Yargıtay'dan baz istasyonlarına 'dur'

Samsun'un Bafra ilçesinde mahalle sakinleri, minareye takılan baz istasyonunun kaldırılması için açtığı davayı, Türkiye'de emsal gösterilecek şekilde kazandı.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin "Hiçbir hizmet, insan yaşamı kadar değerli değildir" kararı şehir merkezlerindeki baz istasyonlarının kaldırılmasının önünü açtı.
İlçesinin Alparslan Mahallesi'ndeki Seyit Ahmet Camisi'nin minaresine konulan GSM baz istasyonu, Bafra kamuoyunda büyük yankı uyandırıp tepki almış ve mahalle sakinleri konuyu hukuka taşımıştı. Yerel mahkemenin vatandaşların baz istasyonunun kaldırılması için taleplerini 'ret' etmesi üzerine Yargıtay'a itirazda bulunuldu.

2007 yılından bu yana sürdürülen hukuk mücadelesinde, vatandaşların baz istasyonu davası Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nce görüldü.Yargıtay, yerel mahkemenin kararını bozarak vatandaşları haklı buldu ve "Hiçbir hizmet insan yaşamı kadar değerli değildir" kararını verdi. Türkiye'de örnek teşkil edecek kararla, şehir merkezindeki baz istasyonlarının kaldırılmasının önü açıldı.

Davayı takip eden Samsun Barosu avukatlarından Orhan Kırcalı, GSM firmasının 2007 yılında baz istasyonunu ilçeye kurduğunu ve vatandaşların büyük tepkisi üzerine hukuk mücadelesi başlattıklarını söyledi. Yerel mahkemenin ret kararı üzerine Yargıtay'a itirazda bulunduklarını ifade eden Orhan Kırcalı, " Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin verdiği bu karar ile artık yerleşim yerlerinde mantar gibi biten GSM baz istasyonlarını engellemenin önü açılmıştır" dedi.

Kırcalı, yargı kararıyla ilgili şunları dedi:

 "Yargıtay 4. Hukuk Dairesi davayla ilgili kararında benzer tesislerin işletilmesinin geniş bir halk kitlesine yarar sağladığı, ancak bu yararın sağlanması karşısında kişilerin zarar görmesinin hoş karşılanmadığı belirtildi. Bu nedenle hizmetten elde edilen yarar ve bunun karşısında verilen zararın dengelenmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır. Yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi aynı kararında hiçbir hizmetin insan yaşamı kadar öncelik ve önem taşıyamayacağı, yararlı bir hizmetin karşılığı olarak insan ölümünün uygun bir sonuç olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiştir."

Yine aynı kararda GSM baz istasyonlarının kullanılması sonucu hukuk kurallarının bir gereği olarak doğan zararlardan da, tesis sahibinin sorumlu olacağının kararda yer verildiğini ifade eden Kırcalı, "Hatta bu sorumluluğun kusura dayanan bir sorumluluk olmadığı, bir tehlike sorumluluğu olarak kabul edilmesi gerektiği ve bu özelliği itibarıyla tesisi kullanan ve onu işletenin yüksek özen yükümlülüğü bulunduğu, aksi halde en küçük özensizliğin maddi değerlerle ölçülmeyecek kadar ağır sonuçlar doğuracağı vurgulanmıştır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi söz konusu kararında baz istasyonlarının sertifikalarda ve yönetmelikte belirtilen limitlere uygun olduğu, hatta yönetmelikteki limitlerin de altında bulunduğu belirlense bile, mevcut bu haliyle bile zararın ortaya çıkacağını açık bir şekilde ortaya koyulmuştur. Yönetmelik ve bu yönetmelikteki ölçülere göre verilen sertifikanın ancak soyut bir belirlemeyi içerdiği, tek başına ölçüm sonuçlarının düşük olmasının zarar doğurmayacağı anlamına gelmeyeceği vurgusu
yapılmıştır" diye konuştu.

Kırcalı, baz istasyonu davasında etrafında bulunan binalara konumu itibarıyla uzun sürede kişi, çevre ve bitkiye zarar verdiği, bu nitelikteki bir istasyonun bulunduğu yerde kullanılmasının sakıncalı olduğuna da karar verildiğini kaydetti.