Zonguldak'ta süt kazanına düşerek vücudunun yüzde 60'ı yanan 3.5 yaşındaki Gül Bayraklı, askeri helikopterle nakledildiği hastanede 40 defa ameliyat edilerek kurtarıldı. 3 ay hastanede kaldıktan sonra taburcu olan küçük Gül'ü Zonguldak İl Sağlık Müdürü Öner Güner, ziyaret ederek geçmiş olsun diledi.

Çaycuma ilçesine bağlı Perşembe beldesi Basat köyünde oyun oynarken süt kazanına düşen 3.5 aşındaki Gül Bayraklı'nın vücudunun yüzde 60'ı yandı. Ailesi tarafından önce Çaycuma Devlet Hastanesi'ne götürülen küçük kız burada ilk tedavinin yapılmasının ardından Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi. Burada süt kazanına düşen küçük kızın vücudunun yüzde 60'ının yandığı ve şuurunun kapalı olduğu anlaşıldı. Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde yanık ünitesi olmadığı için küçük Gül'ün başka bir hastaneye sevk edilmesi gerekti. Hastane görevlileri tarafından İl Sağlık Müdürü Dr. Öner Güner'e haber verildi. Dr. Öner Güner Sağlık Bakanlığı ile irtibata geçerek çocuğun bir an önce yanık ünitesi olan bir hastaneye sevk edilmesi gerektiğini belirtti. Sağlık Bakanlığı ile görüşüldükten sonra Genel Kurmay Başkanlığı ile irtibat kuruldu. Genel Kurmay Başkanlığı'na ait helikopterle küçük Gül, Kocaeli Derince Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.

Derince Devlet Hastanesi'nde yapılan tedavinin ardından küçük Gül, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk edilerek, hayati tehlikesi olduğu için Yoğun Bakım Ünitesine konuldu. 3 ay içerisinde 40 cerrahi operasyon geçiren, küçük Gül'ün durumunun iyiye gittiği belirtildi. Basat köyü Sağlık Ocağı'nda incelemelerde bulunan İl Sağlık Müdürü Dr. Öner Güner, taburcu olan küçük Gül'ü evinde ziyaret etti. Küçük Gül'e hediyeler veren İl Sağlık Müdürü Öner Güner, aileye de geçmiş olsun dileğinde bulundu.İl Sağlık Müdürü Dr. Öner Güner, küçük kızın durumunun iyi olduğunu belirterek, sadece küçük estetik operasyonlar geçireceğini kaydetti. Acil durumlarda yapılabilecek ilk tedavinin çok gecikmeden yapılmasını, gereken tedavinin ve sevk sisteminin ne kadar önemli olduğunun gözler önüne serilmiş olduğunu belirten Öner Güner, "Çocuk ilk olarak Çaycuma Devlet Hastanemize müracaat etmişti. Orada ilk tedavisi yapıldıktan sonra Zonguldak'taki çocuk hastanemize intikal ettirildi. Burada çocuk uzmanı arkadaşlar tarafından çocuğun durumu değerlendirildiğinde çocuğun vücudunda yüzde 60'lara varan yanık olduğu tespit edilmişti. Çocuğun genel durumu gittikçe bozulmaya başladı. İlimizde de yanık merkezi olmadığı için çocuğu yanık merkezi olan bir merkeze nakletme ihtiyacı hissettik ve gerekli çalışmalara başladık. Bu arada çocuğun durumu da hızla sıvı kaybına bağlı olarak değişmeye başladığı için ambulansla nakledebilecek vaktimiz olmadığından Sağlık Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı'yla irtibata geçtik. Genel Kurmay Başkanlığı'nın tahsis ettiği helikopterle birlikte Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden aynı gece Derince Devlet Hastanesi'ne intikal ettirildi. Derince Devlet Hastanesi'nde bir takım tedavileri tamamlandıktan sonra Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne çocuk intikal ettirildi. Yanık oranı çok fazla olması dolayısıyla hayati tehlikesi ciddi anlamda vardı. Gerekli tıbbi tedaviler yapıldı. 2.5 ay gibi bir zaman hastanede kaldı. Bu süre zarfında irili ufaklı 40'a yakın cerrahi
operasyon geçirdi. Durumu da şuanda beklemediğimiz kadar çok iyi bir şekilde bize geri döndü. Tamamen iyileşmiş durumda. Şuanda ciddi anlamda rahatsızlığı söz konusu değil. Sadece bir takım estetik operasyonlara ihtiyacı var. O da zaman içerisinde oradaki arkadaşlarımızın takibiyle gerçekleştirilecektir. Bizi mutlu eden şey çocuğumuzun hayata dönmüş olması. Gerçekten acil durumlarda yapılabilecek ilk tedavinin çok gecikmeden yapılması gereken sevk sistemin ne kadar önemli olduğu gözler önüne serilmiş oldu. Bu konuda çocuğumuzun hayatta kalması en büyük mutluluk oldu" dedi.

"ASKERİ HELİKOPTER GELMESEYDİ ÇOCUĞUMUZU KAYBETMİŞ OLACAKTIK"
Çocuğun durumunun ağır olması nedeniyle ambulansla göndermeye cesaret edemediklerini belirten Güner, tatil ve gece olmasına rağmen helikopterin geldiğini söyledi. Dr. Güner, "Askeri helikopter gelmeseydi hayati tehlikesi devam ederdi ve maalesef çocuğumuzu kaybetmiş olacaktık. Normalde Derince Devlet Hastanesi, Ankara ve İstanbul buraya çok uzak olmamasına rağmen çocuğun genel durumu süratle bozulduğu için hatta şuur bulanıklığı ve bilinç kapalılığı başlamıştı. Dolayısıyla ambulansla göndermeye cesaret edemedik. Vantilatörle yola dayanabilecek özellikte de değildi. 3.5 gibi yaş bizim için çok önemli ve kırılgan bir yaştır. Çocuklarda ki yanıklarda enfeksiyondan, sıvı kaybından çocukları kaybetmemiz söz konusu olduğundan bunun bilincinde olarak helikopter tahsisi için uğraştık. Tatil ve gece olmasına rağmen helikopter geldi. Genel Kurmay Başkanlığı'na da çocuğun durumu hakkında bilgi verdik. Hastanede kaldığı süre içerisinde çocuğun durumunu yakından takip ettik. Gün ve gün iyileştiğini duydukça mutlu olduk" dedi.

2 çocuk annesi Neriman Bayraklı (23), iki çocuğunu da banyo yaptırdığını belirterek, küçük çocuğunu beşiğine yatırırken Gül'ü sesini duyduğunu belirtti. Anne Bayraklı, "İki çocuğumu banyo yaptırıyordum. Gül'ün sesini duydum. Hemen yanına gittim baktım yanmış. Komşumuz görmüş ilk bunu hemen soymuş üzerine su dökmüş. Hemen Çaycuma Devlet Hastanesi'ne gittik. Oradan Zonguldak'a sevk ettiler. Durumu ağır oldu için helikopterle de Derince Devlet Hastanesi'ne gönderildi. Uzun bir tedavinin ardından iyileşti. Çok mutluyum. Doktorlardan Allah razı olsun. Herkese çok teşekkür ederim" diye konuştu.

Baba Murat Bayraklı (27), çocuğunun yandığını duyduğunda şok geçirdiğini ve hemen hastaneye gittiğini belirtti. Kızının helikopterle Derince Devlet Hastanesi'ne götürüldüğünü belirten Baba Bayraklı, kızının iyileşmesini sağlayan herkese teşekkür etti.

iha

Yayın Tarihi : 15 Kasım 2008 Cumartesi 16:10:29