Şiddet aileden geçiyor!

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye genelinde dağıtımı yapılan "Aileiçi Şiddetle Mücadele El Kitabı"yla aile içindeki şiddetin önüne geçilerek, toplumsal şiddetin önlemesine çalışılacak.

Şiddetin önlenmesi amacıyla çalışmalarını yürüten Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, başta aile içerisinde yaşanan şiddeti içeren konuların alınması, gereken önlemler ve şiddete uğrayanların ne yapmaları gerektiği, şiddetin tanımı, 'Alo 183' çalışmalar gibi konuları içeren el kitapçığının dağıtımına başladı.

Samsun İl Sosyal Hizmetler Müdürü Muzaffer Çelik, el kitabında birçok yararlı bilginin yer aldığını, çağın en büyük hastalığının, sıkıntısının şiddet olduğunu söyledi. "Aile içerisindeki şiddeti çözmediğimiz zaman toplumun diğer alanlarındaki şiddeti çözmemiz mümkün değil" diyen Çelik, "Çocuk ilk önce kişilik ve kimliği aile içinde gelişiyor. Anne-babanın kavgasından şiddet başlıyor. Aile içinde şiddeti görünce yetişkinlik döneminde başkalarına ve ailesine çevresindeki insanlara şiddet uygulamaya başlıyor" dedi.

Artan şiddet olaylarına çözüm bulunması için Aile Danışma Merkezi aracılığıyla aile içindeki sorunların çözüme kavuşturulması için çalışmaların yürütüldüğünü ifade eden Çelik, ülke genelinde kadın konut evlerine ihmal ve istismara uğrayan kadınların korumaya alındığını kaydetti. Şiddetin fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik gibi çeşitlerinin olduğunu vurgulayan Çelik, "Şiddette fiziki müdahale olarak algılanmamalıdır. Baskı yapılması, küfür edilmesi, psikolojik olarak zorlanması, ekonomik özgürlüklerin olumsuz yönde kullanılması da şiddet kapsamına girmektedir.

Şiddeti uğrayan bir bayan Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerine ve ALO 183'e ulaşabilir. Ulaşma konusunda kamu, emniyet ve ilgili denek kuruluşları anacılığıyla da ulaşım sağlanabilir. Bu tür durumlarda konuya hemen el atıyoruz. Gerekirse güvenlik güçleri tedbir alıyor ve yargı gerekli cezai işlemi uyguluyor. Şiddet uygulayan birey, mağdurun yayına dahi yaklaşamıyor" diye konuştu.

Şiddetin etkenleri konusunda bilgi veren Çelik, "Sosyoekonomik yapıdaki sıkıntılar, yaşamı dayanılmaz hale getiriyor. İnsanlarımız yoksullaştıkça bu sıkıntıları aile içinde şiddete yönelerek aşmaya çalışıyor. Tabii bu yanlış bir tutum daha çok sıkıntılara yol açıyor. Geleneksel yapıdan gelen töre, namus gibi bazı durumlarda şiddete yönelik eğilimler gerçekleşiyor. Şiddet içeren ve çocukların gelişimini olumsuz etkileyen televizyon programları, çocuklarda 'silah gibi' olumsuz etki oluşturacak oyuncakların
seçimi uzun ve kısa vadede şiddete yöneltiyor. Ya da geçim zorluğundan dolayı para kazanmasının yolu ve yönteminin çete, şiddet uygulamadan geçtiğini düşünülüyor" şeklinde konuştu.

Çelik, 1 yıl içerisinde ise Aile Danışma Merkezi'nde 60, Kadın Sığınmaevi'nde 20 kişiye destek ve koruma sağlandığını sözlerine ekledi.