Tarihi eserlerin bir ülkenin veya bir ilin kimliği olduğunu belirten Mercan, kimliğe ne kadar sahip çıkılırsa dünya ülkeleri arasında o kadar itibar olacağını kaydetti. Tarihi eserlerin ve müzelerin sadece turizm ve ekonomi açısından düşünmenin yanlış olduğunu belirten Mercan, “Müze ve müzeciliğin kökeninde meraktan doğan bir biriktirme alışkanlığı vardır. Bu pencereden bakıldığında müzeciliğin başlangıç tarihi hakkında kesin bir şey söylenemez. Zaten önemli olan da müzelerin, insanların kültürel ve tarihsel açıdan bilgileneceği, geçmiş ile gelecek arasında köprü görevi gören mekanlar olmasıdır. Müzeler tarihi ve kültürel konularda araştırma ve inceleme yapacakların ilk başlangıç noktalarıdır.

Müzelerin ve tarihi eserlerin önemini şöyle açıklayabiliriz. Örneğin, İstanbul'un fethi sırasında Osmanlı Donanması'na karşı Haliç'in girişine gerilen zincir belki tarihin yazdığı bir söylenti olarak kabul edilebilir. Ancak beş buçuk asırdan beri korunan ve bugün Askeri Müze'de duran o zincir bir gerçektir. O zincir İstanbul'un fethini doğrulayan ve yaşatan gözle görülür gerçek bir belgedir. Bunun gibi bütün tarihi eserlerimiz de geçmişe yönelik belgelerdir. Nasıl ki günümüzde bir evin kendimize ait olduğunu tapu belgesi ile kanıtlıyorsak, tarihte var olmuş olayları, medeniyetleri de o günlerden bugüne gelen tarihi eserlerle kanıtlıyoruz. Bu bağlamda tarihin tapu belgeleri de tarihi eserlerimizdir. Yine tarihi eserler bir ülkenin veya bir ilin kimliğidir.

Kimliğimize ne kadar sahip çıkarsak dünya ülkeleri arasında o kadar itibarımız olacaktır. Ne yazık ki ülkemizde tarihi eser bilinci geç oluşmuş ve bu süre zarfında bir çok tarihi eserimiz yurt dışına kaçırılmıştır. Bugün yurtdışına kaçırılan Truva Hazineleri, Karun Hazineleri, Elmalı Definesi, Bergama Zeus Sunağı gibi tüm dünyaca tanınan eserlerimiz ülkemizde olsaydı o zaman ülkemiz kültür turizmi açısından çok daha iyi bir durumda olacak ve ekonomiye katkısı da o denli yüksek olacaktı. Tabi tarihi eserlerimizi ve müzelerimizi sadece turizm ve ekonomi açısından düşünmek yanlış olur. Yukarı da belirtildiği gibi kimliğimiz olan bu tarihi ve kültürel değerlerimize sahip çıkmalıyız” dedi.

MÜZE KART UYGULAMASI
Vatandaşları müzeleri gezmeye davet eden Müze Müdürü Ahmet Mercan, bakanlığın çıkarmış olduğu Müzekart ile bu gezilerin daha ucuz olduğunu söyledi. Mercan, “Avrupa, tarihi eserlerin önemini çok önceden keşfetmiş olup, kendi ülkelerindeki tarihi eserlerine sahip çıktığı gibi dünya üzerinde derin tarihi geçmişi olan Türkiye, Yunanistan, İtalya, Suriye ve Irak gibi ülkelere 1700'lü yıllarda seyyahlar, gezginler göndererek burada tespit ettikleri tarihi eserleri çeşitli yollardan kendi ülkelerine kazandırmışlardır. Bugün hangi ilimizin tarihi ile ilgili bilgi edinmek istesek başvuracağımız ilk kaynak yabancı bir gezgin veya seyyahın yazdığı kitap ya da gezi notlarıdır.

Ulu Önder Atatürk'ün dediği gibi 'Geçmişini bilmeyen milletler geleceğini kuramazlar' Bu bağlamda halkımızı geçmişini öğrenmek için müze ve ören yerlerini gezmeye davet ediyorum. Geçmiş yıllarda bu tip kültür gezilerini yapmak çok masraflı iken bugün itibariyle bakanlığımızın çıkarmış olduğu Müzekart uygulamasıyla ülke genelindeki bakanlığımıza bağlı müzelerimizi ve ören yerlerimizi çok cüzi bir miktarla gezmek mümkündür. Tam 20 TL olan bir Müzekart alındığında, alındığı tarihten itibaren 1 yıl boyunca Türkiye genelindeki bakanlığımıza bağlı müze ve ören yerlerini istediğiniz kadar sıklıkta gezebilme imkanı vardır.

Müzekart öğretmenlere ise, 10 TL'dir. Tüm müzelerimizde Müzekart satılmaktadır. Normalde bir ildeki ören yeri ve müzeleri gezmek için bile 20 TL'den daha fazla bir miktar ödemeniz gerekmektedir. Halkımıza sunulan bu imkanın kullanılarak yaz ayları başlarında herkesin Müzekart alarak kültür tatiline çıkması ve ülkesini daha iyi tanımasını temennisi ile saygılar sunuyorum” dedi.

İha

Yayın Tarihi : 21 Mayıs 2009 Perşembe 18:28:41