer arkadaşlarımız olarak hakim ve savcılarımızla ilgili herhangi bir ayrım yapmayız. Teftiş raporları, inceleme raporları neyi gerektiriyorsa, o raporlar istikametinde hareket ederiz. Hiçbir hakim ve savcı arkadaşımız bizim hasmımız değildir. Onlar bizim mesai arkadaşlarımızdır. Ama yasa ve yönetmelikler gereği birtakım tespitler yapılmışsa, o tespitler ışığında değerlendirme yapılır" diye konuştu.

2008 yılı içinde şu ana kadar hakim ve savcılarla ilgili Adalet Bakanlığı'na 4 bin civarında şikayet geldiğini açıklayan Adalet Bakanı Şahin, "Bu şikayetlerle ilgili değerlendirmeler yapılmış, sadece yüzde 4'ü ile ilgili işlem yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu ihtiyaçlar da yasa, yönetmeliklerin ortaya koyduğu ilkeler çerçevesinde cereyan etmiştir. 'Falana şöyle yaptınız, filana böyle yaptınız' şeklindeki değerlendirmeler isabetli değildir. Bu çalışmaları yapanlar da birinci sınıfa ayrılmış hakim ve savcı arkadaşlardır. Biz onların değerlendirmelerine itibar ediyoruz. Benim kişisel değerlendirmem değil" şeklinde konuştu.

BABAMIZIN OĞLU OLSA FARK ETMEZ
Almanya'daki Deniz Feneri Deneği'yle ilgili soruyu cevaplayan Bakan Şahin, şunları söyledi:

"Bir kişi veya kurum suç işlediği zaman soruşturmayı siyasi otorite yapmaz, bağımsız yargı organları yapar. Kuşkusuz ki insanlar suç işleyebilirler. Haklarında birtakım isnatlar olabilir. Ama isnatlar yargı kararına bağlanana kadar da hiç kimseye suçlu ilan etmesi mümkün değildir. Biz iktidar olarak her türlü usulsüzlük ve yolsuzluğun üzerine bu zamana kadar ciddiyetle gittik, bundan sonra da gideriz. Babamızın oğlu olsa fark etmez. Çünkü bizim partimizin ismi AK Parti'dir. Beyazda en küçük bir leke
gözükür. O bakımdan biz, herkesten daha çok titiziz. Bir yanlışlık var ise o yanlışı ortadan kaldırmak bizim görevimizdir ama söylediğiniz Almanya'daki dava devam ediyor. Eğer onun Türkiye'ye uzantısı var ise, Türkiye'de de suçlar işlenmişse, kuşkusuz ki bağımsız yargı organları bu konuda üzerine düşeni yapar. Nitekim Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da bu konuyla ilgili soruşturma başlattı. Onun sonucu bekleyin. Bu soruşturmaları yapacak biz değiliz. Biz yargı organı değiliz. Bağımsız yargı organı adliyelerimizde hakim ve savcılarımızdan oluşur. Biz her türlü usulsüzlüğün üzerine bu zamana kadar ciddiyetle gittik, bundan sonra da gideriz. Hata yapan en yakınımız dahi olsa. Hiç fark etmez."

Siyasetçiler arasında yaşanan üslubun bir düzeyi olması gerektiğini, birbirini kırmadan siyaset yapılmasının daha doğru olduğunu vurgulayan Bakan Şahin, muhalefetin yol gösterici ve yapıcı olması gerektiğini, sürekli itham ederek, çamur atarak muhalefet yapma anlayışının artık bu çağda geçerli olmadığını, bunu halkın da tasvip etmediğini kaydetti.

Bakan Şahin, incelemenin ardından Samsun programına devam etti.

iha

Yayın Tarihi : 13 Eylül 2008 Cumartesi 12:53:17