30
Nisan
2024
Salı
TRABZON

Altay'ın kariyeri ilginç olaylarla dolu

Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay’ın tartışmalı geçmişi, önceki gün kızağa alınmasıyla tekrar gündeme geldi. Altay’ın adı 1978’deki 16 Mart katliamından, Dev-Sol’a yargısız infaza ve Susurluk’a kadar birçok olayla birlikte anılıyor...

Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay Dink cinayetinin ardından sürekli linç, ve suikastlarla gündeme gelen bu şehrin izahını yapmak için suçu reform yasalarına atıp, “Avrupa Birliği uyum kanunları istihbaratı zayıflattı” deyince kızağa çekildi. Ancak 16 Mart 1978’de Beyazıt meydanında solcu öğrencilerin üzerine bomba atılması olayından yargısız infaz davalarına ve Susurluk bağlantılarına kadar varan iddialar, görevden alınan emniyet müdürünün ilginç bir portresi olduğunu ortaya koyuyor. MİT eski Kontr -Terör Daire Başkanı Mehmet Eymür de internet sitesinde bu iddialara şöyle yer veriyor:

Failleri kaçırdı
“16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde yapılan bombalı saldırıda yedi öğrenci öldü, 41 kişi yaralandı. Olay sırasında görevli olan polis memuru Yahya Gergin’in sonradan verdiği ifadeye göre polisler bombayı atan faillerin peşinden koştuğu sırada bir emir geldi: ”Geri dönün!“ Bu emri veren dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Reşat Altay’dan başkası değildi. Polisler döndü, failler kaçtı...”

Yargısız infaz davası
Tarih 16 Nisan 1992. İstanbul Çiftehavuzlar’daki bir evde kıstırılan 3 Dev-Sol militanı polisin açtığı ateş sonucu öldürüldü. Militanların öldürülmeden de yakalanabileceği tepkilerinin üzerine operasyonu yöneten Reşat Altay, aralarında Susurlukçu İbrahim Şahin ve Ayhan Çarkın’ın da olduğu 22 polisle ’yargısız infaz’dan yargılanıp beraat etti.

Susurluk bağlantısı
Susurluk skandalından sonra Abdullah Çatlı’nın, başında Reşat Altay’ın olduğu İstanbul Terörle Mücadele Şubesi ile 5 kez telefonda görüştüğü ortaya çıkmıştı. Skandalın ardından sıkça dile getirilen bir iddiayı Mehmet Eymür’ün internet sitesi de tekrarlıyor. Buna göre Altay, Susurluk’un önemli isimlerinden Mehmet Ağar’ın ekibinde yer alıyordu. Alaaddin Çakıcı’nın Beşiktaş kulübü yöneticilerinin yardımıyla sahte pasaportla yurt dışına çıktığı iddialarıyla birlikte Çakıcı’nın Altay’la yemek yediği de öne sürülen iddialardan biri...

PKK’lı elemanlar
Yine Eymür’ün sitesine göre, 27 Kasım 1996’da ise Gebze’de şüphe üzerine durdurularak aranan bir otomobilde iki kişi ve bu şahıslara ait 1 adet Motorola marka telsiz, 1 adet 7.65 çapında Unique marka tabanca, 9 mermi ve bir kelepçe bulunur. Faili meçhul cinayetlerin odak noktasında telsiz, tabanca ve kelepçe ile yakalanan bu şahısların biri PKK örgütünün kurucularından, diğeri ise PKK’nın eski Çukurova Bölge Sorumlusudur. Şahıslar görevlilere İstanbul Emniyet Müdür Muavini Reşat Altay’a bağlı görev yaptıklarını bildirirler. Görevliler bu beyanın doğruluğunu tetkik ettikten sonra şahısları hiç bir işlem yapmadan serbest bırakır.

Vali ve müdür için eylem
Vali Hüseyin Yavuzdemir ile Emniyet Müdürü Reşat Altay’ın görevden alınması Trabzon’da tepkiye neden oldu. Özellikle Reşat Altay’ın göreve geleli henüz 6 ay olmasına rağmen merkeze alınmasına siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinden tepki geldi. Yerel gazetelere ’Trabzon onunla güzeldi’ başlıklı tam sayfa ilan veren Trabzonlular, Altay’ın görevden alınması kararının durdurulmasını istedi. Seyyar satıcılar da, kentin en işlek caddesini 20 dakika trafiğe kapattı.

Müfettişler işbaşında
Trabzon’a gönderilen iki mülkiye başmüfettişi çalışmalarına başladı. Müfettişler, gün boyunca Emniyet ve Valilikteki dosyaları inceledi.

Vatan
Yayın Tarihi : 28 Ocak 2007 Pazar 11:05:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
özkan yürük IP: 88.230.12.xxx Tarih : 28.01.2007 12:40:40
evet sayın müdürüm...trabzonu seninle beraber güzel günler bekliyordu ama istanbulda yaşanan bir suikast sonucu trabzonu cezalandırmak isteyenler hemen işbaşına geçti ve diyetini seninle beraber trabzon halkına ödetti.halbuki seni ilk gördüğüm zaman trabzonda çok iyi işler yapacağını gözlerinden okumak zor olmasaydı gerek.senden öncekilerin yüzünü halk senede bir göremezken sen daha ilk günden halkın içindeydin.evet müdürüm sana güle güle diyemeyeceğim...ben ve benim gibi düşünen trabzonlular seni hiç unutmayacak ve hep döneceğin günü bekleyecek...