4
Mayıs
2024
Cumartesi
SAMSUN

Samsun: Girişimci İşadamları: Girişimcilik ruhu ilkokulda aşılanmalı

Samsun Girişimci İşadamları Derneği tarafından Değişim Sahnesi’nde düzenlenen "Avrupa Birliği (AB) Yolunda Girişimcilik ve Girişimciliğin Önemi" konulu konferansta, ilkokuldan başlanarak girişimcilik ruhunun aşılanması, KOBİ bankacılığının geliştirilmesi ve girişimciliğin bölgesel teşvikler çıkarılarak desteklenmesi gerektiği belirtildi.

Sırasıyla, Samsun Girişimci İşadamları Derneği Başkanı Ahmet Tarık Karslı, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Adnan Sakoğlu, Samsun Vali Vekili Nazım Madenoğlu, KOSGEB Girişimciliği Geliştirme Merkezi Müdürü Necla Haliloğlu, Dışişleri Bakanlığı AB KOBİ ve Sanayi Uzmanı Turgay Payanoğlu, Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Çorumlu işadamı Osman Samsunlu, Türkiye Ekonomik Stratejiler Araştırma Vakfı Temsilcisi Nilüfer Arık ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Yavuz’un konuştuğu konferansa, KOSGEB’de eğitim gören geleceğin girişimcileri OMÜ öğrencileri de dinleyici olarak katıldı.
KOSGEB Girişimciliği Geliştirme Merkezi Müdürü Necla Haliloğlu, ilkokuldan başlanarak insanlara girişimcilik ruhunun aşılanması gerektiğini belirterek başladığı konuşmasını "Yüksekokulda girişimcilik gerçekçi bir kariyer alternatifi olarak sunulmalı. Tarih, psikoloji, sosyoloji, fen, matematik, ders ne olursa olsun girişimcilik dersin en can alıcı noktasında bilinçaltına yerleştirilmeli. Çocuğa, ’Sen bir işletmede çalışan olabilirsin ama o işletmenin sahibi de olabilirsin’ düşüncesi verilmeli şeklinde sürdürdü.

KOBİ bankacılığının önemine dikkat çeken Dışişleri Bakanlığı AB KOBİ ve Sanayi Uzmanı Turgay Payanoğlu ise, hiçbir devletin bütün yöreleri geliştirebilecek kapasitesinin olamayacağına işaret ederek, "Bir yerleşimde yaşayan insanlar kendini geliştirmeli, stratejiler oluşturmalı. Potansiyel girişimci noktasına gelmeli. O zaman devlet bu potansiyel girişimcilerin önünü açar" dedi.
AB işletmelerinin büyük ölçekli, modern işletim ve yönetime sahip olduğunu, kendi alanındaki gelişmeleri iyi takip ettiğini, ortaklık yapılarının güçlü ve sermaye miktarlarının yüksek olduğunu kaydeden Turgay Payanoğlu, "Biz de işletmeler arası işbirliğine gitmeliyiz. AB’ye uyum sürecinde, onların işletmeleriyle rekabet etme noktasına ancak birleşirsek geliriz. Devletimiz KOBİ’leri daha fazla desteklemeli. Bankalar bu konuda özendirilmeli. Hatta Türkiye’de KOBİ bankacılığı geliştirilmeli. Biz Türkiye için sanayi ve KOBİ politikasını hazırladık. Yüksek Planlama Kurulu (YPK) da onayladı. Bunlar rafta durursa hiçbir işe yaramaz. Uygulanmalı. Ayrıca, insanlarımız girişimciliğin risk değil kariyer olduğunu asla unutmamalı. Girişimciler araştırıcı olmalı. Bugün ülkemizde işletme kuranlar için ilk 5 sene ölçü alınarak risk sigortaları oluşturulmuştur. İşletme ilk 4.5 sene de iflas ederse riske ettiği miktar devlet tarafından karşılanıyor. Ancak, şu bilinmeli ki, yeni işletme kurmaktan bir işletmeyi devralmak daha faydalı. Eldeki rakamlar devralınan işletmelerin ilk 5 senede yüzde 96’sının, yeni açılan işyerlerinin ise yine ilk 5 senede yüzde 75’inin ayakta kaldığını göstermektedir. Bunun nedeni devredilen işletmenin bir altyapısının olmasıdır. Devredilecek işletmelerin de borsası olmalıdır. AB’ye uyum sürecinde yaptığımız çalışmalarla iflasa yakın olan işletmelerden geleceği olan işletmelere kadar her şeyin tespitini yapacağız. Önümüzdeki dönemde danışmanlar KOBİ’lere işletim ve yönetim hizmetlerinde bulunacak. Girişimcilik özendirilmeli ve insanlarımız girişimci olmaya özenmelidir" diye konuştu.

"TEŞVİK PARA VERİLEREK OLMAZ"
Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Çorumlu işadamı Osman Samsunlu ise konuşmasında girişimciliğin bölgesel teşviklerle desteklenmesinin önemini vurguladı. Samsunlu, "Örneğin, Samsun denizcilik ve dondurulmuş sebzecilik alanlarında teşvik edilmeli. Her bölge de kendi değerleri doğrultusunda teşvik edilerek girişimciliğin önü açılmalı. Teşvik ille de para vermekle olmaz. Söz konusu alana yatırım yapacak girişimcilere vergi, sigorta kolaylığı sağlanabilir. Ancak, koyun ekonomisinden uzak durmak gerekir. Zira geçmişte biz yumurtacılık yapmaya başladık. İyi kazanıyorduk, sonra 3 milyon yumurtayı Çorum’da üretip satamazken yumurtacılık teşvik edildi. Yozgat, Kayseri, önüne gelen yumurtacılığa başladı. Şimdi ise hepsi battı. Toprak sanayii teşvik edildi. Çorum’da bu alanda 70 fabrika kuruldu. İnşaat sektörü bitti bu fabrikaların hepsi atıl vaziyette. Bunun için de araştırma geliştirme (AR-GE) çok önemli. Bir defa üretim imkanlarını, pazarlama ağlarını belirleyeceksin. Yatırımı yapacaksın. Bu yatırımı yapan da teşvik edilecek. Ama biz de biri bir yatırım yapınca herkes peşinden koşuyor. Aynı yatırımı yapıyor. Sonra da hepsi birden batıyor" dedi.
KOBİ’lerde patron hastalığı olduğunu ve tüm yükün patronların sırtına bindiğini de öne süren Samsunlu, "Sabah bir işyerine gidiyorsun, herkes oturuyor. ’Niye oturuyorsunuz?’ diye sorunca ’Patron gelsin, bize yapacağımız işi o söyler’ diyor. Oturmak işlerine geliyor. Patron hem işin sahibi, hem muhasebecisi. Yetmiyor çek-senet tahsilatçısı, aşçısı. Bir adam bu kadar işi yapabilir mi? Tamam sen işin sahibisin, para senin. Ancak diğer akıllara da ihtiyacın var. Senin sorumluluk, bilgi sahibi insanlara yol vermen, işi sahiplenmelerini sağlaman gerekir. Bu anlayışta değişmeli. Diğer taraftan, neye ihtiyaç duyulursa o alınmalı. Bir firmanın sahibi bir kamyon alıyor, aynısını gidip rakibi de alıyor. Kardeşim sen niye alıyorsun? Onun ihtiyacı vardı aldı, sana ne oluyor? Önce bir bak, ihtiyacın var mı? Her şeyden önce girişimcilik uzun soluklu bir iştir. Girişimci, bisikletteki adam gibi durmadan pedalları çevirmelidir. Çevirmezse ayakta duramaz. Yeni gelişmeleri takip etmeli, kendini ayarlamalıdır. Ben bugün yatırımcı olarak hükümetten hiçbir şey beklemiyorum. Hükümet sadece bölgesel teşvikleri ön plana çıkarsın. Bunun için de para vermesin. Sigorta, vergi kolaylığı getirilsin. Geçmişte para verildi. Adam 1 milyar teşviki aldı, bankaya faize yatırdı. Sonra proforma faturayla ’kepçe aldım’ dedi. Yanlış uygulama. Türkiye’de bunların örneği fazlasıyla var. Bu yanlışa bir daha düşülmemeli" şeklinde konuştu.

SAMSUN-(İHA)
Yayın Tarihi : 10 Nisan 2004 Cumartesi 18:28:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?