30
Nisan
2024
Salı
TRABZON

DKİB'ten Tarım Bakanlığı'na tepki

Tarım ürünlerinin ihracatında tüm sorumluluğun ihracatçının sırtına yüklendiği, Tarım Bakanlığı'nın tarım ürünlerini üretim aşamasında değil de ihracat aşamasında denetlediği ve bunun da ihracatçıyı zor durumda bıraktığı bildirildi.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, ülkemizde çalışan nüfusun yaklaşık yüzde 30'unun tarım sektöründe istihdam edildiğini ve 100 milyar dolar sınırını aşmış olan ihracatın yaklaşık olarak yüzde 10'unun tarımsal ürünlerin ihracından oluştuğunu hatırlattı. Geçtiğimiz bir yıllık dönem içerisinde gerçekleşen ihracatın içerisinde Tarım sektörünün ulaştığı rakam bir önceki seneye nazaran yüzde 15 civarında artarak 11 Milyar Dolar sınırını aştığını kaydeden Gürdoğan

"Tarıma dayalı işlenmiş ürünlerin payı ise genel ihracatımız içerisinde yaklaşık olarak yüzde 25 seviyelerindedir. Yani tarım sektörü ve sanayi sektörü altında tarıma dayalı işlenmiş ürünlerin toplam ihracat içerisindeki payı yüzde 40'lar seviyesindedir. Ancak tüm bu verilere rağmen tarım sektöründe faaliyet gösteren insanlarımız ve özellikle ihracatçılarımız sebebini anlayamadığımız bir şekilde sürekli olarak mağdur edilmektedir. Tarım Bakanlığı'nın Rusya Federasyonu'na yapılan yaş meyve sebze ihracat sürecini iyi yönetemediğini üzülerek her gün farklı örneklerle tespit ediyoruz. Tarım Bakanlığımız bütün dünyadaki uygulamanın aksine bir tavırla tarımsal ürünleri üretim aşamasında yani tarla ve seralarda değil, ihracat aşamasında denetlemekte ve sertifikalandırmaktadır. Yani Tarım Bakanlığımız ne yazık ki işin kolayına kaçmakta, tüm sorumluluğu ihracatçılarımızın sırtına yüklemektedir. Oysaki denetimlerin tarla ve seralarda yapılarak ürünler üretim aşamasında sertifikalanmalı ve bu ürünlerin ihracatına müsaade edilmelidir. Çünkü ihracatçı ürünü yetiştirmemekte sadece satın aldığı ürünü ihraç etmektedir. Tonlarca ürün satın alındıktan sonra bunun analize tabi tutulmasının mantığını anlamakta güçlük çekmekteyiz" dedi.

Türkiye'de zirai ilaç satımının tabi olduğu hiçbir denetim mekanizmasının olmadığını belirten Gürdoğan, "Dünyada satışı nerdeyse 20 yıl önce yasaklanmış olan bir kısım zirai ilaçlar dahi denetimsiz bir şekilde tarım üreticilerimizin karşısına çıkarılmaktadır. Tarım Bakanlığı'ndan emekli olmuş bir çok insanımız aktif çalışma hayatı sonrasında geçimini zirai ilaç satışı ile sağlamakta ve bu durumda denetimsiz ve piyasada yasaklanan ilaçların serbestçe kullanımına neden olmaktadır" diye konuştu.

"ZİRAİ İLAÇ KALINTILARI SORUNU"
Gürdoğan, üreticinin denetlenmesi yerine ihracatçıya ağır bürokratik zorluklar yüklemenin kimseye fayda getirmeyeceğine dikkat çekerek şunları söyledi: "Aşması gereken bir çok engeli olan ihracatçımızın karşısına yeni engeller çıkarılmaktadır. Zaten düşük döviz kurları ve aşırı değerli YTL ile yurt dışı pazarlarındaki rekabet gücünü her geçen gün kaybeden ihracatçımızın karşısına bir de ihracatı zorlaştırıcı ve engelleyici prosedürlerin çıkması, ihracatçılarımızı hiç istemedikleri halde ürün tedarikinde yurt dışı piyasalara yönelmek zorunda bırakmıştır. Bütün bunların yanında bir de ülkemizin Rusya Federasyonu ile zirai karantina alanında herhangi bir anlaşmasının bulunmaması büyük bir kayıp olarak karşımıza çıkmaktadır. Rusya Federasyonu'nun kimi zaman 'tarife dışı engeller' kapsamında karşımıza çıkardığı, 'pestisit-zirai ilaç kalıntıları' sorunu zaman zaman bu ülkeye yönelik olarak ihracatımızın tamamen durmasına yol açmakta ve ülkemizde geçimini bu yoldan sağlayan büyük bir kitlenin de çok ciddi bir şekilde mağdur edilmesiyle sonuçlanmaktadır. İlimizin, bölgemizin ve ülkemizin en önemli sorunları arasında yer alan bu konun bir an önce çözüme kavuşturulması başta bu alanda faaliyet gösteren ihracatçılarımız olmak üzere, ilgili tüm kesimler için çok büyük bir önem arz etmektedir".

Sözkonusu engellemeler karşısında, Türk yaş meyve sebze ihracatçısının ürün tedariki açısından turunçgillerde Mısır, Tunus ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi ülkelere yöneldiğini ifade eden Ahmet Hamdi Gürdoğan, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Hatta bir çok ihracatçımız bu ülkelerde tesisler kurarak burada işlediği ürünleri bu ülkelerden Rusya Federasyonu'na ihraç etmektedir. Domateste ise ihracatçımız Suriye'den ürün tedarik imkanlarını araştırmaktadır. Kısaca ülkemizdeki ağır bürokratik prosedürler bir anlamda yukarıda adı geçen ülkelerin ürününü sübvanse etmektedir. Çok büyük emekler ve çabalar sonucunda oluşturduğu yurtdışı piyasalardaki müşteri portföyünü kaybetmek istemeyen ihracatçımız, bu uygulamalar karşısında bu alternatife yönelmek zorunda bırakılmaktadır. Oysa dünyadaki örnekler incelendiğinde sektörün taşıdığı stratejik özellik ve önem sebebiyle tüm tarım ürünü ihracatçısı ve üreticisi ülkelerin tarım sektörünü her türlü teşvik enstrümanları ile destekleyerek, ihracatçıların yurtdışı piyasalara yönelebilmesi için bütün imkanları seferber ettikleri görülmektedir. Brezilya örneği bu aşamada iyi bir şekilde incelenmelidir. Dünyanın öbür ucunda, Amerika kıtasında bulunan Brezilya, sınır komşumuz olan Rusya Federasyonu'na ülkemizden daha düşük fiyattan ürün satabilmektedir. Bunun temel sebebi, Brezilya'nın devlet destekli kurduğu deniz nakliyat şirketleri ile ihracatçının yükünü bedava hiçbir ücret almadan taşıması, analiz ve kontrollerin hiçbir ücret alınmadan devlet tarafından üretim aşamasında yapılması ve hatta nakliyeyi gerçekleştiren gemilerin içinde ürünün işlenmesi konusunda tesisler kurulmuş olmasıdır. Yapılan bu desteklemelerle Brezilya dünyanın en büyük tarım üretici ve ihracatçısı ülkesi konumuna gelmiştir. Anılan bu desteklerle birlikte Brezilya'nın tarım ürünleri ihracatı 2 yıl içinde 50 milyar dolar seviyelerine ulaşmış bulunmaktadır".

"Bir tarım ülkesi olan ülkemizde yıllık üretilen tarım ürünlerinin sadece yüzde 2.5'i ihraç edilebilmektedir" diyen Gürdoğan, şunları söyledi: "Yetkililerin bir an önce bu konunun bilincine vararak, yaş meyve sebze ürünleri ihracatında getirilen ağır bürokratik engelleri kaldırmaya ve ihracatçının yükünü hafifletmeye çağırıyoruz. Artık ürün kontrollerinin ihracatçının sırtına yüklemek yerine üretim aşamasında kontrollerin yapılması ve sadece ihracatta değil iç piyasada da üretilen ürünlerde güvenliğin sağlanması gerekmektedir. Tarım Bakanlığı ise neredeyse ihracatın yasaklanmasını öncelikli önlem olarak uygulamaya koymaktadır. Bu durumun bu şekilde devam etmesi halinde, ülkemize bütün sektörlerin aksine net döviz girdisi sağlayan ve zincirleme olarak ekonomik girdi açısından başta istihdam olmak üzere nakliye, paketleme, ambalaj gibi bir çok sektörlere katkı sağlayan tarım sektörümüz yok olmanın eşiğine gelecektir. Yetkililerin bu konunun bilincine vararak, yaş meyve sebze sektörümüzdeki engelleyici mevzuatları bir an önce uygulamadan kaldırmaları ve bugüne kadar Rusya Federasyonu ile bürokratlar düzeyinde ele alınan kalıntı sorununun, bakanlıklar düzeyinde Rusya Federasyonu ile müzakere ederek, ülkemize de Avrupa Birliği eş değerinde kalıntı limitleri toleransı tanınması konusunda anılan ülke ile zirai karantina alanında kapsamlı bir anlaşmanın yapılması gerekmektedir".

iha
Yayın Tarihi : 10 Aralık 2007 Pazartesi 13:16:48
Güncelleme :10 Aralık 2007 Pazartesi 13:23:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?