Ömür Öziç yaptığı açıklamada, ABD'de başlayan krizin, AB başta olmak üzere dünyanın pek çok yerini olumsuz bir şekilde etkileyeceğini, ancak Türkiye'nin 2001 yılında atlatmış olduğu büyük krizin ardından gerçekleştirmiş olduğu yapısal reformlarla, özellikle mali ve finansal disiplinin sağlanması, bankacılık sistemini bu tür krizlere hazırlıklı hale getirdiğini vurguladı. Ayrıca, Türk bankacılık sektörünün ABD ile mukayese edilemeyecek ölçüde sığ, yani milli gelire oranla büyüklüğünün çok küçük olmasının,
Türkiye'nin krizden en hafif bir şekilde sıyrılmasını sağlayacağına dikkat çeken Öziç, "Bu nedenle ABD'de ortaya çıkan ekonomik krizin ülkemizde derin etkileri olacağını söylemek oldukça güçtür" dedi.

Türkiye'nin, sahip olduğu bilgi, birikim, güven ve alt yapıyla uygulayacağı akılcı ve bilimsel politikalar ile söz konusu krizi "fırsata" dönüştürebileceğini kaydeden Öziç, "Çünkü ABD'deki gelişmeler tüm dünya gündemini değiştirerek uluslararası yatırımcıların yönünü Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelere çevirmiştir. Yabancı fonlar, büyüme potansiyeli bulunan gelişmekte olan ülkelere yöneliyor. Türkiye bugüne kadar hiç olmadığı kadar dünya yatırımcılarının gündemindedir. Çünkü Türkiye son yıllarda uyguladığı ekonomik programla üretimde rekabetçiliği en üst düzeyde yakalamış bir özel sektörle gerçek bir büyüme potansiyeline sahip olan bir ülkedir" diye konuştu.

Ömür Öziç, açıklamasına şöyle devam etti:
"Bunun için krizleri birer fırsat ve birer öğretmen olarak görmeli, muhalefetiyle iktidarıyla, özellikle kısır çekişmelerle ve suni gündemlerle daha fazla zaman kaybetmeden, siyasi gündemlerin yerini süratli bir şekilde 'ekonomi gündemine' bırakarak ülke çıkarlarına kilitlenmeli, bulunduğumuz coğrafyanın en huzurlu ve güvenilir ülkesi olduğumuzu dünyaya ilan etmeliyiz."

iha

Yayın Tarihi : 26 Eylül 2008 Cuma 13:45:55