3
Mayıs
2024
Cuma
İSTANBUL

İSTANBUL'DA 150 YAŞINDA BİR FRANSIZ


Malpartida, yedi yıllık Lape’li Jean Marie Roustouc, Kalmaz ve eskilerden Malindin (soldan sağa) hastaların en büyük desteği.

Türkiye’nin ilk özel psikiyatri hastanesi Lape, 150. yaşında. Gönüllü rahibeler denetiminde yaşayan hastanede, dışarıdan gönüllülere de yer var. Lape, ruh sağlığı denince akla gelen ismini, yıllara yayılan gücünü biraz da buna borçlu...

Kırım Savaşı sırasında İstanbul’a 300’den fazla rahibe davet edildi. Osmanlıların Fransızlarla birlikte Ruslara karşı mücadele ettiği savaşta, rahibelerin amacı yaralı Osmanlı ve Fransız askerleriyle sivil savaş mağdurlarına tedavi ve bakım hizmeti vermekti. 1854’te gelen rahibelerin Taksim civarında kurulan çadırlarda verdiği hizmetten çok memnun kalan Sultan 1. Abdülmecit, Şişli’de bir araziyi onlara tahsis edip çalışmalarını sürdürmelerini istedi.



Rahibeler o arazide yardım ve bağışlarla hastane binaları inşa edip kimsesiz çocuklara, yaşlı ve yoksullara hizmet etti. Zamanla buraya psikiyatri hastaları da kabul edilir oldu. İşte bu hastane, bu yıl 150. yılını kutlayan Fransız Lape (La Paix) Hastanesi. 

Türkiye’nin ilk özel psikiyatri hastanesi Lape’de Mazhar Osman Uzman, İhsan Şükrü Aksel gibi ünlü psikiyatrlar başhekimlik yapmış. Hastanenin sahibi olan, Fransa merkezli Saint Vincent De Paul Vakfı’nın Afrika dahil pek çok yerde kuruluşları var ve buralara gönüllü rahibeler gönderiyor.

‘Hastalar çocuk gibidir’
Lape’nin şu anki sahibi de rahibeler. Müdire Souer Maria Malpartida, ‘evim’ dediği hastanede 11 yıldır çalışıyor. Onunla birlikte, aralarında 39 yıldır İstanbul’da yaşayan Soeur Andree Malindin’in de olduğu 10 rahibe burada görevli.
25 yıldır rahibe olan 47 yaşındaki Malpartida aslen Perulu. Vakfın Peru’daki çalışmalarını görüp 19 yaşında rahibe olmaya karar vermiş. “Burada insanlara yardım ediyoruz. Hastalarla konuşuyor, onlara yemek yediriyor, bahçeye çıkarıp dolaştırıyoruz. Çoğunun ailesi yok. Yalnız ve yoksullar. Hastane ücretini ödeyecek durumları olmuyor. Onlara yardım ediyorum, böylece kendimi iyi hissediyorum” diyerek neden rahibe olduğunu anlatıyor. 

Hastalarla zaman geçirmek için dışarıdan gelen gönüllüler de var. Birlikte etkinlikler yapılarak hastaların moral kazanması sağlanıyor. Malpartida, “Zaman zaman dışarıdan gönüllü kuaför gelir. Hastalara manikür-pedikür yapılır, gerekliyse saçları kesilir. Animasyon için gelenler de oluyor. Hastalar çocuk gibidir. Şefkate ve anlayışa ihtiyaçları oluyor” diyor. 

Gönüllülerden biri olan Fransızca öğretmeni Dilek Kalmaz, hastaneye üç yıldır düzenli geliyor. Atamasını bekleyen Kalmaz, boş vakti olduğu için zamanını burada geçiriyor. Çoğu yaşlı, artık onun teyzesi, amcası. Onlara belli günler de özel kekler, pastalar getiriyor, oturup onlarla sohbet ediyor.

Beş dil konuşuluyor
İstanbul’da yerleşik yabancılar -ki içlerinde Rum, İtalyan, Fransızlar da var- çoğunlukla burayı tercih ediyor. Hastanede beş dil konuşuluyor. Personel Türkçe ve Fransızca, rahibeler Fransızca ve yanı sıra İngilizce, İspanyolca, hastalar İtalyanca, Rumca vs. konuşuyor. 

Şişli’den Mecidiyeköy’e giderken belki de çoğu kişinin dikkatini çekmeyen 150 yıllık taş duvarların arkasında adeta bir cennet bahçesi var. Mezarlıklar dışında nadir kalan yeşil alanlardan biri. Hastanenin koridorlarında ve bahçesinde dolaşırken, tarihin sayfaları arasında geziniyormuş hissine kapılıyorsunuz. Bahçeden görülen dev gökdelenler olmasa şehirle bağlantınızı anlamanız güçleşebilir.
Tarihi yapısını koruyan ve 150 yılı geride bırakan hastane, panel, şenlikler ve etkinliklerle yeni yaşını kutluyor. Hastane için radikal değişiklikler öngörülmüyor. Rahibelerin denetimindeki hastane, tam kapasite hizmet veriyor.
***
‘Ruh sağlığı yasası yok’
Başhekim Dr. Algür, zorluklar yaşadıklarını anlatıyor.


150 yataklı Lape’de alkol bağımlılığından depresyona, psikoz hastalarından alzheimerlilere kadar geniş bir yelpazede ruh sağlığı hizmeti veriliyor. Başhekim Dr. Tufan Algür, hastanenin asıl sahibinin rahibeler olduğunu, bu rahibelerin aynı zamanda birer gönüllü olduğunu söylüyor. Hastanede 30 hemşire, dört uzman psikiyatr, dört psikolog, 30 hemşire olmak üzere 90 kişi hizmet veriyor. Şehir merkezinde, geniş bir arazide yedi binaya yayılmış hastane, bu yönüyle hastaların ailelerinden, sosyal hayattan kopmamalarını sağlıyor. 

Başhekim Dr. Algür, Türkiye’deki tek özel psikiyatri hastanesi olmanın sıkıntılarını da yaşadıklarını belirterek, “Türkiye’de hâlâ bir ruh sağlığı yasası yok. Var olan kanun ve yönetmelikler de genel dal özel hastanelerini ilgilendiriyor. Örneğin özel hastane yönetmeliğinde yoğun bakım odaları, bulundurulması gereken özel cihazlar oluyor. Oysa biz psikiyatri hastanesi olduğumuz için bu özellikleri taşımamız gerekmiyor. Ama bunu anlatmakta zorluklarla karşılaşabiliyoruz” diyor.

Radikal
Yayın Tarihi : 18 Haziran 2008 Çarşamba 19:22:00
Güncelleme :19 Haziran 2008 Perşembe 14:32:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?