Ülkü Ocakları Samsun İl Başkanlığı binasında yapılan basın açıklamasına, Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı K. Tuncer Çağlayan, Kızılay Samsun İl Başkanı Mustafa Keskin, Türk Kamu Çalışanları Vakfı (TÜRKAV) Samsun Şube Başkanı Halim Kaya, Ülkücü Teknik Elemanlar Derneği (ÜLKÜTEK) Samsun Şube Başkanı Muhammer Baş ve sivil toplum kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri katıldı.

Ülkü Ocakları Samsun İl Başkanı Murat Gündoğdu, son günlerde Doğu Türkistan'da gerçekleşen menfur saldırılar sonucunda pek çok Uygur
Türkünün katledildiğini, katliamın sömürgeci komünist Çin'in ilk zulmü olmadığını ve Uygur Türklerinin esaretin pençesine yıllarca evlatlarını kurban verdiğini söyledi. Gündoğdu, "Bugün televizyonlarda sokakta kalmış cesetlerini seyrettiğimiz soydaşlarımıza bir parça hürriyet çok görülmüştür. İnsanca yaşayabilmek ve Türk kalabilmekten başka amacı olmayan kardeşlerimiz, kızıl kurşunlarla şehit edilmişlerdir. Çin'in sürdürdüğü sindirme siyaseti insanlıktan çıkmış, Uygurların yaşam hakkını yok sayan canavarca bir boyuta ulaşmıştır. Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası camia, dünyada insan haklarına yönelik çeşitli çözümlerin üretildiğini, yüksek standartların yakalandığını iddia etmektedir.

Uygur Türklüğünün yıllardır yaşadığı zulüm bu iddiaları boşa çıkartmaktadır. Gelinen noktada bugün Irak'ta, dün Bosna'da, Çeçenistan'da, Karabağ'da yaşanan insanlık dramlarına sağır kalan bir uluslar arası camianın varlığından söz edilebilir. Bu bakımdan uluslararası camianın Uygur Türklüğünün davasına
destek vermesi, söylemlerinin samimiyetinin sınandığı yeni bir sınav olacaktır" dedi.

Türkiye'nin Türk milletinin ebedi vatanını koruyan bir hami olduğu kadar Türklüğün umudu ve desteği olduğunu belirten Gündoğdu, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sahip olduğu gelenek ve güçle büyük devlet olma misyonunu yüklenmiştir. Bu, Anadolu Türklüğünün kaçınılmaz vazifesidir. Tarihin çağrısı yüzyıllardır bu eksenden sapmamıştır. Bugün büyük devlet olabilmenin ölçütü, varlığına sahip çıkabilmek ve dünyanın neresinde olursa olsun zulüm gören başta tüm Türkler olmak üzere bütün insanlığın umudu olabilme ülküsünü diri, güçlü ve elbette gerçek kılabilmektir.

Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden başta hükümet olmak üzere tüm kurumlar bu idealin arkasında durduklarını göstermek mecburiyetindedir. Bugün milli bir yas günüdür. Bugün milli bir davanın yeniden hatırlanması ve elbette, zulme karşı dik durma günüdür. Türkiye bu minvalde, Türklüğün umudu ve temsilcisi olduğu hakikatini bir kez daha ortaya koymak zorundadır. Bu hususta kanaatimizce en büyük sorumluluk hükümete düşmektedir" şeklinde konuştu.

İha

Yayın Tarihi : 9 Temmuz 2009 Perşembe 18:54:38