Kutlu Dğum Haftası etkinliği
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erhan Yetik, İslam'ın büyük bir sevgi ve medeniyet kurduğunu belirterek, "İnsanoğlunun ürettiği tüm ideolojik sistemler, insan düşüncesine sınırlar koymuşlar, ona sadece bir açıdan bakmışlar, neticede kuşatıcı, fıtrata uygun, insanları mutlu edici bir çözüm üretememişlerdir" dedi.
Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında Sinop Müftülüğü tarafından "İslam'da Sevgi ve Hoşgörünün Yeri" konulu konferans düzenlendi. Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen ve OMÜ İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erhan Yetik'in konuşmacı olarak katıldığı konferansı, Sinop Valisi Zeki Şanal, Sinop İl Müftüsü A. Faruk Kuluş, AK Parti Sinop İl Başkanı Yakup Üçüncüğlu, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Ahmet Ünal ile çok sayıda vatandaş izledi.
Konuşmasında milli ve manevi değerlerin önemine değinen Prof. Dr. Erhan Yetik, İslam'da sevginin ve hoşgörünün önemine değindi. Yetik, "Milli ve manevi değerlerimiz bizi biz yapan değerlerdir, toplumun harcıdır. Bir binanın tuğlaları ne kadar kaliteli olursa olsun arada harç yoksa bir araya gelmez. Bütünlüğümü sağlayan, bizi yaşatan bu değerlere, bu gün her zamankinden daha muhtacız. Özellikle milli ve manevi değerlerimiz içinde de sevgi ve hoşgörüye daha fazla ihtiyacımız var. Büyük bir sevgisizlik girdabı hepimizi kuşatmış durumda. Bundan kaynaklanan problemi hep birlikte yaşıyoruz" diye konuştu. Prof. Dr. Yetik, şöyle devam etti:
"Hiç kuşkusuz sözü edilen bu zenginlik, başka toplumlarda görülmeyen bir sevgi ortamında, bizi biz yapan milli ve manevi değerler ortamında ortaya çıkmış ve asırlar boyu varlığını sürdürmüştür. Bu sevgi ve hoşgörü ortamında '72 millete bir gözle bakmak gerek' denilmiş, bu sayede insanlık tarihinin şahit olduğu büyük bir sevgi medeniyeti kurulmuştur. Bu sevgi medeniyeti sadece insanlara değil, sadece kendi insanlarına değil, tüm canlılara kucak açmış, kanadı kırık kuşlara bile vakıflar kurarak varlığını sürdürmüştür. Bu sevgi medeniyetinde kimse dışlanmamış ve ötekileştirilmemiştir. İnsanoğlunun ürettiği tüm ideolojik sistemler, insan düşüncesine sınırlar koymuşlar, ona sadece bir açıdan bakmışlar, neticede, kuşatıcı, fıtrata uygun, insanları mutlu edici bir çözüm üretememişlerdir."
