Yüzyıllarca seyyah ve araştırmacıların ilgisini çeken Ayasofya Müzesi, şimdi turistlerin ilgisini çekiyor. Trabzona Sümela Manastırı ile birlikte en çok turist çeken tarihi mekanlardan biri olan Ayasofya Müzesi, 742 yıllık ihtişamı ile yıllara meydan okuyor.
İHA muhabirinin derlediği bilgilere göre, günümüzde anıt müze olarak kullanılmakta olan Trabzon Ayasofya Kilisesi, İstanbulun Latinler tarafından işgal edilmesinden sonra kaçan ve Trabzonda 1204 yılında yeni bir devlet kuran Kommenos ailesinden Kral I. Manuel (1238-1263) tarafından 1250-1260 yılları arasında bir manastır kilisesi olarak inşa edildi.
Kutsal Bilgelik anlamına gelen Ayasofya ismi verilen kilise, Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet Hanın Trabzonu fethini takiben camiye çevrildi ve vakıf eseri oldu. Ayasofya, yüzyıllar boyunca şehri ziyarete gelen seyyah ve araştırmacıların ilgisini çekti. Trabzon üzerine anlattıkları ile ünlü Evliya Çelebi (1648), Pitton Tournefort (1701), Hamilton (1836), Texier (18649), Trabzon Şakir Şevket (1878) ve Lynch (1893) yapıya önem veren kişiler arasında yer aldı. 1868 yılında harap durumda olan caminin Bursalı Rıza Efendinin teşvikleriyle yeni baştan onarıldığı biliniyor.
I. Dünya Savaşı yıllarında sırasıyla depo, hastane, daha sonraları yine cami olarak kullanılan yapıt, 1958-1962 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesinin işbirliği ile restore edilerek 1964 yılından sonra müze olarak ziyarete açıldı. Bizans kiliselerinin güzel bir örneği olan yapıda, Hıristiyan sanatının yanısıra Selçuklu Dönemi İslam sanatının da etkileri görülüyor.
Kilisenin iç kısmında freskler yer alırken, müzenin bahçesinde yine aynı dönemden kalma çeşitli heykeller ve Osmanlı döneminden kalma çeşitli mezar taşları ve kitabeler gibi tarihi eserler yer alıyor. Bilhassa yaz döneminde çok sayıda yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği müzeyi, günde yaklaşık 500 kişi geziyor.