6
Mayıs
2024
Pazertesi
BALIKESİR

Küresel Kriz paneli düzenlendi

Balıkesir'de, "Küresel kriz" paneli düzenlendi. Türk Ekonomi Bankası'nın (TEB), Balıkesir Sanayici ve İşadamları Derneği (BASİAD) ve Balıkesir Genç İşadamları Derneği (BAGİAD) ile ortalaşa düzenlediği panelde konuşan ekonomist Uğur Civelek, Türkiye'de üretim ve istihdama yönelik radikal tedbirler alınmadığı takdirde ülke ekonomisini çok sıkıntılı günlerin beklediğini, bu durumda yaşanan krizin dibinin görünmeyeceğine dikkat çekti.

Yırcalı Grubu'na ait Balıkesir Yem Sanayi'nde (BALYEM) düzenlenen, "Küresel Kriz, Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Beklentiler" konulu panele, Vali Yardımcısı Azmi Yeşil, Balıkesir Sanayi Odası Başkanı Ahmet Kula, Sanayi Ticaret İl Müdürü Burhan Ağabeyoğlu, İl Tarım Müdürü Ruknettin Ceyhun, Balıkesir Ziraat Odası Başkanı Sami Sözat, BAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper, Basiad ve Bagiad başkan ve yönetim kurulu üyeleri, işadamları, ekonomi çevreleri ve basın mensupları katıldı. TEB Balıkesir şube müdürü Turan Gürbüz'ün açılış konuşmasının ardından görüşlerini açıklayan ekonomist Uğur Civelek, küresel krizin Türkiye'yi çok yakından ilgilendirdiğini, krizin Türkiye'yi daha derinden vuracağını ileri sürdü.

Bu hususta asla pembe tablolar çizilmemesi gerektiğini kaydeden Civelek, küresel krizin dünyada bir süreden beri şişirilen fakat basınç kapasitesi hesaplanmayan balonun patlamasına benzetti. Balonun patlamasıyla ortaya çıkan ve yayılan krizin Türkiye'de önümüzdeki süreçte çok daha ciddi biçimde hissedileceğini kaydeden Uğur Civelek, "Dünya ekonomisinde hiç bir şey sürdürülebilir değil. Sorunlar çok hızlı bir şekilde ağırlaşıyor. Mevcut durum böyle devam etmeyecek. O zamanlar çok büyük likidite bolluğu vardı. Borç almayanı dövüyorlardı. Derviş, 'enflasyon tsunamisi geliyor' demişti. Şimdi sonuç ne olacak, felaket olacak. Neden? Dünyada uzunca bir süredir faaliyet gelirleri eriyordu, faaliyet dışı gelir takozuyla balonlarla toplam gelirin azalması engelleniyordu ve bu sürdürülebilir değildi. Eğer enflasyon tsunamisi geliyorsa faizler de yükselmek zorunda kalırdı, yükselmezse güvensizlik bu balonu patlatabilirdi. Balon daha fazla şişemezdi. Burada bir çöküş görülüyor, o büyük balonun daha fazla şişmesi mümkün değildi, alabileceği bir basınç var.

Burada bir çöküş görülüyor, o büyük patlama yaşandı. Ondan sonra her şey kontrolden çıktı, dünyada yatırım bankacılığı bitme noktasına geldi. Küresel, çok ciddi bir kriz yaşanıyor. Biz krizin neresindeyiz, dibini gördük mü? Türkiye'de üreten kesimler (tarımda ve sanayide) çok dardalar. Borçları büyüyor, bu politikalar devam ettiği sürece ödeme sıkıntısı yaşayacaklar. Türkiye'de üretenler aids hastası haline dönüşmüştü. İçerideki durum sürdürülebilir değil. Dünyada bir şey olmasa bile biz krize girebilirdik. Neden? Biz sanayide özellikle sürekli kapasite kullanımında sınırı zorladık, ihracata yöneldik, iç pazardaki talep sınırlıydı. Bugün gelinen nokta, hem fiyatlar düşüyor hem de ürettiğimizi satamıyoruz, stoklar arttı, çarklar dönmek zorunda. Doğa bize çok ders verir, biz bu dersi bazen alırız, bazen almayız. Gündüz ve akşam hareket tarzımız farklıdır. Şu anda dünyadaki hareket de budur. Bu krizin nerede biteceğini, ne kadar tahribat yapacağını bilmiyoruz. 'Biliyorum' diyen yalan söyler. Bu sene ilkbahar güzeldi, tarımda son 2 yıla göre hasat çok mükemmel ve güzel olacak. Şu an dünyada bir kış mevsimine giriş var.

Bankaların kamulaştırılması ciddi sorun, alıcı olmadığı için devlet tarafından satın alınıyor. 8 ve 9 şiddetinde depremler yaşıyoruz. İnanmak istemiyoruz ama durum çok ciddi, kış henüz başlamadı. İnsanlık ne zaman akıllanır, nefsine hakim olur, çözümü arar ise kış biter. Yoksa kış çok uzun sürer. İnsanlık şu an sahip olduklarının yüzde 50'sinden vazgeçse olacak, ama, vazgeçmiyorlar. Herkes çözüm varmış gibi birbirini aldatma peşinde. Daha önce ekonomide yüzde 4 büyüme hedeflenirken yüzde 3.5 küçülme olacağı açıklandı. Dünyada kriz biterse yılın ikinci yarısında Türkiye'ye de para girecek iyi olacak, yoksa işimiz Allah'a kaldı. Her şeyin yanlışını yaptık ve şimdi çaresiz kaldık, dua ediyoruz. Sorun ötelerken ağırlaştı, daha fazla ötelenemiyor. Dünya düzeni bu kışı yaşıyor, bu düzenin kuralları vardı, kurallar ile oynadılar" dedi.

Kamulaştırmaların artmasının doğru bir uygulama olmadığını kaydeden Uğur Civelek, günümüz ekonomik şartlarında kredilerin geriye dönmemesi ve bol para basılmasının ekonomiyi düzlüğe çıkarmayacağını ifade etti. Civelek, "Kış geliyor erzak yok, borç çok. Bu kışı atlatmak için sahip olduğumuz her şeyi vermemiz lazım. Şu anda Türkiye bu yolu deniyor. Biz şu anda Amerika'nın taşeronu rolündeyiz" dedi. Civelek, finans piyasalarının bu koşullarda hiçbir şey göstermeyeceğini, bunun sadece bir illüzyondan ibaret olduğunu, krizin dip noktasının işsizliğin daha fazla yükselmediği ve istihdamın daha fazla daralmadığı yer olacağını söyledi.
 

iha
Yayın Tarihi : 18 Nisan 2009 Cumartesi 19:05:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?