30
Nisan
2024
Salı
TRABZON

'Yurt dışı son durak olabilir'

Trabzonspor'un ara transfer döneminde Ankaragücü'nden kadrosuna kattığı Ceyhun Eriş, uzun yıllar bordo-mavili takımın formasını giyerek sorunlu futbolcu imajını silmek istediğini, ana hedefinin ise Türkiye'de herkesin tanıdığı kaliteli bir oyuncu olmak olduğunu kaydetti. 

Trabzonspor Dergisi'nin Mart sayısına açıklamalarda bulunan tecrübeli futbolcu Ceyhun Eriş, sıradan bir oyuncu olmayı istemediğini ifade ederek, "Kendimi sıradan bir oyuncu olarak hisedersem futbolu hemen bırakırım diye düşünüyorum. Ayrıca yurtdışı ve Milli Takım hedefim devam ediyor. Bunların dışında gerçekleştiremediğim hedefim yok" dedi. 

Uzun yıllar Bordo-mavili formayı giymek istediğini belirten Ceyhun Eriş, "Uzun yıllar bordo-mavili formayı giymek istiyorum. Çünkü çok takım değiştirmemden dolayı adım sorunlu futbolcuya çıktı. Bu imajı silmek istiyorum. Ama benim için son durak yok. Türkiye'de birçok oyuncu için Trabzonspor en üst nokta olabilir, ama benim hedefim bu takıma katkı sağlayıp şampiyonluk yaşamak. Yakın zaman içinde kendime koyduğum hedef bu. Tüm bunların yanında içimde yurtdışı hayali devam ediyor. En son durak belki yurtdışı olabilir" diye konuştu. 

Teknik Direktör Ziya Doğan'ın aşırı disiplinli bir teknik adam olmadığı görüşünü savunan Ceyhun, "Ziya hocayla ilgili bir değerlendirme yapmak için çok erken. Ancak bana aşırı disiplinli gelmedi. Sadece olması gerektiği kadar disipline önem veriyor. Bu çok normal. İlişkiler biraz da takımın alacağı saha sonuçlarına bağlı. Eğer takım iyiyse hoca, yönetici, futbolcu ve taraftar da iyi olur. Aksi taktirde herkes kötü. Bence oyuncularla teknik adamlar birbirlerine yakın olmalıdır. Futbol oynuyoruz. Müdür-işçi ilişkisi yanlış. Her iki taraf da rahatlıkla birbiriyle diyalog kurabilmeli. Oynadığım takımların çoğunda hocalarımla hep iyi anlaştım. Yerine göre onlarla arkadaş, baba, ağabey ve teknik adam ilişkisi kurdum" dedi. 

Çok iyi bir takım olduklarını, ancak sezonu nerede bitireceklerinin belli olmadığını ifade eden Ceyhun, "Önümüzde çok uzun süre var. Fenerbahçe daha önce 11 puanlık farkı kapatarak şampiyon oldu. Önemli olan rakipler değil bizim ne yaptığımız. Biz bütün maçlarımızı alırsak her şey olabilir. Yani imkansız değil, sadece zor" ifadelerini kullandı. "Kimse başarısız olmak istemez" diyen Ceyhun, "Bu nedenle oyuncuların üzerinde baskı oluşturmamak lazım. Sonuçta futbol bu. Başarısızlıkta en çok futbolcu üzülür. Çünkü o bu işten ekmek yiyor. Belli dönemden sonra artık bu sporu yapamazsın. Ailemizi geçindirmek, ekmek parası kazanmak için başarılı olmamız lazım. Ben sahaya çıkarken iyi konsantre olurum ve maçta elimden geldiği kadar futbolumu oynarım. Gerisi pek önemli değil. Bazen seyirciyi bile duymam. Ama yine de olumlu yönde taraftar desteğiyle oynamak çok keyifli olur. Taraftar olmadan futbolun zevki olmaz. Ben işimi tam yaparsam tepkiler olumlu gelir. Yapamazsan olumsuz olur. O nedenle tepkileri kafaya takmamak lazım. Eğer takarsan başarısız olursun. Genç oyuncuların en büyük problemlerinden biri de bu. Ya başarısız olursam diye korkuyorlar. Özgüveni kaybetmemek lazım" açıklamasını yaptı. 

Futbol hayatının en kritik noktalarında uzun süreli sakatlıklar yaşadığını ifade eden Ceyhun, "25-26 yaşlarında bileğim döndü. Yurtdışına gidemedim. Bu nedenle çok üzüldüm. Ama ben her şeyde bir hayır vardır mantığıyla hareket ediyorum. O nedenle de üzülmüyorum. Yakınmanın, dünü yaşamanın insana hiçbir getirisi yok. Mantıklı olup önümüze bakmamız lazım. Geçmişe kafayı takmamak gerek. Üzüldüğüm, kırıldığım, hayal kırıklığına uğradığım anlar oldu, ama ben bugüne, yarına bakıyorum. Zaten hedeflediğim en üst noktaya hemen ulaşmak istemem. Yavaş yavaş hedefe yürümek en doğru olanı. Sakatlıklar nedeniyle isteğim yerlere gelmekte biraz geciksem de şuanki durumumdan gayet memnunum. Yaşım 30 olduğu için bazıları 'bunun işi bitmiş' diyebilir, ama ben buna katılmıyorum. Çünkü 30 yaş ve üzeri insanın en olgun ve en yararlı olduğu dönemdir. O nedenle geri kalan hedeflerimi gerçekleştirmek için önümde yeterli zaman olduğuna inanıyorum" dedi. 

Türkiye'de çok kaliteli oyuncular yetişmesine karşın yabancılara tanınan toleransın Türk futbolcularına tanınmadığını belirten Ceyhun, "Ülkemize özellikle orta sahaya gerektiğinde maçı çevirsin diye yabancı oyuncu transferi yapılır. Halbuki bu mevkide Türkiye'de çok yetenekli oyuncular var, ama hiç şans verilmediği için ön plana çıkamadılar. Benim gibi Türk oyunculara da güvenilmeli ve desteklenmeli. A Milli Takım'a gidememem tamamen tercih meselesi. Milli Takım'ın başında yer alan hocalarımız kimi uygun görürse o futbolcular forma giyiyor. Ben şu ana kadar 'Neden ben çağrılmadım' diye hiç düşünmedim. Ancak Ay-Yıldızlı formayı giymeyi çok isterim. Benim performansım ve Fatih Hoca'nın tercihine bağlı. Sonuçta Fenerbahçe'de de Milli Takım'a gidemedim. Yani bu konunun büyük kulüpte oynamayla ilgisi yok. Bundan sonra belki giderim bu belli olmaz. Zaten kulüplerin bu konuda etkili olmasını istemem. Önemli olan benim o formayı hak etmem" diye konuştu. 

Bir Cruyff hayranı olduğunu açıklayan ve Cruyff'u hem futbolcu olarak hem de teknik adam olarak çok beğendiğini belirten Ceyhun, bir de televizyon dizisinde rol aldığını ve bundan sonra da bu tip projeler olursa değerlendirmek istediğini söyledi.
iha
Yayın Tarihi : 13 Mart 2007 Salı 13:14:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?