26
Nisan
2024
Cuma
BALIKESİR
Nufus
1.118.313
Yüz Ölçümü
14.456
İlçe Sayısı
19
Vali

Balıkesir Gezgin Gözüyle

Balikesir ili,  Ankara ve İstanbul'u İzmir'e bağlayan karayolu üzerinde bir transit merkezi durumundadır. Bursa-Ankara-İstanbul, İzmir ve Çanakkale illerine düzgün asfalt yollarla bağlıdır. Ayrıca İstanbul üzerinden feribot ve deniz otobüsü ile ulaşılabildiği gibi, Körfez Havaalanı ve Balıkesir Havaalanının hizmete girmesiyle İstanbul havayolu bağlantısı da bulunmaktadır. Marmara ve Ege Denizi' ne kıyıları olması nedeniyle, zengin bir potansiyele sahiptir. Ege kıyılarında ( Alibey Adası, Sarımsaklı) - Burhaniye (Ören) - Edremit ( Akçay, Altınoluk ), Marmara kıyılarında ise Gönen (Denizkent)" Bandırma, Erdek ve Marmara (Avşa, Türkeli) turizme hareketlilik kazandıran yörelerdir. Ayrıca, kaplıcalar, Kuşcenneti Milli Parkı, Kaz Dağları ve Kapıdağ bölgesi turizmine çeşitlilik kazandırmaktadır.

KAPLICALAR:Balıkesir ili termal kaynak bakımından dünyanın radyoaktivite oranı en yüksek şifalı sularına sahiptir. Edremit Körfezi'nin kuzeyinde bulunan Kaz Dağları tabiat güzellikleri, tarihi güzellikleri, tarihi değeri, manzara seyri, fauna-flora zenginliği ve bol su kaynakları ile büyük bir değere sahiptir. Kaz Dağları'nda, Balıkesir merkezine uzaklığı 125 km uzunluğu 30 km olan Şahinderesi Kanyonu Jeep Safari veya Off-road için uygun mekanlardır. Ayrıca uluslararası alanda popüler hale gelen ve ülkemizde de giderek ilgi görmeye başlayan Yamaç Paraşütü'nün burada yapılma imkanı vardır. Kapıdağ (Erdek), Alaçam Yaylası (Dursunbey), Hisartepe (Bigadiç), Hanlar Yaylası (Edremit), Madra Dağı (İvrindi), Sındırgı Kertil ve Sıdan Yaylaları dağcılık ve trekking parkurlarıdır.

PAMUKÇU KAPLICALARI: Balıkesir'e 18 km İzmir karayoluna ise 3 km uzaklıktadır. Kimyasal değerlendirmelere göre su sülfat klorürlü bir nitelik taşımaktadır. Kışın 50-55'C olan su sıcaklığı yaz aylarında artmaktadır. Cilt hastalıklarına, içildiğinde mide rahatsızlıklarına, romatizmal hastalıklara, kadın hastalıklarına, üst solunum yollarının kateral rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Pamukçu kaplıcalarında 60 odalı bir tesis bulunmakta ve Pamukçu Belediye Başkanlığı tarafından işletilmektedir.

BALPAŞ TERMAL TESİSLERİ: Balıkesir'e 10 km uzaklıkta, İzmir karayoluna 500 m uzaklıktadır. İnşaatı devam etmekte olan tesis, 3 yıldızlı Turizm Yatırımı Belgesi' ne sahip olup 193 yatak kapasitelidir. İnşaatı tamamlandığında otelin banyolarında termal su ve özel havalandırma sistemi, Kür merkezinde ise özel banyoları, fizik tedavi birimleri, sualtı masajları, Türk hamamı, jimnastik salonu, çamur kürü, doktor ve hemşire odaları ile laboratuarları bulunacaktır. Su, Pamukçu Kaplıca suyu özelliklerini taşıdığından aynı hastalıkların tedavisinde kullanılabilecektir.

GÖNEN KAPLICALARI: Gönen ilçesindeki kaplıcanın çok eski bir tarihi vardır. Kaplıca Mısırlılar, Romalılar ve Bizanslılar zamanında işletilmiştir. Yörede yapılan kazılarda çıkarılan termalizmle ilgili tarihi eserler Gönen Açık Hava Müzesi'nde bulunmaktadır. Doğa kaplıca sularına 275 metre derinlikte kaptaj yapmış, atmosfer sularından ayırmıştır. Bu nedenle kaplıca suyu dünyada çok az rastlanır bir biçimde saf, temiz ve özelliklerini yitirmeden kalmıştır. Suyun sıcaklığı 73oC olup, hem banyo hem de içilmek suretiyle yararlanılmaktadır. Su buharının solunması müzmin üst ve alt solunum yolları iltihaplarının, mineralli suyun içilmesi, mide ve 12 parmak ülseri, hazımsızlık, safra kesesi tembelliği, kalın bağırsak spazmlarının; banyo uygulamaları her çeşit romatizma, kireçlenme, ruhsal sıkıntılara bağlı ağrı ve huzursuzlukların, kadın hastalıklarının tedavisinde, karın ameliyatları veya ortopedik ameliyat sonrası nekahat dönemlerinde yararlı olmaktadır. Kaplıca 12 ay açık olup vasıflı konaklama imkanına sahiptir.

GÖNEN DAĞ ILICASI (EKŞİDERE GENÇLİK İÇMESİ): Ekşidere Gençlik İçmesi Gönen ilçesine 13 km uzaklıktaki dağ ılıcasının 100 m İlerisindedir. Gençlik suyu sülfat klorürlü, sodyum kalsiyum ve oligometeliktir. Suyun içinde en fazla radyoaktif olması gençlik suyu denmesine sebep olmuştur. Ilıcada banyo yapılmakla beraber içme suyu olarak da kullanılmaktadır. Dağ ılıcası 220 yatak kapasitelidir.

EDREMİT-GÜRE KAPLICASI: Edremit ilçesine bağlı Güre Beldesi sınırları içerisindedir. Kaplıca mahallinin denizden yüksekliği 3 m olup denizden uzaklığı 300 m civarındadır. Edremit' e 12 km, Akçay' a ise 3 km uzaklıktaki kaplıca sağlık ve dinlenme yeridir.Kaplıcanın orijinal bölümlerinde ilkçağ Roma hamamı özelliklerini taşıdığı görülmektedir. Suyun sıcaklığı 64 'C olup, romatizma, kadın hastalıkları, cilt hastalıkları, guatr, kireçlenme, sedef, böbrek taşı ve kumları ile karaciğer hastalıklarına iyi gelmektedir. Afrodit Termal Tesisleri 85 yatak kapasiteli olup kara ve hava yolu ile ulaşım sağlanmaktadır.

EDREMİT- DERMAN KAPLICASI: Edremit ilçesine 3.5 km uzaklıkta olan kaplıca tesisinde 21 adet küvetli odada banyo imkânı mevcuttur. Kaplıca suyu çeşitli kadın hastalıklarına, romatizmaya ve içilmek suretiyle böbrek taşı rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.

BALYA - ILICA KAPLICASI : Balıkesir Bandırma yolunun 13. km' sinden Şamlı'ya ayrılan yola 22 km uzaklıktadır. Yörede bulunan Turizm Bakanlığından Turizm İşletme Belgeli Turistik Şifa Otel 120 yatak kapasiteli olup kaplıca suyu romatizma, siyatik, kireçlenme ve bazı cilt hastalıklarına iyi gelmektedir.

BİGADİÇ- HİSARKÖY KAPLICASI :

SINDIRGI- HİSARALAN KAPLICASI : Kaplıca Sındırgı ilçesine 20 km., Sındırgı -Simav asfaltına 500 m uzaklıktadır. Su sodyumbikarbonatlı maden suyudur. Kaynaktan 104 'C ile çıkmaktadır. Romatizma, nevroloji, nevrit ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir. Hisaralan kaplıcası ile çevresindeki pansiyonlarda konaklama imkanı bulunmaktadır.

SINDIRGI-EMENDERE KAPLICASI: Sındırgı ilçesine 8 km uzaklıktaki Ilıca Köyü'ndedir. Suyun sıcaklığı 36oC'dir. 91.6 eman radyoaktivite tespit edilmiştir. Gut hastalarına, böbrek taşlarına, cilt ve mide hastalıklarına iyi gelmektedir. Kaplıcada banyo imkanı mevcuttur.

SUSURLUK-KEPEKLER KAPLICASI: Susurluk-Bandırma asfaltı üzerinde, Susurluk ilçesine 20 km uzaklıkta Ilıca Boğazı köyündedir. Kaplıcadan su ve çamur banyosu olarak yararlanılmaktadır. 55'C sıcaklığında hafif kükürt kokulu tabii lezzetli bir sudur. Banyo tedavisi, romatizma, kireçlenme, nevralji, nevrit, polinevrit, felçler ve kadın hastalıklarına, çamur tedavisi ise bütün romatizma çeşitlerine çocuk felci ve kırık çıkıktan sonraki hareketsizliklerde, kadın hastalıklarında tavsiye edilmektedir. Sezon olarak kabul edilen Haziran-Temmuz ve Ağustos aylarında Kepekler Kaplıcası'nda konaklama ve banyo imkânı bulunmaktadır.

SUSURLUK-ACI MADENSUYU: Susurluk ilçesine 10 km mesafede Dereköy hudutları içindedir. Su, 18 'C sıcaklığında olup içilmek suretiyle mide, bağırsak hastalıklarına ve hazımsızlığa iyi gelmektedir.

 DAĞ TURİZMİ: Edremit Körfezi'nin kuzeyinde bulunan Kaz Dağları tabiat güzellikleri, tarihi güzellikleri, tarihi değeri, manzara seyri, fauna-flora zenginliği ve bol su kaynakları ile büyük bir değere sahiptir. Kaz Dağları'nda, Balıkesir merkezine uzaklığı 125 km uzunluğu 30 km olan Şahinderesi Kanyonu Jeep Safari veya Off-road için uygun mekanlardır. Ayrıca uluslararası alanda popüler hale gelen ve ülkemizde de giderek ilgi görmeye başlayan Yamaç Paraşütü'nün burada yapılma imkanı vardır. Kapıdağ (Erdek), Alaçam Yaylası (Dursunbey), Hisartepe (Bigadiç), Hanlar Yaylası (Edremit), Madra Dağı (İvrindi), Sındırgı Kertil ve Sıdan Yaylaları dağcılık ve trekking parkurlarıdır.

AV TURİZMİ: Kazdağları ve Alaçam Bölgesi'nde kara, Ege ve Marmara kıyılarında balıkçılık, Manyas Gölü'nde tatlı su avcılığı yapılır. Ayvalık: Deniz ürünlerinden mercan, çipura, karagöz, barbun, sardalye, papaline, kalamar, supya, ıstakoz, midye, karadiken, kıllı midye türü, Türkiye'de sadece Ayvalık'taki Çamlık ve Kumru Köyü'nde üretilmektedir. Bunun yanında kara avcılığı olarak; yaban domuzu, karatavuk, bıldırcın, tavşan, tahtalı çulluk, ördek, kaz avı yapılır. Edremit: Özellikle Kazdağları ve Şahinderesi Mevkii avcıların dikkatini çeken yerlerdir. Bıldırcın, kınalı keklik, yaban ördeği, yaban kazı, domuz, tilki, tavşan, çakal, ayı, geyik avı yapılır. Altınoluk, ılıca ve Akçay yöresinde balıkçılık yapılır. Erdek: Kapıdağ Yarımadası'nda yaban domuzu avlanabilir. Cevizli deresi Alabalık üretme alanı olarak tefrik edilmiştir. Burhaniye: Kınalı keklik, bıldırcın, tavşan avı ile il çeye 42 km mesafedeki Gökçedağ düzü avcılar için en uygun mekanlardır. Havran: Çınarlıhan sularında alabalık yetiştiriciliği yapılmaktadır. Sındırgı: Ilçe kara ve su avcılığı bakımından zengin bir potansiyele sahiptir. Dağlardaki tavşan, tilki, keklik, domuz avı Çaygören Barajı'nda sazan ve ördek avcılığı yapılır.

PLAJLAR: Değirmen Boğazı: Balıkesir'e 10 km uzaklıkta olup, Balıkesir-Bursa karayolu üzerinde orman içinde bir piknik ve dinlenme yeridir. Çamlık: Şehrin kenarında şehre hakim bir tepedir. Çam ağaçlarıyla kaplıdır. Kuvai-Milliye Müzesi: Anafartalar Caddesi'ndedir.

AYVALIK İLÇESİ : Saatli Camii: İlçe merkezinde İsmetpaşa Mahallesi'nde yerli Rumlar tarafından kilise olarak yapılmış, 1928'den sonra camiye dönüştürülmüştür. Taksiyarhis Kilisesi: İlçe merkezindedir. İsa Peygamberin doğumundan ölümüne kadar geçen hayatını tasvir eden balık derisi üzerine yağlı boya ile yapılmış tablolar, ikonalar ve tavan süslemeleri130 yıllık geçmişe sahiptir.

AYA NİKOLA KİLİSESİ: Alibey Adası'ndadır. Tevrat ve İncil'den alınan dini konuların işlendiği fresklerle süslenmiştir. Ayrıca; Alibey Camii, Çınarlı Camii, Yeni Cami, Biberli Cami, Hamidiye Cami ve ilçe merkezindeki eski evler görülmeye değerdir. 

ÇAMLIK: Şehrin hemen kenarında şehre hakim bir tepedir. Çamlarla kaplı tepede kır gazinoları bulunmaktadır.

ŞEYTAN SOFRASI: Çam ormanları ile kaplı, Ayvalık Adaları'na hakim yüksek bir tepedir. Özellikle güneşin batışı izlenmeye değerdir. Bir lokantası bulunmaktadır.

ALİBEY ADASI: İlçeye 8 km uzaklıkta. Doğası ve tarihi mekanlarıyla ünlü olan adada deniz ürünleriyle hizmet veren lokantalar bulunmaktadır. Tımarhane Adası: Sarımsaklı Yarımadası'nın ucundaki adada eski bir psikoterapi merkezi bulunmaktaydı.

BALYA İLÇESİ: Müstecap Çamlığı ilçeye 7 km mesafede mesire yeridir.

BANDIRMA İLÇESİ: MÖ 8-10 asırlarında Kyzik ile aynı anda kurulmuştur. İlçede Haydar Çavuş Camii, Ulu Cami, Kültür Merkezi... gibi tarihi yapılar bulunmaktadır. Kuşcenneti Milli Parkı: Kuşcenneti Milli Parkı, Kuş Gölü'nün Kuzeydoğu kıyılarında bir yarımada şeklinde olup, Bandırma -Balıkesir karayolunun 15.km'sinde güneye sapan 3 km'lik bir yolla ulaşılır. 1938 yılında İ.Ü. Fen Fakültesi Zooloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Curt Kosswing tarafından keşfedilmiş, 1952 yılında. İ.U. Hidrobiyoloji Enstitüsü'nün bir İstasyonu rada kurulmuştur. Sonra daha etkin korumayı sağlamak amacıyla 1959 yılında Orman Genel Müdürlüğü'ne bağlanmış ve Milli Park statüsüne kavuşmuştur. 66 kuş türü her yıl parkta kuluçka, 21 tür de bazen kuluçka topluluğuna katılmaktadır. Milli Park'ta yeni bir müze ve hizmet binası yapılmıştır. Tanıtım vitrinleri vardır. Gözetleme kulesi ziyaretçilere hizmet ermektedir. Milli park içerisinde geceleme tesisi bulunmaktadır. Ayrıca Kuşcenneti'ne 1 km uzaklıktaki Sığırcıatik Köyü'nde mütevazi bir pansiyon bulunmaktadır. Diğer taraftan Güney Marmara'nın en büyük limanı olan Bandırma Kuşcenneti'ne sadece 18 km'dir. Bunun yanı sıra 1976 tarihinde Avrupa Konseyi'nce A sınıfı Avrupa Diploması verilmiş ve sonraları bu iki kez yenilenmiştir. Bandırma ilçesinde mesire yeri olarak Musakça Köyü, Çakıl Köyü, Erikli Köyü ve Çamlık (Edincik), Hürriyet Parkı, Atatürk Parkı gezilebilir.

BİGADİÇ İLÇESİ: Çağış, İzmir karayolu üzerinde dinlenme yeridir.

BURHANİYE İLÇESİ: İlçe orman içerisinde denize hakim manzaraları olan yerlere sahiptir. İlçeye 3 km uzaklıktaki Ayaklı mevkii ve Seklik Çamlığı kaynak suları ve çam ormanlarıyla piknik ve gezinti yapmak için ideal yerler arasındadır.

ERDEK İLÇESİ: Kapıdağ Yarımadası ile Anadolu'nun birleştiği yere kurulmuş olan Kyzikos antik çağın en eski ve en önemli şehir devletlerindendir. MÖ 7 yy'da kurulduğu sanılmaktadır. MÖ 333 yılında Makedonya egemenliğine girince büyük İskender, adayı iki köprü ile bağladı. Köprülerden birinin başına bir kale yaptırdı. Sonraları bu kale halk arasında Belkıs olarak günümüze kadar ulaştı. Kyzikos'a Erdek üzerinden 9. km'deki Aşağı Yapıcı ve Hamamlı köyleri üzerinden gidilir. Kentin güneybatısında Roma döneminde Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olarak kabul edilen Hadrianus Mabedi kalıntıları bulunmaktadır.

GÖNEN İLÇESİ: Gönen Mozaik Müzesi: Gönen Termal Tesisleri yanındadır. Üstü örtülü alandaki müzede, taban mozaiği ile çevresinde derlenmiş olan Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait taş eserleri bulunmaktadır. Gönen'in mesire yerleri; şehire 21 km mesafedeki Yeşil değirmen ile 7 km mesafedeki Dereköy, 8 km mesafedeki Armutlu'dur. Bu yerler doğal manzaralar yönünden olduğu kadar Dereköy mağaraları ile de ünlüdür.

MARMARA İLÇESİ: Marmara Adası; Türkeli, Ekinlik, Paşalimanı Adaları'ndan oluşur. İlçeye ulaşım denizyolu ile sağlanmaktadır. Saraylar Köyü Açık Hava Müzesi: Bizans döneminden kalan eserlerin bulunduğu müze, Marmara'ya 25 km uzaklıktadır. Agios Georgis Meryamana Manastırı: Avşa Köyü'nün 1.5 km güneybatısında Manastır Mevkii'ndedir.

DURSUNBEY İLÇESİ: Mesire yerleri olarak; Suçıktı, Hıdırlık ve Gölcük'ün civar bölgeleri ile Refaiye, Civan Bölgesi, Adaören ve Beyel Deresi çam ağaçları içinde güzel yerlerdir. Alaçam: İlçenin güneyinde 33 km uzaklıkta Alaçam Dağları üzerinde ormanların çevrelediği bir piknik yeridir. Yayla Bölgesi: Geyik, karaca üretme ve yetiştirme istasyonu bulunan bir dinlenme yeridir.

HAVRAN İLÇESİ: Inönü Köyü sınırları içindeki Anboğazı mevkii, mağaraları ile ünlüdür. İlçeye 18 km uzaklıktaki Havran-Yenice yolu üzerinde, Çınarlıhan mesire yeri ile Kumluca mevkiindeki şelaleler görülmeye değer yerlerdir.

İVRİNDİ İLÇESİ: Madra Dağı, Kvcaçay ve Dadalar Çayı mesire yerleridir.

MANYAS İLÇESİ: İlçeye 40 km uzaklıktaki Soğuksu civarında eski kiliseler bulunmaktadır.

SINDIRGI İLÇESİ: Kertil Sındırgı'ya 8 km uzaklıkta Sındırgı-İzmir karayolu üzerinde çam ağaçları ve su kaynakları bulunan mesire yeridir.

Hisarköy Termal Tesisleri Bigadiç ilçesinin 18 km doğusunda yemyeşil bir doğa içinde bulunmakta olup 48 yatak kapasitelidir. Kaynak sularının sıcaklığı 50-95 'C arasında değişiklik göstermektedir. Kaplıca suyu romatizma, kireçlenme, siyatik, egzanıa, kadın hastalıkları ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere bir çok rahatsızlıklar üzerinde olumlu etkiler yaratmaktadır.
 
Bir Gezginin Gözünden Balıkesir
 
Kazdaği’nın eteğinde ki köylerden biri de Kavurmacılar köyü’dür.Efsanenin kahramanı „Sarıkız“ Senem’inde ailesi ile birlikte yüzyıllar önce burada yaşadığı ileri sürülmektedir.Sarıkız’ın babası Molla Ahmet,köyün ileri gelenlerinden,varlıklı ailelerinden sayılır.Geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağlarlar.Davarlarla ilgilenmek için ,bir de Osman isminde çobanları vardır.Molla Ahmet Senem’i Çul Mehmet’in oğlu Ahmet’e kızının rızası olmadan nişanlar, nişanlamasına da Senem çoban Osman’a sevdalıdır.Bir birlerini delicesine sevmektedirler.Bunların sevdası köylüler için uzun kış gecelerinin dedi kodusu olmuştur.Zamanla bu sevdayı küçümseyen bazı köylüler nasıl olur da bir çoban parçasi köyün en güzel kızı na sevdalanır diyerekten dedi koduların dozunu artırırlar.Senem’in namusu köylülerden sorulur olmuştur.Her tarafta senem’le Osman’ın sevgileri,konuşulup olmadık dedikodular üretilirken; bu durum,Molla Ahmet ve hanımı Pembe hanımın da canını üzmektedir.Bir an önce dünürleri çul Mehmetle konuşup ;düğün dernek kurup dedi kodulardan kurtulmak isterler.Karşılıklı konuşmalar ,akrabaların baskısı sonucu düğün tarihi olarak bir Kurban Bayrama’mı sonrasi belirlenmiş Okuntular (Davetiye) dağitilmiştir.

Molla Ahmet en azından düğüne kadar anlatılanlardan kurtulmak için Senem’i eve kapatır.Iki sevdalının arasındakı bağlantıyı evin küçük kızı Sevgi sağlar..Kurban Bayramı ardında düğün günü gelip çatmıştı.Köyde herkes eğleniyor,sadece tüm olanları kızından öğrenen Pembe kadın ,küçük kardeş Sevgi ve en önemlisi Senem yaş tutmaktaydılar.

Senem,Osman’ın boş durmadığına gelip onu bu ölümden beter düğün ve evlilk hazırlıklarından kurtaracağına inanıyordu.Kardeşi Sevgi ile böylesi haberler göndermişti.Fakat çoban Osman düğün kalabalığından davarların yanından köye gelemiyordu.Sevgi ile Senem’ i, Gelin Kaya’sında bekledığını haber saldı.Düğünün son günüydü,gelin alayı Mollaların evine gelini almaya gelmişti.Kız evi tüm hazırlıkları bitirmiş,Senem inde umutları tükenmek üzereydi.Ağlaya sızlaya beyaz bir ata bindirirler Senem’i.Köyün etrafını turlarlar düğün halayı ile birlikte .Senem her an Osman’ın gelip kendini kurtaracağına inanır.Tüm beklentileri boşunadır.Çünkü artık ,gerdek gecesi için,Çul Oglu Ahmet’lerin evine getirilmiştir..Odasın da yalnız kalmayı son fırsat bılır.Gelinliği ile birlikte camdan atlayıp birden ormana dalar. Kimseler görmemişti Senem kızın kaçtığını.Bir yanda yakalanma korkusu öbür tarafta Tek sevdiği Osmanı na kavuşma heyecanı ile kısa süre içersinde Gelin Kayası’na ulaşır.Osman’ı orada beklemektedir.Doyası ya sarılırlır bir birlerine. Özlem giderirler.

Namaza giden damat ve akrabaları döndüklerinde, duyduklarına inanamazlar.Gelin kaçmıştır.Sorarlar soruştururlar koca köylü Senemi aramak için yollara dökülür.Osman’la Senem’i Gelin Kayasi’nın ininde yakalarlar.

Molla Ahmet inanamaz gördüklerine;’’Aman allahım der benim namisimi şerefimi ayaklar altına aldın dinsiz imansız şıllık diye bağırır.’’Tüm suçlamaları sessizce dinleyen Senem;’’Namısımızı kirletecek onu ayaklar altına alacak ne yaptım ki buba?’’der.’’Çoban Osman’ı sevdimse temiz bir aşkla sevdimOnun kadını olmak üzere sevdim.Gönlümün istediğini sevmek suçmu?Günahmı ?’’ diye sorar, sormasına ama tartaklanmaktan kurtulamaz Maddi ve manevi işkenceler uygulayarak köye getirirler her ikisinide.Köye dönüş yolunda nasıl bir ceza uygulanacağını tartışır köylüler.Cezalar ağırdır.Ölüm!Fakat son kararı ,kendi ve köyün namusunu temizlemeyi baba Molla Ahmet’te bırakırlar.Baba ve Anne Pembe hanım toplum baskısından bunalmişlardır. Artık bu baskıdan kurtulmanın tek caresi öz kızlarindan kurtulmaktır.Nasıl olacaktır bu?Onlarda bir anda karar veremez.Öz evlatlarına kıyamazlar.

Sonrası baba kızı Senem’i Ida Dağı’nin korkunç vadisi Ayıi Deresine getirir. Beraberinde getirdiği ve Heybesinde duran kazları çıkartır.Üç adet kazdan birini kesen Molla Ahmet;çıkan kanla Senem’in elbiselerini kana bular.Korkunç vadide kızını vahşi hayvanların arasınada bırakip;kanlı elbiseler elinde,katırına binip geldiği gibi köyüne döner.Köylü merak içersinde Senem’in babasını beklerken,aynı zamanda da çoban Osman’a işkence uygulamaktadırlar.Molla Ahmet Senem’in Kanlı elbiselerini sallaya sallaya köy meydanına gelirken toplumsal baskının verdiği rahatsızlıktan kurtulmanın huzuru(!)ile köylüleri selamlar.Köylü artık rahattır!Fakat görevlerinin bitmediğine inanırlar.Çoban Osman’ı kötürüm bırakıncaya kadar döverler.Senemin kanlı elbiselerini ona gösterirler,çildırmasına ve intihar edip ölmesine sebep olurlar.

Senem’in Ida Daği’ndaki hayatı ilk günlerde bir hayli sıkıntılı geçer.Daha sonraları başta kazları olmak üzere, zamanla vahşi hayvanlara,dağ hayatına alışır onlarla arkadaş olur.Barınmasına ve beslenmesine ayılar yadımcı olur.Aradan günler, haftalar,aylar geçer.Havalar ısınınca kazları ile Ida dağının doruklarına çıkıp oradan Yemyeşil doğayı masmavi Edremit Körfezini seyreder.Bahar ve yaz ayların da Sarıkız doğaya uyum sağlamakta güçlük çekmez.Dostluk kurduğu kazların,ayıların sayısı artmıştır. Kurtlar, çakallar, sırtlanlar, tilkiler, kirpiler, geyikler, tavşanlar Sarıkızın dostları olmuşlardır.Sarıkız istediği an,İda Dağının bütün hayvanlarını toplar, Ida Dağının eteklerin deki köylülerin arazilerine ve davarlarına kesinlikle dokunmamalarını söylerdi.Onlarda hiç köylülere zarar vermiyorlardı.Köylüleri de yaban hayvanlarını avlamamaları yönünde uyarma gereğı duyan Sarıkız sayesinde, karşılıklı dostluklar kurulur.Barış havasında yaşam sürer.Tanrının bereketi Ida Daği’nın eteklerindeki Yörük ve Türkmen köylerinin üzerine yağmıstır.Bolluk ve bereketin getirdiği mutluluğu Sarıkızın varlığına yoran köylüler ;onun bereketinden mahrum olmamak için emrinde olduklarını her zaman söyleyıp dua ediyorlardı.Tanrının ona bir güç bahsettiğine inanıyorlardı.

vahşi hayvanları, çevresindeki insanları ona bağlayan güç Tanrının her kuluna vermediği ,nasip etmediği ermişlik gücüydü.Cahil insanların günahkar olarak suçlayip ölüme mahkum ettikleri,fakat tertemiz kalbine bakarak cezayı hiç uygun görmeyen her şeyin yaratıcısı Tanrı’nın ona bahsettiği ermişlik gücü.Artık çevrenin iylik meleği olmuş fakir fukaranın yardımına koşuyor açları doyuruyor ,hastalara sifa dağitiyordu.Hayvanlari seviyor ,insanları seviyor tabiatı seviyordu.

Uzun bir aradan sonra haçtan dönen Baba Mola Ahmet Efendi,yine kızı hakkında konuşulduğunu fark eder.Bu kez farklıdır konuşulanlar.Kızının ermişliğinden,herşeyden önce yaşadığından söz edilmektedir. tüm bu anlatılanları can kulağı ile dinler ve kızının yaşadığını öğrenir.Bunca yil dağda genç bir kız yapa yalnız nasıl yasayabilir?Yirtıcı hayvanlar dan ,açlıktan,dağdaki havanın sertliğinden,soğuktan nasıl zarar görmeden yaşayabilir diyerek kendi kendine sorar.Inanmasi güç olmasına rağmen, kızını Kazdağı’nda aramaya çikar.Günlerce her yerde arar bulamaz.Her gün yüce Allaha dua ederek kızını dünya gözü ile bir kez görmek ,günahlarını bayılamasını ister.Yaşlılığının da verdiği yorgunluktan bitkin düşer ve uykuya dalar.Bu esnada gözlerinin önünde, beyazlar içinde bir kiz görür.Rüyamı gerçekmi olduğuna inanamaz.Gördüğü kendi kızıdır.Sarıkız babasının ellerinden özlemle öper. Sarıkız anasını ,kardeşini,herşeyden önce Osman’in akibetini sorar.Oldukca yorgun olan baba bitkin dir.Ölümün uzak olmadığını anlar.Namaz kılmak isteyen baba,kızından su ister.Kızı elini kilometrelerce uzaklıktakı denizden kabını doldurur;babasına uzatır.Baba su ile elini yıkar,ağzını çalkalarken yüzünü buruşturur.Bunun farkına varan Sarıkız bu kez elindeki kapla elini dağlara dogru uzatır.Içi buz gibi su dolu kapla, babasının abtest almasına yardımcı olur.Baba tüm gelişmelerden oldukca etkilenmiştir.Nihayet o da kızının masumiyetine,Tanriya yakınlığına inanmıştır.Annesının ve kardeşının iyliğinden söz edip selamlarını getirdiğini söyler.Kızının üzülmesini istemediğinden Osman’dan bahsetmek istemez.Sarıkızın israrlari üzerine son nefesinde Gelin Kayasıdan atlayarak intihar ettiğini söyler.Ardından kızının kucağında ruhunu teslimeder.

Bu haber sonrasi Sarıkız’ın da dünyası yıkılmıştır.Sürekli ağlar, yas tutar.Ida Dagı’nın bütün canlı varlıkları da üzüntüsüne ortak olurlar.Nihayet kayalıkların tepesine çikarak Allaha yalvarmaya başlar;"Ey herşeyin yaratıcısı Ulu tanrım,Osman’ımın ölümüne sebep olanalardan ,bize sevgiyi ,aşki,mutluluğu cok görenlerden hak istiyorum.Osman’nımın hakkını istiyorum"diyerek yüce Allahtan gücünü adaletini göstermesini ister.Duası kabul olur ve Kavurmacılar köyü doğanın hısmına uğrar.Ormandaki şukunet kaybolmuş barış bozulmuş,vahşi hayvanlar kavurmacılar köyünün arazisine davarlarına zarar verir.Arazi verimsizleşir.Köyde bet,bereket kalmaz.Nihayet Osman’ın intikamını aldığına inanan Sarıkız,sözünü yerine getirir ve Osman gibi kayalıklardan atlayarak intihar eder.Ilerleyen günlerde ,köylüler Baba ve kızın cesetlerını bulurlar.Sarıkız’ın cesedını dağin en yüksek noktasına,babasınınkini ise karşı tepeye gömerler.Bu gün Sarıkız’ın mezarının olduğu tepeye Sarıkız Tepesı,Babasının bulunduğu mevkiye ise Babadağ tepesi denmektedir.Ida Daği ise Sarıkız’ın ölümünden sonra,yaşamının bir parçası halini alan,üretip coğalttığı kazlardan esinlenerek Kazdagı adını almıştır.

Yayın Tarihi : 6 Şubat 2008 Çarşamba 12:48:20
Güncelleme :20 Nisan 2009 Pazartesi 16:41:40

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?