3
Mayıs
2024
Cuma
ZONGULDAK

'Asar kalesi benim'

Zonguldaklı Halil İbrahim Öztürk, Cenevizlilerden kaldığı belirtilen ve 'yok' olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan Asar Kalesi ile bulunduğu tepenin kendisine ait olduğunu ileri sürdü.

Asar Kalesi ve bulunduğu tepenin çeşitli oyunlarla elinden alındığını iddia eden Halil İbrahim Öztürk, 2B Orman Yasası ile tekrar eski arazinin yeniden kendisine verilmesini aksi halde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne müracaat edeceğini söyledi.

Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde yaşayan Halil İbrahim Öztürk, Gökçebey ilçesine bağlı Gaziler köyü ve Hacımusa beldelerine kadar kalıntıları uzanan Asar Kalesi ile bulunduğu tepenin babası tarafından 1946 yılında Bodaş köyündeki Ethem Ala'dan 600 YTL'ye satın alındığını anlattı. Babasının ölümünden sonra arazinin varisi olarak kendisine kaldığını belirten Halil İbrahim Öztürk, oyunlarla önce arazinin orman arazisi daha sonra da SİT alanı ilan edildiğini ileri sürdü.

Bölgeyi orman arazisi ve SİT alanı ilan edilmemesinden önce kendilerinin define avcılarına karşı özenle koruduklarını anlatan Öztürk, şöyle konuştu: "1950'den beri bu topraklarda çalıştığımı hayvan güttüğümü, çift sürerken babama yardım ettiğimi bilmeyen yoktur. 1967'den sonra bu tarla her sene sürülmüştür. Hatta verimli olduğu için senede iki sefer ürün alıyorduk. İlk buğday arkasından mısır ekeriz. Bu tarla bizim ailemize bakmıştır."

Bu tarlayı babasının 1946'da 600 Türk Lirası ödeyerek Bodaş köyünden Ethem Ala isimli kişiden aldığını anlatan Öztürk, sözlerine şöyle devam etti: "Paranın tamamını babam denkleştirememiş. Tarlada peşin satıldığı için babam, öküzünün birini satarak 600 lirayı temin etmiş. O yıl tek kalan öküzünün yanına yenisini alamadığı için ahırdaki ineğini koşmuş ve tüm tarlalarımızı böyle sürmüştür. Bu böyleyken tarlanın benim ya da babamın olmadığının iddia edilmesi, 1955'de çekilmiş hava fotoğrafında buranın orman görüldüğünü söylemek ya da haritayı öyle okumak tamamen yanlıştır. Bu haritanın orijinalini bulun. Okumasını bilen birine okutun. Harita doğru okunup doğru yeri gösteriyorsa, orman görünüyorsa orman olsun. Ama yeşil dediği yer ise mısır ya da buğday tarlasıdır. Bunu adım gibi biliyorum."

O zamanlar 10-11 yaşlarında olduğunu belirten Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çocuklar ailelerine yardım eder bizde yardım ediyorduk. 1955'den sonra ormandan açılmış sonradan tarla şekline dönüştürülmüş de değildir. 1946'dan öncede tarlaymış. Aksine iddia eden hukuku yanıltır. Raportörler, yanlış rapor tutmuştur, 2 eski muhtar olmak üzere 3 şahitle mahkemeye de söyledim. Taraf tutan raporlarla bu tarla orman sayılmıştır."

Açtığı mahkemeyi, yapılan haksızlıklarla kaybettiğini ifade eden Öztürk, iddialarına şöyle devam etti: "Dönemin hakimi, ağzındaki sigarayı avukata doğru üfleyerek benim karşımda avukata, 'Siz bu tarlayı hep orman mı istiyorsunuz, haritada görülen açık alanı da yazayım mı?' diye sordu. Avukatta, 'Hayır hepsini orman istiyorum' dedi. Ben bu olay karşısında tedirgin oldum. Temyiz ettim. Bilir kişi raporları ile onaylanarak geri geldi. 2 B orman yasasını bekliyorum. Bu yasa ile devlete gerekli parayı ödeyip geri almak istiyorum."

Aksi takdirde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne müracaat edeceğini de hatırlatan Öztürk, Anıtlar Kurulu'ndan gelecek tarafsız ekibin bölgede yapacağı inceleme sonucunda tarihe ışık tutacak kalıntıların bulunduğuna ve çalışmaların başlamasına karar vermesi halinde araziyi bağışlamaya da razı olduğunu söyledi.

Büyük tahribat yapıldığı görülen Asar Kalesi'nin bulunduğu tepenin çevresinde termik santral kurulma çalışmaları da sürüyor. Yıllardır yapılan tahribatlara rağmen termik santral çalışmalarının da tepenin altından geçirileceği belirtildi.

iha
Yayın Tarihi : 5 Ağustos 2008 Salı 14:34:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?