7
Mayıs
2024
Salı
İSTANBUL

Yalçın Bayer-Hürriyet Gazetesi

AB’ye kapıyı araladığımız günün ertesinde İstanbul’un yağmura yenik düşmesiyle ilgili çağdışı görüntüler hiç iyi olmadı. İstanbul’un, yerel yönetimlerin yapmacık yatırımları yüzünden acınacak halde olduğu bir kez daha kanıtlandı.

Geçen ağustos ayında Káğıthane’de meydana gelen ve ölümle neticelenen sel baskını üzerinden daha iki ay geçmedi. ‘İstimlak’ girişiminden dışında ortaya bir şey konmadı.

Peki bu baskınlar neden oluyor?

İstanbul Belediyesi’nin Mecralar eski Müdürü Y. Müh. Ertan Sungur, ‘Bu konuda o kadar öneriler ortaya koydum, yazılar yazdım, bir tek kişi bile beni aramadı’ diyor. Bu olayın nedenini şöyle anlatıyor Sungur:

‘Büyük şehirlerimizde yağışlı havalarda yaşanan problemler tamamen altyapı eksikliğinden kaynaklanmakta olup, kesin bir neticeye ulaşmak için sorunu mutlak surette makro düzeyde ele almak gerekir. Esasen maddi imkánları zaten yetersiz olan belediyelerin bu pahalı tesisleri tekniğine uygun olarak ikmal etmeleri mümkün değildir.

Büyükşehirlerin ‘Su ve Kanalizasyon İdareleri’nin kurulması için 20.11.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2560 sayılı kanunun teknik ve hukuki yönden yetersiz ve çelişkili oluşu sorunun odak noktasını oluşturmaktadır. Yağmur suyu kanalizasyon tesislerinin yapımı ve işletme sorumluluğu atıksuda olduğu gibi Kanalizasyon İdareleri’ne bırakılmalı ve buna paralel olarak atıksu bedeline ilaveten yağmur suyu tesisleri için de katkı payının tahsil edilmesi sağlanmalıdır. Bu maksatla 2560 sayılı yasanın 25. maddesi iptal edilmek suretiyle şehir sağlığı tehlikeye sokulmadan halkın can ve mal güvenliği garanti altına alınmalıdır.’

Ertan Sungur, İstanbul Belediyesi’nde 12 yıl görev yapmış, İstanbul’da 1966-71 yılları arasında yağmur ve atık suların ayrı kanallardan verilmesini öngören DAMOK projesinde, Dünya Bankası ile 5 yıl çalışmış, kanalizasyon projeleri hazırlamış bir mühendis... ‘Hayatım bunlarla geçti, yurtdışında gidip görmediğim tesis hemen hemen yoktur’ diyor:

YASA DEĞİŞİKLİĞİ GEREKİYOR

İSKİ sadece atık su yatırımları yapabilir. Belediye kaynak vermediği sürece atık su projesi yapamaz; çünkü atık su kanalından daha pahalıdır bu yatırım... Ancak Káğıthane gibi derelerde baskınlar olduğunda ihtiyari olarak bir şeyler yapabilir. Kaynaksızlıktan ötürü de yağmur suları, yanlış olarak atık su kanallarına bağlanır. Yağmur suyunun debisi atık sudan 50-100 kat fazladır. Bu suları verdiğinizde atık su kanallarını taşıyamaz ve lağım sularıyla çevreyi basar. İstanbul’un yaşadığı budur.

Çözüm.

- Bu çok derin bir konudur. Sözünü ettiğim yasada değişiklik yapılırsa; İSKİ yağmur suyu yatırımları yapmakla da görevlendirilir. İstanbul’un su baskınlarından kurtulması için atık sudan başka yağmur suyu kanalı yapmaktan başka çare yoktur. Nitekim Dünya Bankası, sağlık açısından iki kanalın ayrı ayrı yapılmasını, şehir ve halk sağlığı bakımından öneriyor. Demek ki, ‘Kanalizasyon İdareleri’ kurulmadan sel ve su baskınları tehlikesi her zaman kapımızda.
Yayın Tarihi : 8 Ekim 2004 Cuma 12:12:12
Güncelleme :28 Kasım 2004 Pazar 12:19:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?