MHP Genel Merkezi tarafından düzenlenen Bölge Divan toplantılarını 4.sü Zonguldakta yapıldı. Genel Başkan Dr. Devlet Bahçelinin de katıldığı divan toplantısına çok sayıda partili katıldı.
Sakarya, Kocaeli, Bolu, Düzce, Karabük, Bartın ve Zonguldak illerini kapsayan 4. Bölge Divan Toplantısı Alaborina Restaurantta yapıldı. Toplantının basına açık bölümünde konuşan MHP Zonguldak İl Başkanı Mustafa Korkutan, ülke ve bölgedeki gelişmeleri tartışarak değerlendireceklerini söyledi.
Konuşmasında parti içi muhalefeti eleştiren Korkutan, "Sosyal yapısı bozulmuş olan bölge halkı geleceğe yönelik umutlarını muhafaza etmekte zorluk çekmektedir. İnsanlarımız umutsuzdur. Bu olumsuz şartlar altında, büyük milletimizin yegane umudu haline gelen ve tek başına iktidar yolunda ilerleyen MHP, bu kutlu yolunda karanlık bataklıklardan beslenen sivri sinekler tarafından karıştırılmaya çalışılmaktadır. Büyük başbuğumuzun da zamanında ifade ettiği gibi, şimdi biz de onlara hatırlatıyor ve diyoruz ki, görevimiz artık bu sineklerle uğraşmak değil, sineklerin beslendiği kirli bataklığı kurutmaktır. Dün Türkeşsiz Türk milliyetçiliği misyonunun sahipleri, bugün Devlet Bahçelisiz MHP senaryoları ve kurtarıcı rolleri ile karşımıza çıkıyorlar. Ülkücü hafızalar, Türkeş hainlerinin kirli geçmişlerini unutmadı" dedi.
"TERÖRÜN ARTMASININ NEDENİ EVE DÖNÜŞ YASASIDIR"
Daha sonra partililere hitap eden Genel Başkan Devlet Bahçeli ise, dünya ve Türkiye gündemini değerlendirdi. Bahçeli konuşmasının ilk bölümünde artan terör faaliyetlerine değinirken, terör olaylarının artmasını hükümetin terör örgütü üyelerini kapsayan eve dönüş yasasına bağladı.
Bahçeli, "Son aylarda doğu ve güneydoğu illerinde terör örgütünün faaliyetleri yeniden büyük bir yoğunluk kazanmıştır. Ne var ki bu yoğunlukta en büyük pay siyasi iradeye aittir. Hatırlanacağı üzere bu hükümet tarafından çok büyük bir proje olarak takdim edilen ve teröristlere dağda veya cezaevinde yeni bir af getiren eve geri dönüş yasası ile yakalanan yargılanmış bütün örgüt üyeleri serbest bırakılmış, bunlar da bölücü örgütün dağlardaki aktif kadrolarına katılmakta bir an bile gecikmemiştir. Kuzey Irakta terörist yapılanmalara karşı peşmerge liderlerinden ve müttefikimiz ABDden destek beklenmiş, destek yerine buralardan bölücü örgüte lojistik destek aldığı yönünde çok ciddi iddia ve emareler ortaya çıkmıştır" diye konuştu.
Başbakan Tayyip Erdoğanın Avrupa Birliği büyükelçileriyle birlikte yaptığı yemekli görüşmeyi ise diplomatik skandal olarak değerlendiren Devlet Bahçeli, "Görüşme ise tam bir diplomatik skandal içinde geçmiş ve büyükelçiler başka bir ülkede misafir olduklarını unutarak adeta başbakanı sorgulamak cüretinde bulunmuşlardır. Bu sorgulama tarzındaki görüşme, o kadar ileri boyutlara gitmiştir ki, bölücü terör örgütünün cinayetlerinin ardından sürdürülmekte olan sıcak takiplerle eleştirilmiş ve durdurulması dile getirilmiştir. Ülkemizin bölünmez bütünlüğü hakkındaki hassasiyetlerimizi yok saymaya dayalı bu anlayışı şiddetle kınıyor ve reddediyoruz. Ancak, bu anlayışlara karşı yerinde ve zamanında reaksiyon gösteremeyen Başbakanın tavrını da aynı ölçüde reddediyoruz" açıklamasını yaptı.
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMSENİN HİMAYESİNDE OLAMAZ"
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başka devletlerin himayesinde, mandasında veya güdümünde olmadığını vurgulayan Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti bağımsızdır, hürdür, bütündür. Kendi varlığına yönelik her türlü iç ve dış saldırıları bertaraf etme gücüne sahiptir. Başbakanın ve hükümetin tavrı maalesef hemen her milli konuda tam teslimiyetçi ve belli bir tutarlılıktan uzak gözükmektedir. Ne olursa olursan şahsi çıkarları ve parti menfaatleri o an için neyi gerektiriyorsa o şekilde davranış ortaya konmakta. Aradan fazla bir zaman geçmemesine bir önceki davranışların unutulmasına bile gerek görülmeksizin hemen farklı bir yaklaşıma gidilmektedir. Bu tutum ve davranışlar, Türkiyeye onulmaz ve derin yaralar açmaktadır" şeklinde konuştu.
Bahçeli, hükümetin Irak politikasını da eleştirerek, "Bu hükümetin Irak politikası Türkiyenin yıllardan beri ortaya koyup uyguladığı milli politikayı ters düz etmiştir. Bugün Irakta, Türkmen varlığının siyasi olarak ortadan kaldırıldığını, yok sayıldığını görmekteyiz. Ancak daha tehlikeli ve vahim olanı Türkmenlerin hayat haklarının da büyük hızla ortadan kaldırıldığına şahit olmamızdır. Irakta nüfusları ve güçleri doğru orantılı olmayan bir siyasi ve idari güce erişen Peşmerge guruplarının Türkmen guruplara karşı tutumları, oldu bitti çabaları artık bir başka boyuta ulaşmıştır. Şu anda bir çok Türkmen şehrinde toplu tutuklamalar ve katliamlar gerçekleştirilmektedir. Hükümet ise bu konuda net ve kararlı bir politika ortaya koyabilmiş değildir. Irakın geleceğine ve toprak bütünlüğüne yönelik, ikazlarımıza rağmen, parçalanmış bir Irak oluşması sürecine göz yumulmuş, Türkmen şehirlerini de kapsayacak şekilde bu federatif yapı içerisinde yeni peşmerge idari gölgesinin ortaya çıkmasına izin verilmiştir" açıklamasını yaptı.
Yapılan konuşmaların ardından divan toplantısı basına kapatılarak devam etti.