Belediye Salih Tozan Toplantı ve Gösteri Merkezi'nde düzenlenen toplantıda, Balbay'ın gazeteci dostları, onun için birer konuşma yaptı ve onun adına kitaplarını imzaladı.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği (YKKED), Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Balıkesir Çağdaş Eğitim Vakfı (BAÇEV) ve Eğitim-İş tarafından ortaklaşa düzenlenen Balbay Buluşması'na tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter ile Ümit Zileli ve İdris Akyüz katılamazken, Meriç Velidedeoğlu, Orhan Bursalı, Can Ataklı ve Öner Yağcı katılarak Balbay'ın hapse atılmasından dolayı büyük bir ıstırap ve üzüntü içinde olduklarını ifade ettiler.

Balıkesirli olan Can Ataklı, Balıkesir'le ilgili anılarını anlatarak başladığı konuşmasında hükümeti, özellikle de Ergenekon soruşturması kapsamındaki tutuklamalara tepki gösterdi. Bugün medyanın büyük bir bölümünün iktidar yanlısı olduğunu belirten Gazeteci-Yazar Can Ataklı, "Bugün benim yandaş dediğim böyle bir medya ile seçime gidiyoruz. Tayyip Erdoğan böyle bir açıklama yapmadığı halde televizyonlar türbanlı aday olmalı kampanyası yapmaya başladılar bile. Dünyada basılmamış bir kitabın sansürlendiği tek ülke olduk. Gereken cevap da verildi, işte kabarma budur. Belki gerçekten piyasaya çıksa 10 bin, belki de 100 bin satacaktı. Ama şimdi herkes onu merak ediyor, yok satacak. Seçimlere 2 ay 5 gün kaldı, göreceğiz. Atatürk'ü zihinlerden silme çabalarına verilecek en güzel cevap hep birlikte seçimlere gitmek ve sandıklara sahip çıkmak. Yüreğinizdeki kabarmanın önüne geçmemeniz gerekiyor" dedi.

Yazar Meriç Velidedeoğlu'nun yönettiği oturumda Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Orhan Bursalı da hükümeti yererek başladığı konuşmasında, birey olmaktan çıkıp kolektif şekilde hareket edilmesi gerektiğini belirtti. Medyanın parasız dağıtılan ve bayilerde para ile satın alınan medya olarak ikiye ayıran Orhan Bursalı, konuşmaların ardından geçilen soru-cevap bölümünde kendisine eski Cumhuriyet Yazarlarından Hasan Cemal'le ilgili bir soruya verdiği cevapla herkesi şaşırttı. Orhan Bursalı, Hasan Cemal'i "popo yalayıcı" olmakla itham etti.

Veda yazısı yayınlayan Ümit Zileli için ise Cumhuriyet Gazetesi'nde bunun tartışılan bir konu olduğunu, ancak, Zileli'nin ayrılışının kesinlikle kendi kararı olduğunu vurguladı. Orhan Bursalı, "Biz özgürlüğe aşık, özgürlüğü arzulayan, 60 yıldır buna uğraşan bir nesiliz. 12 Mart ve 12 Eyül'de kitapları he yaktık. Eve baskın yapılıyor, ilk sordukları yer, kütüphane, kitaplar, bilgisayarlar. Beyaz'ın evine baskın yaptılar., Zekeriya Beyaz'ı bir kenara itip kütüphane, kitapları ve bilgisayar nerede diye sordular. Bilgisayar insanların bana görev en mahremi, çünkü beyni gibidir. Bu yapılan kitap, insan ve düşünce düşmanlığıdır. Ergenekon bir algıdır. bir korku toplumu oluşturuluyor, aslında bir dönüşüm mekanizmasıdır. Medya da bunun çok önemli bir aracıdır" dedi. Bursalı, bugün Hürriyet Medya Grubu'nun parçalandığını, Milliyet Gazetesi, Vatan Gazetesi, 2-3 tv kanalı ve Posta Gazetesi'nin de buna dahil olduğunu ileri sürdü.

ÖNER YAĞCI: "BUGÜN-YARIN BENİ DE ALABİLİRLER"

Türk Solu Yazarı Öner Yağcı da Mustafa Balbay'ın büyük bir işkenceye maruz bırakıldığını iddia etti. Yağcı, Anadolu şiiri okuyarak başladığı konuşmasında Gazeteci-Yazar Mustafa Balbay'ın düşlerinin çalınması için tek kişilik hücreye atılmasının en büyük işkence olduğunu kaydetti. Ergenekon soruşturması kapsamında polisin kendisini de bugün, yarın alabileceğini söyleyerek dikkat çeken Öner Yağcı, "Günümüzde kirlenme yazarları ve gazeteleri de kapsadı. Balbay bugün simge bir kalemdir, adı simgeleşti. Beni de bugün veya yarın alabilirler. Ama eve en az 50 polis gelse 1 hafta veya 10 günde benim kitaplarımı, bilgisayarımı ayıklayamazlar. Soru cevap bölümünde dinleyenlerin yönelttiği soruları cevaplayan yazarlar daha sonra Gazeteci Mustafa Balbay'ın kitaplarını imzaladılar. Konferans sırasında bazı dinleyicilerin uyuduğu gözlendi.