3
Mayıs
2024
Cuma
ZONGULDAK

Töre cinayetleri konulu konferans

Zonguldak'ta gerçekleştirilen bir konferansta "namus cinayetleri" konuşuldu.

Zonguldak Sağlık Yüksekokulu'nun katkılarıyla Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'nde 'Töre ve Namus Cinayetleri' konulu bir konferans gerçekleştirildi. Konferansa katılan dinleyicilere namus cinayetleri hakkında bilgi veren Gazi Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Prof.Dr. Gülşen Vural, işlenen namus cinayetlerini anlattı.


Türkiye'de bugüne kadar işlenen namus cinayetlerini anlatan Gülşen Vural, 1994 ila 1999 yılları arasında Türkiye'de namus cinayetleri grubuna girecek 15 olaya rastlandığını anlattı. Bu sayının yalnızca kentlerde gerçekleşen ve basına yansıyan olayları kapsadığını anlatan Vural, şöyle konuştu: "Namus cinayetleri Brezilya, Uganda, Bangladeş, Mısır, Ürdün, Suriye, Hindistan, İsrail, İtalya, Fas, Ekvator, Türkiye ve Yemen gibi ülkelerde ciddi boyutlara ulaşmıştır."


Dünyada her yıl beş binden fazla kadının aileleri tarafından namus nedeniyle öldürüldüğünü anlatan Vural, sözlerine şöyle devam etti: "Mısır'da bu sayı 1995 yılında 52 olarak saptanmıştır. Yemen'de, Sana'a Üniversitesi'nce yapılan bir araştırmada, 1997 yılında 400 kadının namus adına öldürüldüğü belirlenmiştir. Ürdün'de resmi istatistikler işlenen her dört cinayetten birinin namusa dayalı olduğunu belirtmektedir. İsrail'deki kadın kuruluşları son yedi yıl içinde 52 kadının bu şekilde öldürüldüğünü saptamış, önemli sayıda kadının kaybolduğu için kayıtlarda yer almadığını belirtmişlerdir."


CİNAYETLERİN NEDENLERİ
Namus cinayetleri nedeniyle öldürülen kadınların pastaneye gitmek, radyo dinlemek, kısa etek giymek, sevdiği gençle evlenmek üzere evden kaçmak ya da birilerini sevmek olduğunu sıralayan Prof.Dr. Vural, şöyle konuştu: "Kızların ailelerinin onayı dışında biri ile ilişkiye girmeleri, evlilik dışı doğum öldürülmelerine yol açabilmektedir. Namus, cinsel davranışa ilişkin gelenek ve göreneklerden kaynaklanır. Bu kavram kural olarak cinsel sakınmayı gerektirir. Namus kavramının cinsellik olarak öne çıktığı
toplumlarda genç kızların evlilikten önce bekaretlerini titizlikle korumaları beklenmektedir."


Toplumumuzun büyük bir kesiminin namus cinayetlerini onaylamadığını anlatan Vural, sözlerine şöyle devam etti: "Bu cinayetleri özendiren, destekleyen ve bu cinayetleri işleyenleri koruyan sosyo kültürel bir yapı olduğunu söylemek de mümkün. Yapılan bir çalışmada, 'namus nedir?' sorusuna katılımcıların yüzde 32.9'u 'karım, bacım, annemdir' cevabını vermiştir. 'Töre nedir?' sorusuna katılımcıların yüzde 57.2'si 'atalarımızın koyduğu kurallardır' karşılığını vermiştir. Kadının görevi nedir sorusuna ise katılımcıların yarısı 'erkeklerden korunmaktır' demiştir. 'Ailede bir bayan kaçtığında bu durumu nasıl karşılarsınız?' sorusuna, kızların yüzde 46'sı, erkeklerin de yüzde 39'u 'geri gelir özür dilerse sorun olmaz' demişlerdir. 'Öldürür veya öldürtürüm' cevabını veren kız ve erkeklerin oranı yüzde dört olmuştur."


HÜSEYİN ÜZMEZ OLAYI
Hüseyin Üzmez'in 14 yaşındaki B.Ç.'ye cinsel istismarda bulunduğu olayın da konuşulduğu konferansta konuşan hemşire Fatma Yanık da, "Bu çocuğa tecavüz edilmiş. Bu kesin. Ama gazeteler bunu 'cinsel istismar' diyor. Cinsel istismar başka bir şeydir. Değişik siyasi görüşlü gazeteler bile bunu aynı şekilde söylüyor" dedi. Bu çocuğun Adli Tıp'a götürüldüğünü anlatan Yanık, şunları söyledi: "Beş defa çocuk muayene edildi. Çocuğa her defasında aynı travmayı yaşatıyorlar. Bu sistemde de bir problem var. Kız
tecavüze uğramış sistem işlemiyor. 14 yaşındaki çocuğun çığlığını kim duyacak."
 

İha
Yayın Tarihi : 13 Mayıs 2009 Çarşamba 21:08:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?