Yıllardır dışarıdan göç almayan 120 haneli, 480 nüfuslu ve Türkmenlerin yaşadığı Doyran köyü, ikinci kez su problemi ile gündeme geldi. Edremit Körfezi'nin neredeyse asayiş olayları yaşanmayan tek köyü durumundaki Türkmen köyü, 2007 yılında yaşanan muhtarlık ihtiyar heyeti istifası ve su eyleminin ardından, yeni bir protestoya sahne oldu.

Köy girişindeki bir araziyi satın alan Karslı bir vatandaşın arazisine yaptığı apartmana bağlanan köye ait içme suyu nedeniyle çıkan tartışmaların gün geçtikçe büyüdüğü ve kavgalar yaşandığı öğrenildi. 1977 yılında köy derneğinin imkanları ile 5 yıl süren imece çalışmaları sonucu köylerine su getirdiklerini söyleyen Türkmen köylüler, az akan suyun yeni yapılan apartmana da bağlanmasıyla birlikte birçok eve su gitmediğini ve diğer evlere de çok az miktarda su aktarımı olduğunu savundu.

Bu nedenle köylerine göç istemediklerini vurgulayan Türkmenler, 2007 yılında eylemlerini gerçekleştirdiklerini, konunun yargıya kadar taşınarak köy ihtiyar heyetinin görevinden istifa ettiğini, Doyran köyünün bir süre sahipsiz kaldığını hatırlattı.
İmece usulüyle Kestane Deresi'nden köylerine getirdikleri suyun yaz aylarının gelmesi ile birlikte iyice azaldığını söyleyen Türkmenler, evlerinde su akmamasından, çamaşır makinelerini bile kullanamadıklarından dert yandı. 1970 yıllarında kullanılan çamaşır teknelerini, kazanları, su susaklarını ve zeytin sabunlarını yeniden kullanmak zorunda kaldıklarını söyleyen kadınlar, 2009 yılındayken bir anda 40 yıl geri gittiklerini söyledi. Çamaşırlarını 1970'lı yıllardaki gibi testilerle evlerine su taşıyıp
bahçelerinde ateş yakarak kazanlarda kaynattıkları suyla ellerinde yıkamaktan bıktıklarını ve sorunlarına çare bulunmasını isteyen kadınlar, eş ve çocuklarını da yanlarına alarak köy meydanında toplandı.

KADINLAR 40 YIL ÖNCESİNE GERİ DÖNDÜ
Atalarının yıllar önce yaptığı gibi eşeklerle evlerine su taşıdıklarını söyleyen Türkmen aileler, mümkün olduğu kadar az banyo yaptıklarının altını çizdi. Cami hoparlöründen anons yapan köylüler, kısa sürede köy meydanında toplandı ve basın mensuplarına sıkıntılarını anlattı. Ellerine aldıkları sopalarla su isyanlarını dile getiren Türkmen kadınlar,
"Köyümüz 40 yıl öncesine geri döndü. Kaz Dağları'ndaki köyümüzde su sıkıntısı yaşanması çok kötü. Evlerimizdeki çamaşır makineleri, tazyikli su akmadığı ve bazen de hiç su akmadığı için çalışmıyor. Elimizde çamaşır yıkamaktan bıktık. Su sıkıntısı yaşamamak için köyümüze dışarıdan göç almak istemezken, şimdi köyümüzden göç etmeyi bile düşünür olduk. Valiliğimizin ve Kaymakamlığımızın bu sıkıntımızı çözmesini istiyoruz. Bizlerin de insan gibi yaşamaya hakkı var. Köy girişine yeni yapılan apartmanın
sahipleri ile bazı köy sakinlerimiz sözlü münakaşalar bile yaşadı. Biz kimseye düşman olmak istemiyoruz. Zaten köyümüzde hiç asayiş olayı yaşanmaz. Köyümüze su bizler tarafından getirildi. Biz ne çileler çekerek suyumuzu getirdik. Yeni bir su kaynağı bulmuştuk ama talep ettiğimiz halde Altınoluk Belediyesi suyu kendi su kaynaklarına bağladı. Biz suyumuzu geri istiyoruz. Kaymakam da gelsin ve çilemizi görsün. Biz susuz kalmak istemiyoruz. Aralarında 90 yaşında olan kadınlar var burada. Bunlara para verseniz
buraya gelip bu eylemi yapmaz. Suyumuz olmayınca tuvaletlerimizi bile yıkmamız lazım. Ağustos ayında tamamen susuz kalacağız. Eskisi gibi çileli bir hayat istemiyoruz. Çaylarda, derelerde banyo yaptık biz. Yıkılmayacağız ve suyumuza kavuşacağız. Bizim dernek kararımız vardı ve neye dayanarak bu su yeni yapılan binaya bağlandı, bunun açıklamasını istiyoruz. Biz kanunlar çerçevesinde hakkımızı istiyoruz" dedi.

TESTİLERLE DEREDEN SU TAŞIYORLAR
Öfkeli köylüler ellerindeki sopaları havaya kaldırarak, "Çocuklarımız geleceğini istiyoruz", "Köylü burada, devlet nerede", "Suyumuzu vermek istemiyoruz", "Susuz kalmak istemiyoruz" şeklinde sloganlar attı ve yaklaşık 1.5 saat boyunca eylem yaptı. İşinden evine geldiğini söyleyerek banyo yapamadığından yakınan bir köylü ise, "Şimdi işten geldim ve evimin banyosundaki musluğu açıp eskisi gibi banyo yapamayacağım. Biz, köyümüze ev yaparak suyumuzun daha da azalmasına sebep olan bu kişileri köy meydanında
hiç görmedik bile. Onları tanımıyoruz da. Suyumuz kışın yetiyor ve yaz aylarında hiç yetmiyor. Şimdi eşim dereden su getirip bana banyo suyu sağlayacak. Su sıkıntımız çok büyük. Hanımlarımız eski günlere geri dönüyor. Ellerinde çamaşır yıkıyor. Eşeklere testileri yüklüyor, gündüzleri evlere su taşıyorlar. Suyumuz kendimize bile yetmiyor. Doyran köyü etnik kimlik olarak Türkmen'dir ve Türkmen olarak kalsın" şeklinde yorumlar yaptı.
Evinin kapılarını açarak kullanamadığı çamaşır makinesini gösteren köylü kadın, "Eski günlerimize geri döndük. Bu güzelim teknolojiden faydalanamıyoruz. Ateş yakıp su ısıtıyor, elimizde çamaşır yıkıyoruz. Banyomuzu bile doğru dürüst yapamıyoruz. Biz eskiden çaylarda böyle elimizde çamaşır yıkardık. Testilerle çamaşır yıkardık. Pislikten dolayı köyümüze bulaşıcı hastalık bile gelebilir. Burası Batı'nın en uç noktasında Kaz Dağları'nın eteklerinde bir köy. 'Teknoloji sayesinde rahata kavuştuk' derken yine 40-50 yıl gerilere döndük" diye konuştu.

Su testisini sırtına alarak köy yakınlarındaki bir dereden doldurduğu suyla 1.5 saatlik yoldan gelen 65 yaşındaki Türkmen kadın ise isyanını dile getirerek, "Çaydan geliyorum. Biz eskiden böyleydik ve yine bu duruma geldik. Geldiğim yer 1.5 saat uzaklıkta ve yaşlı olduğum için ben 2 saattir yoldayım. Bir testi su için bu yolu çekiyoruz. Bu yaşta ben bu suyu getiriyorum ve bu bize layık mı? Kaymakamımız sesimizi duysun" dedi.
Yaklaşık 200 köylü, eylemlerini sonlandırdıktan sonra olaysız bir şekilde köy meydanından ayrılırken, kendilerine destek vermeyen muhtar Hasan İşgören'e de tepki gösterdi.

iha

Yayın Tarihi : 27 Mayıs 2009 Çarşamba 13:43:17