4
Mayıs
2024
Cumartesi
SAMSUN

Yeni adli yıl açılışı yapıldı

YENİ ADLİ YIL AÇILIŞI

Samsun'da, 2010-2011 adli yılı açılışı nedeniyle düzenlenen törende yargı mensupları çeşitli mesajlar verdi.

Adli tatilin sona ermesi ve yeni adli yılın başlaması nedeniyle sabah yargı mensupları Atatürk Anıtı'na çelenk sundu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Bölge İdare Mahkemesi Konferans Salonu'nda tören düzenlendi.

'Yeni Adli Yıl Açılış Töreni'nde konuşma yapan Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, “Temennimiz o dur ki, her yıl bir önceki yıldan sorunların daha azaldığı yıl olmasıdır ve bu yönde yapılan çalışmalarda adliyenin adalet hizmetlerinin daha hızlı daha etkin vatandaşlara ulaştırılmasıdır. Bu bakımdan Türkiye'de özellikle fiziki şartların daha iyi noktaya taşınması adına çok önemli çalışmalar yapılmıştır ve Türkiye'de birçok bölgede yeni adliye sarayları adalet hizmetlerine sunulmuştur. Samsun'da da bu noktada çok önemli bir çalışma yapılmıştır ve ihale tarihi belirlenmiştir. Artık son noktaya gelinmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir. Bu hukuk devletinin ilkelerini ve şartlarının gerçekleştirilmesinde bir çok tarafından çalışması ve katkısı olması gerekmektedir. Bu noktada iddia makamı olan Cumhuriyet Savcılığı'nın savunma hakkı gibi en temel hakkı ortaya koyan barolarımızın, mahkemelerimizin yürüttükleri çalışmalar oldukça önemli ve anlamlıdır. Temennim o dur ki, adalet hizmetlerinin olması gerektiği gibi halka en hızlı ve en doğru şekilde yansıtılmasıdır. Adalet hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde adalet mensuplarının çok büyük bir özveri içinde çalışmalarını yakın mesai arkadaşlarımdan biliyorum. Umuyorum ki her yıl bir öncekinden sorunların daha azılmış olduğu bir adli yıl yaşanır ve yaşatırız" dedi.

“Yaşamlarının en güzel yıllarını adaletin gerçekleştirilmesine adayan meslektaşlarımıza ve yargı personelimize şükranlarımızı sunuyorum” diyerek konuşmasına başlayan Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Canip Yetişir, "Yargı erkinin mensubu olan bizler görevimizi ifa ederken Anayasa ve yasalarla sınırları çizilen görev ve sorumluluğumuzun idraki içinde olup, bu çerçevede milletimizin huzuru, güvenliği ve adalet duygusunun tatmini için tam bir tarafsızlık duygusu ile hareket etmemizin gerektiği bilincindeyiz. Artarak devam eden iş yoğunluğunda, son zamanlarda kısmi rahatlama yaşansa da, fiziki mekan sorununa, adli personel sayısının eksikliğine ve daha bir çok eksikliğe rağmen hakim ve cumhuriyet savcısı meslektaşlarımın tam bir tarafsızlık duygusu ve olağanüstü bir gayretle kendilerine verilen görevleri layıkıyla yerine getirdiklerini ifade etmekten mutluluk duyuyorum. Olağanüstü gayretli çalışmalarına rağmen özellikle eleştiri konusu olan yargılama sürecinin uzunluğu başta olmak üzere zaman zaman dile getirilen bazı sorunların olduğunu da kabul etmek ve bir an önce bu sorunları sona erdirmek için çözüm üretmek gerektiğine inanıyorum. Dile getirilen sorunların çözümü için öncelikle artan iş oranları dikkate alınarak hakim ve cumhuriyet savcısı sayısının artırılması, adalet hizmetlerinin olmazsa olmazı olan adli personel sayısının artırılması ve bu personelin sosyal ve ekonomik durumlarının iyileştirilmesi, ulusal yargı ağı projesinin aksayan yönlerinin tekrar gözden geçirilmesi, fiziki mekan sorunlarının giderilmesi, faaliyete geçecek olan bölge adliye mahkemelerinden beklenen verimin elde edilebilmesi için şimdiden tüm eksikliklerinin giderilmesi, daha etkin ve hızlı bir soruşturma için yine yıllardan beri dile getirdiğimiz, ancak bir türlü hayata geçirilemeyen adli kolluk teşkilatının kurulması önerilerimizden bir kaçıdır. Son zamanlarda yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına ilişkin sarf edilen görüş ve beyanların son bulması için, davranışları ile yargı tarafsızlığı konusunda şüphe uyandıran meslektaşlarımız hakkında gereken hukuki sürecin derhal başlatılması, hızlı bir şekilde sonuçlandırılması ve bu sonucun kamuoyu ile paylaşılması, oluşan olumsuz düşüncelerin son bulması açısından önemlidir" diye konuştu.

Samsun'daki adli yargı alanında sorunlara da değinen Başsavcı Yetişir, "Bu hususlara kısaca değinmekte fayda vardır. Halen hizmette olan Samsun Adliye binası 1981 yılında hizmete girmiş olup, hizmete girdiği tarih itibari ile bütün birimlere yeterli olan bu bina zaman içerisinde yetersiz hale gelmiştir. Fiziki mekan sorununu çözmek için adliyenin hemen karşısında bulunan Kızılay İş Hanı kiralanarak bazı birimlerimiz buraya taşınmıştır. Buna rağmen fiziki mekan sonunu tam olarak giderilememiştir. Bugün adliyemizde 28 cumhuriyet savcısı, 40 hakim, 375 personel çalışmaktadır. Adliyemize günlük ortalama 5 bin kişi giriş-çıkış yapmaktadır. Sürekli olarak yeni birimlerin açılmasına ihtiyaç hasıl olmaktadır. Fiziki mekan sorunundan dolayı açılması gereken bazı birimlerin faaliyete geçirilmesi ertelenmektedir. Ciddi anlamda otopark sorunumuz mevcuttur. Çok önemli olaylarda binanın konumundan dolayı güvenlik önlemlerinin alınmasında ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Dile getirilen bu sorunların kesin çözümü amacı ile Adliye ve Bölge Adliye Mahkemesi binalarının yapımı için Kılıçdede Mahallesi'nde bulanan eski Tekel binalarının üzerinde bulunduğu yaklaşık 35 dönümlük alanın Bakanlığımıza tahsisi yapılmış olup, akabinde proje çalışmalarına başlanmış ve bitirilmiştir. 18 Ekim 2010 tarihinde binalarımızın ihalesi yapılacaktır. Bir aksilik olmazsa yılsonu itibari ile binalarımızın temeli atılmış olacak ve en geç 2 yıl içerisinde binalarımızın inşaatı tamamlanmış olacaktır. Türkiye'de ilk etapta 9 ayrı ile kurulacak Bölge Adliye Mahkemelerinden birisinin de Samsun'da kurulacak olmasından dolayı son derece mutluyuz. Açılacak Bölge Adliye Mahkemesi için yeni yapılacak hizmet binamız faaliyete geçinceye kadar geçici olarak esti Altınkum Belediye Binası, Atakum Belediyesi'nden kiralanmıştır. Kısacası açılacak Bölge Adliye Mahkememizin şu an için hizmet binası sorunu yoktur. Samsun E Tipi Kapalı Cezaevimiz hem eski bir cezaevi hem de şehir merkezinde olmasından dolayı zaman zaman sıkıntılar yaşanmaktadır. Gerek şehir içindeki konumu gerekse eski bir yapı olmasından kaynaklanan bu sorunu çözmek amacı ile Başbakanlık Toplu Konut İdaresi'nin teklifi üzerine başlattığı görüşmeler sonucunda kendileri ile merkeze bağlı Çatkaya köyü sınırları içerisinde bize yapacakları T Tipi bir cezaevi ve personel için yeterli sayıda konut karşılığında mevcut cezaevimizin TOKİ'ye devrine ilişkin yapılan protokol, Bakanlığımızın uygun görüşü ile imzalanmış olup, TOKİ'nin belirlenen yerde inşaata başlaması beklenmektedir. Samsun için çok önemli konulardan birisi de ilimizde Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı'nın olmamasıdır. Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı'nın burada olmamasından dolayı gerek vatandaşımız, gerek yargı mensupları ciddi anlamda sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu kurumun ilimizde olmaması yargılama sürecini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sorunu çözmek için gerek Bakanlığımız nezdinde, gerekse Adli Tıp Kurumu Başkanlığı nezdinde görüşmelerimiz devam etmekte olup, bina sorununu çözmek için tahsis edilen 5 dönümlük yerimiz mevcut olup, bu yere uygun proje çalışmaları devam etmektedir. Bu vesileyle 2010-2011 adli yılının devletimize, milletimize ve tüm insanlığa hayırlı olması dileğimle selam ve saygılarımı sunarım" şeklinde konuştu.

Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet Akyüz, yargının çok konuşulduğu, yargı mensuplarının çok tartışıldığı böyle bir günde fazla bir şey söyleminin içinde gelmediğini vurgulayarak, "5-6 gün sonra kayıksız ve şartsız egemenliğin sahibi olan Türk milleti bu konuda son sözü söyleyecektir. Fedakar bir şekilde Türk milleti adına görev yapan hakimlerimizin, çok değerli savcılarımızın, çok büyük katlı aldığımız baro mensubu meslektaşlarımızın önümüzdeki yıllarda faaliyetlerinde ve çalışmalarında başarılar diliyorum. Adaleti yüceltmeye hakkı yüceltmeye devam edeceğiz. Her alanda Türk milletinin katkılarını bekliyoruz. Milletimiz hakkı yüceltmek ve adil davranma konusunda hassasiyet göstermeli. Buna rağmen bir sıkıntı doğuyorsa yargıya gitmeli" dedi.

Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Çetin Aday ise bu mesleğe 20 yılını verdiğini ileri sürerek, Türk yargısına inandığını söyledi.

Samsun Barosu Başkan Vekili Av. Yusuf Ziya Dereli ise konuşmasında şu sözlere yer verdi: "Geçen adli yıldan bu yana Anayasa tartışmalarının, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin değerlendirmelerin önemli bir yer tuttuğu, ülke gündemini adeta işgal ettiği bir yargı bombardımanına tutulmuş bulunuyoruz. Hepimizin tanık olduğu bu uzun tartışmaların 1982 Anayasası kaynaklı olduğu görülmektedir.1982 Anayasası'na ilişkin bu güne kadar 16 değişikliğin gerçekleştiği, bu değişikliklerin toplumsal talepler doğrultusunda ve adeta dar gelen elbiseye terzi müdahalesi şeklinde olduğu gözlenmektedir. Elbise tamiratlarla bir miktar bedene uygun hale getirilmiş ise de toplumun tümüyle içine girebileceği bir elbise hüviyetini bir türlü kazanamamıştır. Yani, Anayasa değişiklikleri ile toplumun ilerlemesine ayak uydurmak mecburiyeti her zaman ve her dönem olacaktır. Çünkü 1982 Anayasası, otoriter devlet-sınırlı demokrasi anlayışı temelinde hazırlanmış, hazırlatılmıştır. 1982 anayasanın özgürlükler lehine halkın oyu ile ilk değişmesi ancak 5 yıl sonra 6 Eylül 1987'de gerçekleşmiştir. Dolayısıyla beş yıl sonra yeni yapılmış bir Anayasa'nın meşruiyeti tartışılmaya başlanmıştır. Mühim ikinci değişiklik 1993 yılında gerçekleşmiştir. 'Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbesttir' şeklindeki düzenlemesi ile özel televizyon kanallarına yer açılmıştı. Nihayet asıl değişiklikler 'AB Ulusal Programı' çerçevesinde 2001 yılından itibaren yapılmaya başlanmıştır. AB müktesebatı çerçevesinde yapılan Anayasa ve yasa değişiklikleri kısa ve orta vadeli olarak düşünce ve ifade özgürlüğünden, Devlet Güvenlik Mahkemelerine, Milli Güvenlik Kurulu'ndan olağanüstü hale kadar daha pek çok alanda planlanmıştır. Bugüne kadar bu değişikliklerin bir bölümü yapıla gelmiştir. Bu değişikliklerin 1982 Anayasası'nın neredeyse üçte birine karşılık geldiği görülmektedir. Gerçekleşen bu büyük değişime rağmen 12 Eylül Anayasası özü ve ruhu ile yerini korumayı sürdürmektedir. Bu kısa hatırlatmadan sonra ülke gündeminde bulunan en çok AYM ve HSYK'ya ilişkin değişikliklerin konuşulduğu referandum oylamasında öncelikle toplumun her kesiminin siyaset üstü bir anlayışla ve sağduyuyla hareket etmesi gerekmektedir. Ama ne yazık ki, böyle mühim bir konunun tümüyle siyasi polemik üzerinde şekillenmesi üzüntü vericidir. Çünkü bir devletin temel yasası olan Anayasalar siyasete malzeme olmayacak kadar mühimdir. Kaldı ki bu bağlamda toplumun kamplaştırılmaması en az referandum sonucu kadar büyük önem taşımaktadır. Ancak daha demokratik bir yapı iddiasıyla HSYK'da yapılacak değişiklikte hala Adalet Bakanlığı müsteşarının görev alacak olması bir olumsuzluk olarak karşımızda durmaktadır. Toplumsal sözleşme niteliğinde olan Anayasaların hazırlanmasında asıl ideal olan meclis çatısı altında uzlaşma ile yapılması ve bu konuda tüm siyasi aktörlerin taşın altına elini koymasıdır. Dolayısıyla gündemimizde olan anayasa değişikliğinin bu şekilde gerçekleşemiyor olması bir kayıptır. Bu nedenle Anayasa değişiklikleri yeterli olmamakla, kısmi değişikliklerin öz ve ruh farklılığı yarattığı da ortadadır. Bu açıdan lafzı ve ruhu ile tümüyle sivil bir anlayışla ve geniş konsensüs ile bütünüyle özgürlükçü ve demokratik yeni bir anayasa hazırlanması dileğimizdir."

Toplantıda Garnizon Komutanı Tümgeneral Ömer Bayraklı, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Kurmay Kd. Albay Şadi Murat, Emniyet Müdürü Hulusi Çelik, Atakum Belediye Başkanı Metin Burma, daire müdürleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, hakim, savcı ve avukatlar hazır bulurdu.

YENİ ADLİ YIL AÇILIŞI
YENİ ADLİ YIL AÇILIŞI
YENİ ADLİ YIL AÇILIŞI
YENİ ADLİ YIL AÇILIŞI
İHA
Yayın Tarihi : 6 Eylül 2010 Pazartesi 14:25:04
Güncelleme :6 Eylül 2010 Pazartesi 14:31:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?