Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Orta Asya Bölge Ofisi ve Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) Başkanlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Orta Asya ve Kafkas Ülkelerinde Ortak Su Ürünleri Yönetim Mekanizması Oluşturulmasına İlişkin 2. Hükümetlerarası Görüşme Toplantısı', Trabzon'da başladı.
İlki Kasım 2008'de Tacikistan'da yapılan toplantıya, Türkiye'nin yanı sıra Azerbaycan, Gürcistan, Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan hükümet temsilcileri ile FAO temsilcileri katıldı. Afganistan, Ermenistan, Çin, Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan temsilcileri ikinci toplantıya katılmadı.

Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nün ev sahipliği yaptığı toplantıda Orta Asya ve Kafkas ülkeleri bölgesel su ürünleri avcılığı ve yetiştiriciliği komisyonu kurulmasına ilişkin taslak antlaşma metni ve önümüzdeki beş yıla ait çalışma programıyla ilgili konular görüşülerek bir anlaşmaya varılması planlanıyor. Bu çerçevede Türkiye'nin su ürünleri alanındaki ileri teknoloji ve bilgi birikimi ile başlangıçtaki zengin su kaynaklarına sahip Orta Asya ülkelerinin talepleri bir araya getirilerek Orta Asya Su Ürünlerinin Geliştirilmesi Programı hazırlandı ve Türkiye-FAO Ortaklık Çerçeve Anlaşması kapsamında değerlendirilmek üzere yürütme komitesine sunuldu.

Komisyon Başkanlığına seçilen Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Atilla Özdemir, toplantının amacının Kafkaslar ve Orta Asya'daki ülkeler arasında mevcut işbirliğini geliştirmek ve balıkçılık ve kültür balıkçılığı alanındaki ilişkileri üst noktaya çıkartacak bir birlik oluşturmak olduğunu söyledi.
Türkiye'nin balıkçılık alanındaki tecrübe ve birikimlerini Orta Asya ve Kafkasya ülkeleriyle paylaşmak istediğini dile getiren Dr. Özdemir, şunları söyledi: "Türkiye olarak standartlar anlamında yüzümüzü batıya döndük. Ancak bu tecrübeyle birikimimizi kültürümüzle de birleştirerek doğumuzdaki ülkelerle paylaşmak gerekiyor. Çünkü gıda sektöründe, uluslararası işbirliğinde belli bir standardı yakalamadığınız sürece dış ticaret söz konusu olamıyor. Dolayısıyla yıllardır oluşan birikimimizi Avrupa'dan aldığımız yüksek standartlarla birleştirdiğimizde ve bunu doğuyla paylaştığımızda hem bölgede etkin bir ülke olacağız hem de paylaşarak işbirliğini daha da geliştireceğiz. Bu toplantılardan ilerleyen dönemlerde sonuç alınabilir."

SU KAYNAKLARIMIZDAN GEREKTİĞİ GİBİ FAYDALANAMIYORUZ
Türkiye'nin çok önemli su kaynaklarına sahip olmasına rağmen bundan yeterince faydalanamadığını söyledi.
Denizlerimiz ve iç sularımızdan tam olarak faydalanamadığımızı anlatan Dr. Özdemir, şöyle konuştu: "Ama bu potansiyeli kullanan çok sayıda kullanıcı var. Önemli olan bu kullanıcılar arasında entegrasyon sağlayarak mevcut kaynaklardan maksimum düzeyde faydalanmak. Hedefimiz ülkemizdeki insanların kişi başına düşen balık miktarını Avrupa seviyesine yükseltmek. Dünya ortalamasına yükseltmemiz için iki misli üretmemiz lazım. AB seviyesine ulaşmamız için de neredeyse dört misline ulaşmamız lazım. Bunun
yanında üretmek ve ülke içinde dengeli dağıtım mekanizmasını kurmak da en önemli unsur."

DENİZLER VE İÇ SULARIMIZ HIZLA KİRLENİYOR
Su kaynaklarının çevre kirliliğinden korunarak sürdürülebilir bir anlayışla kullanılmasının gerekliliğine işaret eden Dr. Atilla Özdemir, sözlerine şöyle devam etti: "Denizlerimizin ve iç sularımızın çok sayıda kullanıcısı var. Eğer bu suları kullanan tüm kurumlar, birimler işbirliği içinde, bir kullanım öncelikleri belirlerlerse bunları dengeli bir şekilde dağıtmak mümkün."

Denizlerimiz ve iç sularımızın hızla kirlendiğini anlatan Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu gelişmenin sanayileşmenin maalesef bir sonucudur ama yapılacak her üretimi çevreyle barışık yapmak, önümüzdeki yıllarda bu kaynakları sürdürülebilir kullanmak açısından çok önemli. Bunun için ulusal bir su politikası gerekli. Bunu sağlayabilmek için yeni bir Su Ürünleri Kanun Tasarısı Meclis'te bulunuyor. Eğer bu gerçekleşirse, kaynakları daha rasyonel kullanma yönünde önemli adım atacağız."

İha

Yayın Tarihi : 3 Haziran 2009 Çarşamba 15:30:19