2
Mayıs
2024
Perşembe
TRABZON

Karadeniz’de balık nesli azalıyor

Karadeniz’de kirlilik nedeniyle 40 yıl önce ticari olarak avlanabilen 23 balık türünden bugün ancak bir kaçının avlanabildiği bildirildi.

8350 kilometre kıyı şeridine sahip Karadeniz’in flora ve faunası, evsel ve endüstriyel kirlenme nedeniyle her geçen gün fakirleşiyor.

Çevre ülkelerin kanalizasyon atıkları ile Tuna, Dinyeper, Don ve Kuban gibi nehirlerin taşıdığı petrol, gübre, ağır metal ve diğer endüstri atıkları bölgenin ekosisteminde geri dönülmez etkiler bırakıyor.

Bunun sonucunda Karadeniz’deki kirlenme her geçen gün artarken, Akdeniz suyunda 3.7 olarak belirlenen 1 metreküp sudaki kirlenme, Karadeniz’de 20 kilogram olarak ortaya çıkıyor. Kirlenme nedeniyle Karadeniz’de hipoksia adı verilen oksijensiz alanlar da sürekli artış gösterirken sadece son on yılda bu artış on kata ulaştı. Yılda 400 kilometre küpten fazla tatlı suyun taşındığı Karadeniz’de tüm bu olumsuzlukların yanı sıra yapısı itibariyle Karadeniz’in altında oluşan hidrojen sülfür ve bazı canlıların ölerek deniz dibine çökmesi ile oluşan çürümenin neden olduğu metan gazı da ciddi tehlike yaratıyor.

TİCARİ BALIKÇILIK OLUMSUZ ETKİLENİYOR

Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Sinop Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Levet Bat, her geçen gün artan kirliliğin Karadeniz ekosistemi üzerinde yaptığı olumsuzlukların ilk olarak ticari balıkçılık ile kendini gösterdiğini söyledi. Yaklaşık 40 yıldan bu yana ticari olarak avlanan 23 adet balık cinsinden bugün ancak bir kaçının avlanabilme imkanı bulunduğunu anlatan Bat, şunları kaydetti:

“USKUMRU KAYBOLDU”
“Atıklar canlılar üzerinde geri dönülmez etkiler bırakıyor. Bu durumun Karadeniz ekosisteminde gözle görülür ilk radikal değişimleri ticari balıkçılık ile kendini göstermiştir. Uskumru balığı kaybolmuş, lüfer ve palamut azalmıştır. Yine Hamsi ve çaça azalmış, kofana ve torik yok denecek hale gelmiştir. Hamsi balığının stoğu, boyu ve ağırlığı da azalmıştır. Karadeniz’de havyarı ile tanınan ve nehir ağızlarında yaşayan Mersin balığı ile pisinin nesli azalmıştır.”
Kirlenmede su değişimini azalmasının önemli rol oynadığını ifade eden Bat, “Bu durum balık popülasyonlarında etkisini göstermiştir. Sonuç olarak kılıç balığı yok olmuş, levrek, mırmır, altınbaş kefal, izmarit, karagöz, çipura, mercan, sinarit, traça, orfoz ve lakoz gibi ekonomik balıklarımızın ortadan kalkması gündeme gelmiştir” diye konuştu.

“EN TEHLİKELİSİ TUNA”
Günümüzde Karadeniz’in bütün olarak çevre kirlenmesi ile karşı karşıya bulunduğunu bildiren Bat, Karadeniz kıyı bölgesinin her geçen gün artan oranda gelişmesinin giderek Karadeniz’e daha fazla etki yapacağını söyledi. Araştırmalara göre Karadeniz kıyılarındaki ülkeler dışında buraya akan nehirlerin geçtiği ülkelerin olumsuzluklarının da etkisinin bulunduğunu bildiren Bat, “Kıta Avrupa’sının neden olduğu kirliliğin üçte biri Karadeniz’e ulaşmaktadır. Burada da en tehlikeli olanı Tuna Nehri” dedi. Prof. Dr. Bat, tüm bu olumsuzlukları önleyebilmek için alınabilecek acil tedbirler olduğunu söyledi. Bat, bu kapsamda kanalizasyon ve atık suların deşarjında ön filtrasyon sistemi kurulması, deniz trafiği içinde petrol kirlenmesineönem verilerek denizi kirleten taşıtlara verilen cezaların ağırlaştırılması ve deniz kirlenmesinin güncel halde tutularak tedbirlerin sürekliliğinin sağlanabileceğini görüşünü dile getirdi.

aa
Yayın Tarihi : 30 Aralık 2004 Perşembe 12:14:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?