Yeşilyazı'da çiftçi eğitimi toplantısı
Samsun'un Bafra Ziraat Odası Başkanlığı'nca AB hibe programı çerçevesinde hazırlanan "Bafra Ovası'nda Ürünlere Yönelik, Tarımda Verimlilik Eğitimi Verilmesi Ve Üretim Metotlarında Dönüşüm Projesi" kapsamında çiftçilere yönelik eğitim toplantısı düzenlendi.
Bafra'nın Yeşilyazı Köyü'nde, SS Yeşilyazı Köyü Tarımsal Ürünleri Kalkındırma Kooperatifi'nde gerçekleştirilen çiftçi eğitimi toplantısına, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi öğretim görevlilerinden Yrd. Doç. Dr. İsmail Sezer ve Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Kızılkaya konuşmacı olarak katıldı. Yrd. Doç. Dr. Sezer, organik tarla bitkileri yetiştiriciliği konusunda yaptığı konuşmada, "Bitki ve hayvanların kullanılması, kontrol altına alınması, gıda, lif, ilaç, yakıt ve yağ gibi maddeleri üretmeyi amaçlayan faaliyetlerin tamamına tarım denir. Tarımsal üretim içerisinde, bitkisel ürünler yaklaşık yüzde 70.6, hayvansal ürünler yüzde 22.3, su ürünleri yüzde 2.7 ve orman ürünleri yüzde 4.4 paya sahiptir. Tarım sektörü ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişmesinde önemli görevler üstlenmiş ve bu görevini günümüze kadar etkin bir şekilde sürdürmüştür. Ancak uzun yıllar ekonominin temel unsuru olan tarım sektörünün, Türkiye ekonomisi içindeki azalan nispi payını, son yıllarda gelişme önceliği gösteren sanayi, ticaret ve hizmetler sektörüne bırakmıştır. Her şeye rağmen tarım; ulusal gelirimizin yüzde 15'ini oluşturmakta, istihdamın yüzde 45'ini sağlamakta, gıdaların üretimini gerçekleştirmekte, milli gelire katkı sağlamakta, sanayi sektörüne hammadde ve sermaye sağlamakta, sağlıklı çevreyi oluşturmakta, ekolojik dengeyi kurmaktadır" dedi.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında milli ekonomide yüzde 40 düzeyinde tarımın olduğunu belirten Sezer, " Türkiye tarım ürünleri ihracatında AB ülkeleri ve ABD başta olmak üzere birçok ülkeye fındık, kuru incir, çekirdeksiz kuru üzüm, Antep fıstığı, kuru kayısı, tütün, zeytinyağı, pamuk, bakliyat, yaş sebze ve meyve ihracatı yapmakta ve bu ürünlerin ihracatında dünyanın önce gelen ülkeleri arasında yer almaktadır. Türkiye nüfusu hızla artış gösteren ülkeler arasında yer alıyor. 1927 yılında toplam nüfusumuzun yaklaşık yüzde 76'sı kırsal kesimlerde yaşarken, 1990 yılında bu oran yüzde 41'lere düşmüştür. 2000'li yıllarda ise bu oran yüzde 35 civarındadır. Makineli tarımın yaygınlaştırılmaması nedeniyle ekim, gübreleme, bakım, hasat gibi konularda sorunlar hala yaşanıyor. Organik tarımın amacı ise çevre, toprak, su kaynakları, hava ve tarımsal ürünleri kirletmeden insan ve diğer canlıların sağlığını azami derecede koruyarak, tarımda sürdürülebilirliği sağlamaktır. Hedefi ise çevreye dost, sağlık kalitesi yüksek üretim zincirindeki tüm katılımcıların mutlu olabileceği üretimdir" diye konuştu.
Organik gübreleme ve kimyasal gübrelerin durumu hakkında konuşan Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Kızılkaya ise ürün miktarını artırmak adına bilerek veya bilmeyerek gübre miktarının artırıldığına dikkat çekerek, "Gübre miktarını artırdığımız zaman daha çok para kazanmayı bekliyoruz. Her zaman bu böyle olmuyor. Biz bitkiyi besleyeceksek, o bitkiyi kendimize benzetmeliyiz. Bir insanın düzenli beslenebilmesi için neye ihtiyacı varsa bir bitkininde düzenli beslenebilmesi için ona ihtiyacı var. Gübre miktarını artırma yerine toprakta olmayan besinleri toprağa vermeliyiz" şeklinde konuştu.
