30
Nisan
2024
Salı
İSTANBUL

AKFIRAT'IN 'SON' BELEDİYE BAŞKANI: DUYDUKLARIM DUDAKK UÇUKLATICI

Akfırat’taki ‘tarikat yapısı’ AKP’li yeni başkan eliyle kırılmak isteniyor. Ama 30 yıllık dışa kapalı hayatın ardından mahalle değişime dirençli, ‘Duyduğum şeyler yüzünden saçlarım diken diken oldu’ diyen yeni başkan dertli

Akfırat Belediye Başkanı Hilmi Yıldız’ın görevden alınmasının ardından ‘Formula 1 pistinin gölgesinde tarikat hayatı’ haberleriyle gündemden düşmeyen Fırat Mahallesi’nde değişim çabası görülüyor. Ama mahalle değişime dirençli.
Şeyh Yaşar Yılmaz’ın ‘egemenliği altında’ denilen mahalleye, bugüne kadar otobüs seferi yapılmıyordu. Seferler başladı. Halk Eğitim Merkezi’nde kadınlara yönelik kurslar açıldı. Katılım olmadığı için kapandı. Eski Belediye Başkanı Hilmi Yıldız döneminde Fırat Mahallesi yakınındaki arazilerde ev yapımı için alınan harç parası 7 bin lirayı buluyordu. Mahalleye bölge dışından da yerleşim olsun diye 2 bin liraya kadar indirildi.

Akfırat’da dört yıl başkanlık yapan Hilmi Yıldız Ağustos 2008’de görevden alındı, partisi AKP’den de ihraç edildi.

Ocak 2009’da adam kaçırma, sahtecilik gibi suçlamalarla tutuklanan Yıldız’ın Fırat Mahallesi’ndeki tarikat yaşamını desteklediği iddia edildi: (Adını vermek istemeyen bir kamu görevlisi) “Şeyhin hizmeti hiç aksamazdı. Eşlerinin oturduğu evlerin kaloriferleri yapıldı, misafirhanenin kömürünü belediye sağlardı.”

‘Bu yapı üç-beş ayda kırılmaz’

Yıldız’ın ardından belediye başkanı koltuğuna yine bir AKP’li, Sakıp Kurt oturdu. Altı aydır belediye başkanı olan Kurt fiili ya da sözlü saldırı olmasa da göreve başladığında ‘istenmeyen başkan’ olduğunu söyledi. Kurt, Akfırat’ı ‘marka bir belde’ olarak tanımlasa da Fırat Mahallesi’ndeki yapıyı çok bilmiyormuş:
“Ben altı ay önce olanları öğrendim, saçlarım diken diken oldu. Duyduğumuz öyle şeyler var ki, insanın dudakları uçukluyor. Bizden önceki belediye başkanı maalesef buradaki yapılanmayı güçlendirecek faaliyetler içinde olmuş. Muhalif taraf ezilen, belediyenin imkânlarından yararlanamayan taraf olmuş. Bölgemiz marka olmuş bir belde. Ancak ciddi kanalizasyon, içme suyu problemi var. Bugüne kadar foseptik çukurlarla, vidanjörlerle boşaltılarak bu ihtiyaç karşılanmış.”

Belediyedeki personelenin yüzde 80’inin Fırat Mahallesi’nden geldiğini belirten Kurt mahalleyle diyaloğu geliştirmeye çabalıyor:

“(Fırat Mahallesi’nden gelen) arkadaşlar mahalle içinde elçilerimiz oldu. Ancak mahalle içindeki yapıyı kırmak üç beş ayda olacak şey değil. 30 sene içinde oluşmuş bir yapı. Fırat Mahallesi içine kapanık bir bölge. Mesela 29 Ekim Cumhuriyet koşusu düzenledik. Tepeören’deki okul deyim yerindeyse etiyle kemiğiyle katıldı. Fırat Mahallesi’ndeki okulun yüzde 10’u bile yoktu. Her perşembe halk günleri düzenliyoruz. 10-15 kişi ile başladı şimdi gelen sayısı 100’ü buluyor. Fırat’tan katılım tabii ki az. Muhalif kanattan katılanlar var. Ancak ana kanattan az da olsa katılmalar başladı. Bir kişi katılıyor, kendi cep telefonuyla beni 10 kişi ile konuşturduğu oluyor. Kadınlar gelemiyorlar, korkuyorlar, çekiniyorlar, ciddi manada bastırılmış isyan var. Bu isyan da kadınlardan patlayacak. Kadınlara yönelik bir çalışma yapalım dedik. Anket çalışması yaptık, taleplere göre kurs açtık ama katılım olmadı. İnanır mısınız İngilizce talebi vardı kadınlardan. O yapı içinde ciddi şekilde eğitimli taraf da var.”

Kurt’a göre Fırat Mahallesi’ndeki yapılanmayı ‘kırmanın yolu’ imar ve eğitim:
“Planlama demek imar demek, imar yeni insanların bölgeye gelmesi, bölgedeki bu yapının asimile olması demek. Fırat Mahallesi’nde bir ev yapımı için 6-7 bin lira harç alınıyordu. Pendik’te, Tuzla’da bu parayı 10 dairelik bir binaya verirsiniz. Önceki yönetim bunu yapıyordu. Harç parasını 2 bin liraya düşürdük. Şu anda 20 ruhsat müracaatı var. Fırat Mahallesi’ne dört park yapacağız, üçü bitmek üzere. Kaldırım yapıyoruz. İki okul da vekil öğreatmenlerle eğitim veriliyor. Her sene başında vekil öğretmen başlıyor ama 15- 20 gün sonra gidiyor. Çünkü öğretmenler Fırat Mahallesi’nde barınamıyor. Sorunu çözmek için belediyenin servisiyle öğretmenleri alıp evlerinden tek tek topluyoruz. Fırat’a otobüs seferleri var artık. Tepeören’e taksi durağı yapıldı. Açılmasın diye çok uğraşıldı! Merkezle iletişimin sağlanmaması isteniyor.”

Belde belediyelerinin kapanması kararının ardından Akfırat Belediyesi, 29 Mart seçimleriyle birlikte Tuzla Belediyesi’ne bağlanacak.

Tarikat yöntemi neyse, o!
Bugüne kadar Fırat Mahallesi’ndeki yapılanmada yerel yönetimlerin de suçu olduğunu söyleyen Kurt “Burada saltanat kurulduğu görülmemiş miydi” diye soruyor:
“Bizlerin hiç mi şuçu yok? 30 sene önce bazı şeyler yapılamaz mıydı? Onların (tarikatın) yöntemi neyse sizin de yönteminiz aynı olmalı. Gönüllere hitap edebilmelisiniz. Bire bir ilişki içerisinde olabilmeli, imkân sunabilmelisiniz. Sosyal belediyecilik diye konuşulur. Sosyal belediyecilik erzak, kömür dağıtmak, iftar çadırı kurmak değildir. Bunlar yapılmalı ama sadece bunlar olmamalı. Bu mahallede çok ciddi seminerler, konferanslar verilmesi lazım. Aile nedir, din nedir gibi bilimsel toplantılar yapılmalı. Gençlerle alakalı çok ciddi projeler yapılmalı. Gençlerde kimlik bunalımı var. Beldenin Tuzla’ya bağlanması yanlış. Bu çalışmaları Tuzla Belediyesi isterse yapar. İrade, onu yapabilecek erk önemli.”

Önce ‘Edep’ sonra rant
Foseptikli ‘marka belde’ye 12.5 km. kanalizasyon döşendi.
Akfırat’taki Fırat Mahallesi, 1980’lerde Şeyh Yaşar Yılmaz’ın Edep tarikatından müritlerini buraya yapılan evlere taşımasıyla oluştu. Tek tip evlerden oluşan mahalleye yıllarca tarikat dışından kimse yerleşmedi.
Yılmaz, altı yıl önce irticai faaliyette bulunmaktan yakalandı, 11 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Şeyh Yılmaz bu yıl, 6 Ocak’ta yeniden, bu kez yolsuzluktan gözaltına alındı. Ama serbest kaldı. Aynı yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınan eski Belediye Başkanı Hilmi Yıldız ve 26 kişi ise ‘adam kaçırma, tehdit, evrakta sahtecilik, devlet arazilerini peşkeş’ suçlamalarıyla tutuklandı.

‘Formula 1 Pisti İstanbul Park’ın yapımından sonra 13 milyon liralık haksız kazanç elde etmek’, ‘belediyenin kömür ve gıda yardımı için bölgede inşaat yapacak şirketlerden 1.5 milyon lira toplayıp kendi aralarında paylaşmak’ gibi suçlarla suçlanan çete üyelerinin evlerinde Uzi, M16 ve Glock marka silahla çok sayıda tabanca ve tüfek ele geçirildi.

 

Umay Aktaş Salman - Radikal
Yayın Tarihi : 6 Şubat 2009 Cuma 17:27:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
deniz güler IP: 81.214.120.xxx Tarih : 19.02.2009 12:12:13

hepiniz aynısınız sizin yatacak yeriniz yok. allah hepinizi bildigi gibi yapsın. açlar.


sakip IP: 78.172.51.xxx Tarih : 8.02.2009 08:57:55

dudakları uçuklatıcı olan  stepne başkanın bu söyledikleri değil sanırım.

bu başkanın  2 yıl onaylanmış hapis cezası olduğunu duydum bu daha dudak uçuklattırıcı birşey