Cinayet, 10 gün önce gelen bir ihbarla ortaya çıktı. Jandarma, 16 yaşındaki Kudret'in cesedini ahırda buldu. T.S., kardeşini, evden kaçıp ailenin namusunu kirlettiği için bıçakla öldürdüğünü itiraf etti.

Trabzon'un Düzköy İlçesi'nde 9 ay önce ablasını öldürerek ahıra gömdüğü geçen hafta ortaya çıkan T.S, akli dengesinin yerinde olmadığına ilişkin rapor verildikten sonra serbest bırakıldı. Müşahede altında tutulması gerekirken, elini kolunu sallayarak sokaklarda dolaşan T.S'nin serbest bırakılmasını talep eden savcı Abidin Bozkan, ‘‘Yasalar böyle emrediyor’’ dedi.

Düzköy'de geçen yıl temmuz ayında evden kaçan ve 4 ay boyunca kendisinden haber alınamayan 16 yaşındaki K.S, ekim ayında eve döndü. Genç kızı ailenin namusunu kirletmekle suçlayan üvey annesi Vahdet Salih, küçük kardeş T.S'yi de öz ablasını öldürmeye azmettirdi. Kardeşini eve dönüşünden birkaç gün sonra gece uyurken bıçaklayarak öldüren 15 yaşındaki T.S. ve üvey anne Vahdet Salih, cesedi evin arka tarafında bulunan ahıra gömdü.

Korkunç cinayet tam 9 ay sonra, 8 Temmuz 2002 günü gelen bir ihbarla ortaya çıktı. Jandarma ekipleri, evin yanındaki ahırdaki toprak yığınının altında K.S'in cesedini buldu. Ablasını bıçaklayarak öldürdüğünü itiraf eden T.S. ile ~63 yaşındaki üvey annesi Vahdet Salih, Düzköy Cumhuriyet Savcılığı tarafından gözaltına alındı ve Samsun Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevkedildi. Hastane T.S'nin akli dengesinin yerinde olmadığına karar verirken üvey anne Vahdet Salih'in ise akli dengesinin yerinde olduğuna ilişkin rapor verdi.

Akli dengesinin yerinde olmadığına ilişkin raporla serbest bırakılan T.S'nin Düzköy'den Trabzon'a gelerek sokaklarda dolaşması dikkat çekti.

KATİL SOKAKLARDA

Kardeş katili T.S'nin serbest bırakılmasını talep eden Düzköy Cumhuriyet Savcısı Abidin Bozkan ise yasalara göre hareket ettiğini söyledi. Bozkan, ‘‘Vicdanım sızladı, ellerim titreyerek bu talebi yaptım ama yasalar böyle emrediyor. Ben yasaya uymak zorundayım. Çevremden de tepki de aldım. Ama Yapabileceğim bir şey yok’’ dedi.

Trabzon Barosu Başkanı Hamit Şimşek ise, TCK'nın 46'ncı ve 47'nci maddelerinin bu tip kişilerin müşahede altında tutulması gerektiğine hükmettiğini söyledi. Şimşek, ‘‘Ceza tayin edilmez ama müşahade altına alınması lazım. Madde çok açık. İyileşinceye kadar akıl hastanesinde müşahede altında tutulmalıydı. Hakimden karar alıp hastaneye göndermeliydi. Eksik yaptı. Deli, akıl hastanesine gider, sokağa bırakılmaz. Kanun eksik ve yanlış uygulandı’’ yorumunu yaptı.