3
Mayıs
2024
Cuma
ZONGULDAK

Hükümete toplu sözleşme uyarısı

Genel Maden İşçiler sendikası, arabulucu sürecinin tamamlandığı toplu sözleşme görüşmelerinde hükümeti daha duyarlı olmaya çağıran aksi takdirde sendikal gücün sonuna kadar kullanılacağı belirtilen bir bildiri yayınlayarak, hükümeti uyardı.


Genel Maden İşçileri Sendikası tarafından hazırlanan bildiri, GMİS Genel başkanı Ramis Muslu, yöneticileri tarafından Türkiye Taşkömürleri Kurumu’na (TTK) bağlı Karadon, Gelik, Üzülmez, Kozlu, Armutçuk, Amasra taşkömürü üretim bölgeleri ile Merkez servislerine bağlı işyerlerinde madencilere okundu. TTK 23. Dönem ve MTA 13. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri görüşmeleri ile ilgili bilgilerin de verildiği bildiride görüşmelerde arabulucu sürecinin de tamamlandığı ve Türk-İş’e bağlı sendikaların oluşturduğu Koordinasyon Kurulu’nun ücret tekliflerinin hükümete sunulduğu kaydedildi. Hükümetin duyarsız davranmakla suçlandığı bildiri de, Hükümetin ücret teklifini en kısa zamanda vermesi istendi. Aksi halde sendikal gücün sonuna kadar kullanılacağı vurgulanan bildiride, “Amacımız sözleşme görüşmelerini masa başında bitirmektir. Ama Hükümet, bu duyarsız tavrını sürdürürse biz de örgütsel gücümüzü kullanmaktan çekinmeyiz” denildi.


İlgili sendikaların enel başkanlık düzeyinde toplu görüşmelerdeki son durumun değerlendirileceği belirtildiği bildiride, son durum hakkında şu bilgiler verildi:
“ 01.01.2009 tarihinden itibaren geçerli olan TTK 23. Dönem ve MTA 13. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerimize Şubat ayı içinde başladık. Türkiye Taşkömürü Kurumu ve Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü adına sözleşme görüşmelerini sürdüren Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası (Kamu-İş) ile 60 günlük görüşme süresini tamamladık. İdari maddelerimizin büyük bir çoğunluğu üzerinde görüş birliğine vardık. Ancak ücretlerle ilgili maddeler, Hükümeti ile Türk-iş arasında imzalanacak genel bir protokol sonrasında şekillenecek. Kamu’da çalışan yaklaşık 300 bin arkadaşımızı ilgilendiren sendikaların genel başkanları ve Türk-İş yönetimi tarafından oluşturulan Toplu Sözleşme Koordinasyon Kurulu, ücret teklifini 15 Nisan 2009 tarihinde Hükümete sundu. Genel Başkanımızın da içinde yer aldığı Koordinasyon Kurulu, Hükümetin karşı teklifini bekliyor. Bildiğiniz gibi Türk-İş’in teklifinden sonra, Bakanlar Kurulu’nda değişiklik yapıldı ve Toplu Sözleşmelerden Sorumlu Devlet Bakanlığı’na yeni bir Bakan atandı. Yeni Kabine’nin Maliye ve Hazine bünyesinde çalışmaları sürdürdüğü, kısa sürede Hükümetin ücret teklifini sunacağı açıklandı.
Ancak o günden bugüne, Hükümet teklifte bulunmadı.”


‘KRİZ FIRSATÇILIĞI UYARISI’
Krizle birlikte dünyanın her tarafında kriz fırsatçılığı yaparak karını katlayan iş verenler olduğunun da hatırlatıldığı bildiride, işçilerin mağdur edilmemesi gerektiği belirtildi. Krizin sorumlusu çalışanlar ve sendikalar olmadığı anlatılan bildiride, “ABD ve Avrupa’dan dünyaya yayılan ekonomik krizin, ülkemize yansıması gerekçe gösterilerek çok sayıda işçinin işten çıkartıldığı, ücretlerin düşürüldüğü, zorunlu izinlerin kullandırıldığı bir dönemde sözleşme görüşmelerinin uzaması tüm çalışanlarımızı rahatsız etmektedir.


Tüm dünyada, krizi bahane ederek karlarını artırmak isteyen ve kriz fırsatçılığı yapan işverenler olduğu biliniyor. Ülkemizde de benzer davranışlar içerisinde bulunanlar var. Bu krizin Türkiye’ye teğet geçtiğini söyleyen Başbakanımız ve Bakanlarımız, çalışanlarımızı daha fazla mağdur etmemelidir. Dünyadaki bu krizin sorumlusu, çalışanlar ve sendikalar değildir. Bunun için krizin bedeli de çalışanlara ödettirilemez. Biz, hükümetin ücret teklifini en kısa zamanda vermesini istiyoruz. Amacımız sözleşme görüşmelerini masa başında bitirmektir. Ama Hükümet, bu duyarsız tavrını sürdürürse biz de örgütsel gücümüzü kullanmaktan çekinmeyiz” ifadelerine de yer verildi.


GREV KARARI GÜNDEMDE
Yasal görüşme sürecinde arabulucu aşamasının da tamamlandığı, artık 60 gün içerisinde grev kararı alınmasının gündemde olduğu belirtilen bildiriye şöyle devam edildi:
“ Yasal görüşme sürecinde arabulucu aşaması da tamamlandı. Önümüzdeki 60 gün içinde grev kararı almak durumundayız. Dünyanın en zor işini yapan biz maden işçileri olarak, 2006 ve 2009 yıllarında farklı ücret uygulamaları ile karşı karşıya kaldık. Kamuda 300 bin arkadaşımızın çalıştığı tüm işyerlerinde benzer uygulamalar var. Bunun için, Türk-İş olarak, yüzdelik zam artışından önce, taban ücretlerinin belirli bir seviyeye çıkarılmasını istedik.

Hükümetin verecek olduğu teklifi de hem Türk-İş hem de Genel Maden İş olarak değerlendirecek ve sizleri bilgilendireceğiz. Ve son kararı, yine birlikte vereceğiz. Maden işçileri, bölge ve Zonguldak halkı olarak, birlik ve beraberlik içerisinde verdiğimiz mücadeleler ile bugüne kadar pek çok sorunu aştık. Hep birlikte işimize, aşımıza, ülkemizin zenginliklerine sahip çıkarak bugünlere geldik. Bu dönemi de yine birlik ve beraberlik içerisinde vereceğimiz mücadele ile başarılı bir şekilde tamamlayacağız. Kimse, bizi tahrik etmesin. Hiç kimse bizim emeğimize, ekmeğimize, alın terimize, işimize, aşımıza göz koymaya kalkmasın.
Maden işçisi, geçmişte olduğu gibi bugün de emeğine, alın terine göz koymaya kalkanlara cevabını vermekten kaçınmayacaktır. Gerektiğinde kavga etmekten çekinmeyeceğimizi herkes iyi bilmektedir.”
Okunan bildiriye madenciler alkışlayarak destek verdi.
 

İha
Yayın Tarihi : 2 Haziran 2009 Salı 15:52:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?