Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, "Balyoz" darbe planı iddialarıyla ilgili değerlendirmede bulundu. Türker, "Ben Demokratik Sol Parti'nin genel başkanı olarak söylüyorum, Türkiye'de yapılmaya teşebbüs edilecek ihtilal kimden gelirse gelsin, eğer bir tank varsa tankın önüne kendimizi atarız, bu işi önlemeye çalışırız" dedi.

Partisinin Balıkesir il teşkilatını ziyaret eden DSP Genel Başkanı Masum Türker, gazetecilerin sorularını cevapladı. Türker, adı her ne olursa olsun hiçbir darbenin kabul edilemez olduğunu söyledi. Balyoz hareketi planıyla ilgili değerlendirmede bulunan Türker, "Hava o kadar soğuk, yollar o kadar kaygan ki, son zamanlarda gündemi değiştiren kurgulardan hiçbirisi gündeme gelmiyor. Balyoz hareketinin bir bölümü askeri oyundur. Zaten bunu Genelkurmay açıkladı. Ama o askeri oyun senaryosunda ben camilerin bombalanma işinin yer aldığına inanmıyorum, inanmak istemiyorum. Çünkü, hiçbir oyunda kimsenin aklına gelmeyecek bir olguyu, hele hiçbir kurmay, bu işin özel eğitimini almış kişi koymaz" dedi.

Planın Ecevit'e karşı hazırlandığını söyleyen Türker, "Eğer o darbe listesini alır tek tek incelerseniz, açıklanan o kabine, fi tarihinde Blumberg'te yapılan bir toplantıyla ve Ecevit'in hastalanmasıyla başlayan, 'DSP muhakkak iktidardan gitsin' hareketi zamanında hazırlandığını düşünüyorum. Çünkü bakanlar kurulu içinde, dikkat edin, 57. hükümetin son dönemdeki bakanlarından hiçbirisi yer almıyor. Çünkü düşünülen kabine, o bakanların yerine geçmesi gereken insanlardı. Ama sonradan anlaşılıyor ki, o kabine geliştirilmiş ve günümüze gelmiştir. Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil. Türkiye'de, ben DSP'nin genel başkanı olarak söylüyorum, yapılmaya teşebbüs edilecek bir ihtilal, kimden gelirse gelsin, eğer bir tank varsa tankın önüne kendimizi atarız, bu işi önlemeye çalışırız. Çünkü bizler özellikle merkez solda bulunan demokratik solcular, hem 12 Mart'tın, hem 12 Eylül'ün sonuçlarından en fazla etkilenmiş, tasfiyeye uğratılmış kesimleriz. Biliyoruz ki, bu tasfiyenin altında Türkiye'de demokratik düşünceyi, demokratik yaşam şeklini yok etmek isteyenlerin hedefi vardır. Artı, ulusal düşünenleri de yok etme hedefini ön planda tutuyor. Çünkü ulusal düşünenleri yok ettiğiniz zaman ülke bir sömürge haline gelir. Şu anda Türkiye, sağınıza solunuza dikkat edin, ülkemizde kaynak sularından üretilen şişe sularını bile yabancı markayla yabancılara ait olarak satın alıyoruz ve kendi suyumuzdan para kazanmalarına göz yumuyoruz. Ülkeyi bu hale getiren düzenlerin kurulmaması için ne balyoz ne de başka bir ad altında hiçbir darbe kabul edilemez. Bunların geçit görmemesi gerekir" dedi.