30
Nisan
2024
Salı
İSTANBUL

GALATA KÖPRÜSÜ, DEDE İLE TORUNU KAVUŞTURUYOR

Eski Galata Köprüsü, artık 2. Mahmut'un yaptırdığı Feshâne ile 2. Abdülhamid'in yaptırdığı mezbaha arasında yayalara hizmet verecek. 2. Mahmut'un torunu, 2. Abdülhamid'in ise babası Sultan Abdülmecid'in yaptırdığı köprü hem iki kültür tesisi hem de dede ile torun arasında bağ olacak.

 

Ahşap olduğu için yangın çıkmasın diye üzerinde tütün içme yasağı konan Galata Köprüsü, geceleri de güvenlik için kapatılıyordu. Galata Köprüsü'nden geçiş ise bir dönem paralıydı. Ordu ve kanun uygulayıcı personel, görevdeki yangın söndürücüler, rahipler ücretsiz geçerken, yayalar 5 para, sırtı yüklü insanlar 10 para, at arabası ise 100 para öderdi.

Eski adı Cisr-i Cedîd, resmî adı Vâlide Köprüsü olan bu ilk Galata Köprüsü, bir süredir Ayvansaray-Hasköy arasında yalnızlığa terkedilmiş durumda idi. Dubalar üzerinde duran bu köprü, yenisinin yapılmasıyla, Ayvansaray'a çekilmiş ve ortası açık bırakıldığından köprü özelliğinden dahi mahrum edilmişti. Üzerinde birkaç defa konser de verilen bu zavallı köprü, yıllarca ne olduğunu bilmeden bekledi durdu kaderini. Şimdilerde âkıbeti hakkında hüküm verilen köprü, çok yakında yüzü güleceği gibi İstanbulluların da yüzünü güldürecek. 2. Mahmut'un yaptırdığı Feshâne ile 2. Abdülhamid'in yaptırdığı mezbaha arasına çekilerek, her ikisi de birer kültür tesisi olarak kullanılacak olan bu iki târihî mekânın arasında tarihî bir bağ olacak. Böylelikle dede ile torunun arasında kopuk olan zincirin halkası da tamamlanmış olacak. Zîrâ Sultan 2. Mahmut'un yaptırdığı Feshâne ile torunu 2. Abdülhamid'in yaptırdığı Sütlüce Mezbahası'nı, Abdülhamid'in babası, 2. Mahmud'un da oğlu olan Abdülmecid'in yaptırdığı köprü bağlayacak. Yani dede ile torun kavuşmuş olacak.

HALİÇ'TEKİ İLK GERDANLIK

Lâle devri. Sultan 3. Ahmet, şehzâdeleri için muhteşem bir sünnet düğünü tertîp eylemiş. Kıvrım kıvrım uzanan boynuzlu bir yılan olan boğazın altın boynuzu Haliç'te, Müslüman Eminönü ve gayrimüslim Karaköy arasında konuşlanmış gemilerin direklerine gerilen halatlar üzerinde, pâyitahtın meşhur canbazları Haliç'in bir yakasından diğerine geçmişlerdi. Bir de Boğaz buz tutunca insanlar yürüyerek ulaşmıştı karşı kıyıya. Bizans döneminde ise Ayvansaray-Hasköy arasında dubalar üzerinde bir köprü vardı. Fatih de Zağanos Paşa'ya kuşatma sırasında bir köprü yapılmasını emretmiş ve Zağanos Paşa tarafından 1 saat içinde boş fıçıların üzerine kalasların bağlanması sûretiyle seferî bir köprü yapılmıştı yine bu bölgede. İşte Osmanlının Haliç üzerindeki ilk köprüsü de buydu. Bir saatte yapılan yüzen bir fıçı köprü. Daha sonraları fıçı yerine teknelerin, kayıkların yan yana durup birbirine bağlanılarak köprü oluşturulduğuna şâhit oluyoruz.


KAYIKÇILAR KÖPRÜLERİ YAKTI

Birkaç asır boyunca, “Peremeci” denilen sandalcılar tarafından ulaşım sağlanmıştı hem haliç hem boğazda. Zâten bunlar yüzünden köprü hep gecikti, ertelendi, vazgeçildi. Hattâ sabote edildi ekmek teknelerine engel olacağı için...Nihâyet her şeye rağmen Unkapanı-Azapkapı arasına bir köprü yapılmasına karar verildi Sultan 2. Mahmut döneminde. İlk köprü 1836 senesinde yapıldı sallar üstünde, Unkapanı-Azapkapı arasına. Küçük kayık ve sandallar için iki büyük kemeri olan bu köprünün, büyük gemiler için de ortası açılıyordu. İlk köprü eskiyince 1875 ve 1910 yıllarında yeni köprüler yaptırıldı. Yani şu andaki Unkapanı Köprüsü, üçüncü köprüdür. Üç defa yenilenen bu köprünün 1935 yılında adı da yenilendi:


BEŞ GALATA KÖPRÜSÜ

Haliç'te ikinci köprü ise Galata Köprüsü'dür. Eski adı “Cisr-i Cedîd” ( Yeni Köprü ) olan Galata Köprüsü, Yeni Cami ile adaş oldu. İlk köprüden ( Hayrâtiye Köprüsü ) 9 yıl sonra 1845 te yapılmıştı. Lâkin bu köprünün ilk köprüden farkı, altında dükkânların olmasıydı. Haliçle boğazı birbirinden ayıran köprü, Bizans zincirlerinin gerildiği yere kurulmuştu. Köprünün üzerinden ilk geçen de Sultan Abdülmecid oldu. Lâkin o zamanlar resmî adı Vâlide Köprüsü idi. Zîrâ Sultan Abdülmecid ve annesi Bezmiâlem Vâlide Sultan tarafından yaptırılmıştı. Kısa sürede eskiyen Vâlide Sultan Köprüsü, 1863, 1875, 1912, 1992 yıllarında yenilendi. 1912 senesinde Sultan Reşat'ın tahta çıkış yıldönümünde 4. Galata Köprüsü'nün açılışı yapıldı. Adı da Reşâdiye Köprüsü oldu. İşte şimdiye kadar Ayvansaray'da yapayalnız bekleyen tarihî köprü, bu yenilenmiş köprüdür.

Şu an Haliç Köprüsü ismiyle bilinen köprü ise dördüncü köprüdür. 1875 te Sultan Abdülaziz Galata Köprüsü'nü yeniden yaptırırken, Ayvansaray-Halıcıoğlu arası için bir köprüyü Mıgırdıç Cezâyirliyan adında çok zengin bir tüccara ısmarlamıştı. Ahşap köprü hızla inşâ edildi lâkin henüz bir-iki haftalık iken, peremeci denilen sandalcılar tarafından bir gece yarısı yakıldı..


'LEONARDO DA VİNCİ'NİN MEKTUBU'

Haliç üzerinde ilk köprü projelerinden biri de Floransa'lı meşhur ressam ve heykeltıraş Leonardo da Vinci'ye aittir. Eminönü-Karaköy arasına bir köprü inşa etmek için Sultan II. Bayezid'e mektup yazarak iş isteyen Leonardo, 3 Temmuz 1503 tarihli padişaha gönderdiği 'Ben kulunuzu daima hizmetinizde bilip emrediniz' başlıklı mektubunda projesini ayrıntılarıyla anlatmıştı. Mektup Osmanlıcaya çevrilerek “Ceneviz'den Leonardo isimli kâfirin gönderdiği mektubun sûretidir” başlığıyla pâdişâha arz edildi. Da Vinci'nin plan ve projesini de çizerek gönderdiği köprü, tek kemerli ve çok yüksek olacak, altından geçecek gemiler ve yelkenliler rahatça Haliç'e girebilecekti. Eğer yapılsaydı dünyadaki en uzun köprü olacaktı bu. Sultan 2. Bayezid mektûba iltifât etmedi. Hattâ cevap vermeye dahi tenezzül etmedi. Pâdişahtan herhangi bir cevap alamayan Leonardo'nun Haliç köprüsü projesini, 2000'li yılların başında Norveç, kendi ülkesinde uyguladı. Adını da Mona Lisa köprüsü koydu.

 

Mahmut Sami Şimşek - Hürriyet
Yayın Tarihi : 15 Mart 2009 Pazar 21:49:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?