30
Nisan
2024
Salı
TRABZON

Trabzonspor'da öze dönüş harekatı

Trabzonspor başkan adaylarından Prof. Dr. Yakup Aslan, Trabzonspor'un içinde bulunduğu durumun herkesi üzüntüye sevk ettiğini belirterek, bu durumdan kurtulmak için öze dönüşün şart olduğunu söyledi.


Trabzonspor'da 15-16 Aralık tarihinde yapılacak olağan genel kurul için geri sayım sürerken, başkan adayları da çalışmalarını sürdürüyor. Bordo-mavili kulübün başkan adaylarından Prof. Dr. Yakup Aslan, bordo-mavili takımın sportif başarısızlıklarının herkesi üzüntüye sevk ettiğini belirtti. İçinde bulunulan durumun büyük bir kulüp olan Trabzonspor'a hiç yakışmadığını ve ciddi bir tehlike sinyali olduğunu ileri süren Aslan, sportif başarının yeni transferler, yeniden yapılanma ve para kaynaklarının teminiyle giderilebileceğini, ancak kulübü bekleyen üç büyük tehlikenin daha olduğunu dile getirdi. Bunlardan ilkinin Trabzonspor'un rakiplerine olan üstünlüğünün bitmesi olduğunu kaydeden Aslan, "Eskiden sahamıza deplasmana gelen takım futbolcularının ayakları titrerdi ve neye uğradıklarını anlayana kadar maç lehimize sonuçlanırdı. Bu yüzden stadımızı 'Avni Aker Cehennemi' olarak adlandırırlardı. Şu anda ise, en küçük takımlar bile buradan puan alabileceklerine inanarak geliyorlar" dedi.


İkinci büyük tehlikenin futbolcuların umursamaz tavırları olduğunu belirten Aslan, "Yerli olanlar dahil, bütün oyuncularımız alacakları paraya bakmaktadırlar. Takımın başarısızlığı, artık onları sadece alacakları primlerden mahrum kalmaları açısından üzmektedir. Eski dönemle ilgili küçük bir örnek verirsek olayın vahametini daha iyi anlarız: 1980'li yıllarda İstanbul'da Fenerbahçe ile oynadığımız bir lig maçında 4-2 yenildikten sonra futbolcularımız otobüse binip havaalanına gidecekleri yerde, yolda taraftar bizi görür ve mahcup oluruz diyerek, şehir içi otobüsüyle Trabzon'a yönelmiş ve Trabzon'a gelene kadar hiç mola vermemiş, gelince de 2 gün evlerinden dışarı çıkmamak üzere mateme bürünmüşlerdi. Aradaki fark ne idi peki? Özkan Sümer'in ifadesiyle o dönemde 'futbolcuların takımı' vardı, şimdi ise 'takımın futbolcuları' vardır. Yani eskiler kulübü kendilerininmiş gibi sahiplenirlerdi, şimdikileri ise takdirinize bırakıyorum" diye konuştu.


Üçüncü ve en büyük tehlikenin taraftarın tepkisizliği olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Aslan, "Bir takımın taraftarı en büyük hezimetlerde dahi tepkisiz kalabiliyor ise bu durum o camianın yok olma sürecine girdiğini gösterir. Ben, 'taraftar kırsın, döksün, küfretsin' demiyorum. Ancak, yenilgi durumunda oluşan üzüntü dahi giderek azalıyor, artık insanlar Trabzonspor'u konuşmak istemiyor, konuşmak isteyenlere de 'konuyu değiştir kardeşim, başka mevzudan bahset' diyorlar. Çocuklar da diğer takımların taraftarı olan arkadaşlarına karşı mahcup olmamak için futbol takımı tutmamayı yeğliyorlar" ifadelerini kullandı.


Trabzonspor'un yok oluşunu durdurmak için birçok şeyin yapılması gerektiğini, ancak bunların en önemlisinin öze dönmek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Aslan, "Bunun için de birkaç yıl şampiyonluk sözü etmeden, kendi çocuklarımızda ısrar ederek takıma monte etmek ve futbolcuların takımını oluşturmak lazımdır. O zaman ne ekonomik sıkıntı çekeceğiz, ne de saçımızı başımızı yolacağız. Kimsenin ihtimal vermediği İstanbul kulüplerinin saltanatını yıkmış olan bizleriz. Üstelik o zaman şu andakinden çok daha kötü imkanlara sahiptik. Gerçek bir Türk takımı olan Trabzonsporumuza Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ndeki 'Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur' vecizesini hatırlatmak isterim" şeklinde konuştu.

iha
Yayın Tarihi : 1 Aralık 2007 Cumartesi 15:27:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
hüseyin saral IP: 88.234.211.xxx Tarih : 4.12.2007 18:39:50

trabzonsporu bu duruma düşürenler gece uyuya biliyomu ben koyu bir taraftar olarakgece rahat uyuyamıyorum nezaman trabzon bu durumdan kurtulacak saygılarımla ben trabzonlu olarak utanıyorum bu hallere düşmesine