Balıkesir Şehit Aileleri Derneği (BAŞAD), Tokat'ta yaşanan terör saldırısında haşatlarını kaybeden 7 şehit için taziye dileğinde bulunurken, teröre tepki gösterdi. Dernek başkanı Mustafa Tetik, yaşanan olaylardan terör örgütü PKK ile onun siyasi uzantısı olduğunu söylediği DTP'yi sorumlu tuttu. Tetik, 6 metrekareye 7 şehidin düştüğü vatan topraklarında sadece milletvekilleri ile PKK'ya dokunulmazlık uygulandığını söyledi.

Şehit Aileleri Derneği'ni ziyaret eden Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Balıkesir Çağdaş Eğitim Vakfı (BAÇEV) ve bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ortak basın açıklaması yaptı. BAŞAD Başkanı Mustafa Tetik, ülkede son günlerde yaşanan olayların PKK'lıların ve onların uzantısı DTP'nin birçok şehri savaş alanına çevirmelerinden kaynaklandığını söyledi. Mustafa Tetik, "İmralı'daki bebek katilinin odasını bahane ederek, yaşam koşullarını bahane ederek şehirlerimizi talan etmeleri, polisimize gösterdikleri tepki karşısında toplantı yapmak boynumuzun borcu oldu. Tersine döndü her şey, olamaz dediklerimiz sayın, terörist dediklerimiz kahraman oldular. 6 metrekareye 7 şehidin sığdığı bu ülkede dokunulmazlık yalnızca vekillere ve PKK'ya var. Şehit ailelerinin bırakın görüşme için meclise alınmasını, Kızılay'da bile yürümesine izin verilmezken, şehit annesi meclisten dışarı atılırken, Taksim'de gövde gösterisi yapmak şöyle dursun, millet ve devlet malına zarar vererek, kepenk kapattırarak yürüyenlere her yerde izin var. Molotoflu, taşlı, sopalı şehir eşkıyalarının eylemlerine seyirci kalınması, fazla söze gerek olmadığının kanıtı değil mi? Birileri tırnak kaşıyıp, pis pis gülerken milleti birbirine düşürmekten zevk alanlar da ülkedeyken, tam da istedikleri kaos ortamı oluşmuşken, kardeşçe yaşayanlar birbirine diş biler duruma gelmişken, ne önemi var, nasılsa Türk insanı 21 günde unutur değil mi? Kamuya, masum insanların malına verilen zararları, otobüste Molotof kokteyli ile yanarak ölen gencecik kızı, yakılan yıkılan hayatları, 30 bin insanı, şehidini 25 yıl önce olmaz mümkün değil denen her şey şimdi ne yazık ki tek tek gerçekleşmekte, dağdan inen kahraman ilan edilmekte. Yalan ve uyuşturma üzerine kurulu bu düzende her şey olur. Bölücü başı gün gelir meclise kurulur. Artık sözün bittiği an, öfke, tepki, gözyaşı neye yarar. Kör gözüm parmağına, yaşayıp gidilen bir düzende haykırmanın bir anlamı kalmadı. Hani vatan bu bayrağı tutan anaların dualarına ihtiyaç duyardı? Hani vatan bu anaların yüreğini sızlatanlardan hesap sorardı? Hani vatan şehit analarını bağrına basardı? Vatandaş, yani vatandan olan ile aynı vatana gönül verenler bu anaların sessiz çığlığına kulak verirdi. Artık yaygara koparacak ne gücümüz ne inancımız kalmadı. Geldiler, getirildiler, günlerdir yaygaraları yapılıyor. Benim şehidim toprağa uzanıp kanı tükenmeden her şeyi bitmiş oluyor. Namertliğin sonu yok. Uyanın ey insanlar, ayağa kalkın ve adam gibi vatanınıza sahip çıkın. Yoksa yarın onlar sizi vatansız bırakacaklar. Unutmayalım 3 kuruşluk adamlara 5 kuruşluk değer verilirse, gün gelir kalan o 2 kuruşla sizi harcarlar" dedi.

Balıkesir Çağdaş Eğitim Vakfı (BAÇEV) Başkanı İlhan Öner ise ülkenin, "açılım"dan sonra adeta kan gölüne döndüğünü söyledi. Şehit ailelerine başsağlığı dileyen İlhan Öner, "Türkiye'de önce Kürt açılımı, sonra demokratik açılım ve nihayet milli birlik projesi diye adlandırılan ama, içeriği hala bir sır gibi gizlenen açılımın ardından ülke kan gölüne döndü. Diyarbakır'dan Mersin'e, İstanbul'dan Hakkari'ye ortalık savaş alanına çevrildi. Son olarak 7 Mehmetçiğimiz teröristlerin hain saldırılarına hedef oldu. Teröristler ve onların siyasal uzantıları, açılımlarla, barış ve kardeşlik çağrıları ile birlik ve beraberlik projeleri ile hiç ilgilenmiyorlar. Çünkü terör kanla besleniyor. Onlara göre açılım, ulaşmak istedikleri bölünme hedefinin bir aşaması. Bugün Türkiye'de bir ayaklanmanın provaları yapılıyor. Kürt açılımı ayrışmaya ve bölünmeye doğru gidiyor. Türkiye bölünmez bütünlüğünden ödün vermez, laik yapısından ayrılamaz. Kentler, kasabalar, mahalleler kimliklere göre ayrılamaz. Türkiye bir bütün olarak ve herkes bir bütün olarak yaşamak zorundadır. Çünkü Türkiye bir bütün olarak ulus devlet kimliğini koruyabilir. Bunun gerçekleşmesi için, doğusu, batısı, siyasetçisi, aydını ve sokaktaki yurttaşı ile herkesin olaylara sağduyu ile yaklaşması ve ülke çıkarlarını siyasal çıkarların önünde tutması gerekir. Ülkemizin Atatürk cumhuriyetinin temel değerleri yol göstericiliğinde, vatanı ve milleti ile bir bütün olarak sonsuza dek yaşayacağı inancını bir kez daha tekrarlarken şehitlerimize rahmet ve ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz" dedi.

DTP'YE TEPKİ

ADD Şube Başkanı Mürüvvet Keleş de Demokratik Toplum Partisi'ne (DTP) tepki gösterdi. Terörü ve terörist saldırıyı lanetleyip kınayan ADD Şube Başkanı Mürüvvet Keleş, "Vatanın her yeri kan ağlıyor. Hiç kimse bir annenin canından ve kanından verdiği evladının acısını hissettiği kadar derin ve hüzün hissedemez. Bunu herkesin bilmesini istiyorum ve bizim oylarımızla bizim vekaletimizi alarak meclise girenlerin Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ve çevresindeki barışı korumak adına ant içenler ülkeyi ve ülkede olan olayları kışkırtmak yerine biraz öz eleştiri yapmaları gerekiyor. Yemin ederek, ant içerek orada oturan milletvekilleri dağa çıkma tehdidi yapma hakkına sahip değiller" dedi.

İP'TEN İMZA KAMPANYASI

Öte yandan İşçi Partisi Balıkesir Merkez İlçe Başkanı Mehtap Gaye Güler de terörist saldırıyı şiddetle kınadıklarını bildirdi. Yazılı bir basın bildirisi yayınlayan İP Merkez İlçe Başkanı Mehtap Gaye Güler, "Bölücü örgüt PKK ve yandaşları sadece askerlerimize değil sivillerimize de saldırmaktadır. Peki, hükümetimiz, demokrasi ile alakası bile olmayan DTP yöneticileri ne söylemektedir? Terör örgütünü kınayan bir açıklama yapmadıkları gibi bu olayları, 'birileri açılım sürecini provoke ediyor' deyip geçiyor, hayali ve olmayan bir hedefe doğru insanlarımızı yönlendiriyorlar. Şehitlerimize sahip çıkmak istiyorsak sadece Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilemekle yetinemeyiz" dedi. İP Başkanı Güler, 12 Aralık Cumartesi günü, "Açılıma Hayır" imza kampanyası başlatacaklarını, topladıkları imzaları TBMM'ye göndereceklerini bildirdi.