CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, iktidara seslenerek, "Meydayı, yargıyı sindirmeye çalışıyorlar. Elini medyadan çek, elini yargıdan çek, elini Silahlı Kuvvetler'den çek" dedi.

CHP Lideri Baykal, yerel seçimlerde partisinin belediye seçimlerini kazandığı Balıkesir'in Bandırma ilçesini ziyaret etti. Baykal, Bandırma Belediyesi'ni ziyaret ederek Belediye Başkanı Sedat Pekel'le görüştükten sonra Cumhuriyet Meydanı'nda vatandaşlara seslendi. Konuşmasında hükümeti eleştiren Baykal, Türkiye'de medyaya baskı yapıldığını, yargının ise sindirilmeye çalışıldığını öne sürdü. CHP Lideri Baykal, "Bunlar ellerine geçen iktidarın kıymetini bilemediler. Şimdi iktidar ellerinden kaymaya başladı
ve bunu önlemek için demokrasi dışı arayışlara yöneldiler.

Medyayı sindirmeye, susturmaya çalışıyorlar. Küçük bir medya bile onların aleyhine yayın yaptığı zaman onu da susturmak için ne gerekiyorsa yapalım anlayışındalar. Vergi diyorlar, müfettiş diyorlar her türlü zulmü reva görüyorlar. Medyaya bu tutumu demokratik diye anlamak mümkün mü? Bir batı demokrasisinde böyle bir tablo olabilir mi? Şimdi ise yargıya, mahkemelere ellerini uzatmaya çalışıyorlar. Yargıyı sindirmeye çalışıyorlar. Geçenlerde bir mahkemedeki hakim çıktı, 'Üzerimde kurumsal baskı var ben bu davaya bakamam' dedi. Mahkeme toplandı, 'Kurumsal baskı var, sen davadan çekilebilirsin' dedi.

Böyle bir ülkede adaletten sözedilebilir mi ? Birisi bunu çıktı söyledi ama söylemeyenlerin üzerinde kurumsal baskı yok diye değerlendirebilir miyiz? Kurumsal baskı nereden geliyor, kim yapıyor bunu? Bu kurumsal baskıyı araştıran var mı, CHP mi yapıyor, kim yapıyor kim? Adalet, demokrasi bunların gözünde hiçbir anlam taşımıyor. Bunlar demokrasiyi trene
benzetiyorlar. 'Gideceğimiz istasyona kadar bineriz, ondan sonra ineriz' diyorlar. Böyle bir demokrasi anlayışı olabilir mi ? Devletin kurumları birbirine düşüyor, Türkiye hiç yaşamadığı gerginliklere sürükleniyor. Bunların altında neyin yattığını biliyoruz. Medyayı sindirmeye çalışan anlayış neyse, yargıya elini uzatan anlayış neyse, devlet kurumlarına baskı yapmaya çalışan anlayış da aynıdır. Bu yaklaşım Başbakan'ın derdine derman olmaz. Böyle baskı, sindirme yöntemleriyle derdine derman olacağını zannediyor. Onun derdini millet seçimlerde söyledi, Abbas yolcudur. Bunu böyle önleyemezsin, böyle devam edersen milleti daha çok rahatsız edersin. Türkiye sahipsiz değildir, bu millet sahipsiz değildir. Millet kendi kaderine sahip çıkacak. İktidara söyleyeceğimiz; elini medyadan çek, elini yargıdan çek, elini Silahlı Kuvvetler'den çek" dedi.

Türkiye'de çalışan 4 fabrikadan birinin kapandığını ifade eden Baykal, "Ekonomiye bakıyoruz, değişiklik şart. Türkiye'de çalışan 4 fabrikadan biri kapandı. İşsizlik dünya rekoru, milyonlarca işsiz var ve sayıları hızla artıyor. Bütçe büyük açık vermeye başladı. İnsanlar borçlarını ödeyemez hale gelmeye başladılar. Biz seçimden önce çare söyledik umursamadılar. Aradan 6 ay geçti, bizim dediklerimizi yarım da olsa uygulamaya başladılar. Onu zamanında uygulasa gidişin toparlanacağı görüldü. Ekonomiye doğru
teşhis koyamamışlar. Bir bütçe var, gerçekle ilgisi yok. Bütün rakamlar hayali, bütçe delik deşik. Sınırları açtınız, bütün ithalatı Türkiye'ye çektiniz. Bu ithalatı borçla finanse ettiniz, yabancıların paraları gelsin diye en yüksek faizleri verdiniz. O para buraya geliyor diye Türkiye güçleniyor zannettiniz. Yabancının parasıyla zenginleşmek olur mu? Yabancının parasına güvenerek kalkınma olur mu ? Şimdi şartlar değişti, yabancı parayı çekmeye başladı" ifadelerini kullandı.

iha

Yayın Tarihi : 10 Temmuz 2009 Cuma 17:37:09