30
Nisan
2024
Salı
İSTANBUL

TARABYA SAHİLİ'NDE İTALYAN SEFARETİ YAZLIK KÖŞKÜ

Dünyanın nimetlerini tanımak, hissetmek isterseniz, aslında denizlerden karalara doğru bakınız. O zaman doğanın gümrah sunuşu ve insanoğlunun yarattığı nice uygarlık timsali eserler karşısında hayran kalırsınız.

İstanbul Boğazı ve Boğaziçi tanımıyla dünyanın nadir güzelliklerini sunar. Tüm hoyratlığa rağmen İstanbul Boğazı sahil sarayları ve yalılarıyla eşsiz bir tarih, mimari ve kültür hazinesidir.

Sefere çıkan ve seferden dönen gemilerdeki denizciler için Boğaziçi bir hayal şehirdir. Ağır ağır aşılan Boğaz sularında sahil saraylar ve yalılar hayranlıkla seyredilir.

Benim için bu kez böyle olmadı; Tarabya önlerinde berhane, terk edilmiş, sefil halde, yıkılmaya ramak kalmış, bir zamanların muhteşem sahil sarayı İtalyan Sefarethanesi Yazlık Köşkü önlerinde dondum kaldım. Harabe bir eser, hem de Sultan II. Abdülhamid'in sarayı başmimarı İtalyan Raimondo D'Aranco'nun imzasını taşıyan, mimarlık tarihinde özgün bir yeri olan bu ihtişamlı eser, şimdilerde sürünür halde.

Böylesine terk edişin, çöküşün, adeta "Yansın, yıkılsın, mahvolsun" diye bırakışın sahibi olan ulus hem de sanatta, mimaride dünya şaheserleri yaratmış, yüreği, benliği ulusça sanatla yoğrulmuş İtalya'dır. Ben hayranlık duyduğum İtalyanların böyle bir ihmali, aldırmazlığı kabullenişini, düşünemiyorum.

Yanmak için gün sayıyor
Bu açıkça dünya kültürüne, mimari değerlerine, Türkiye'ye ve ama bütününde İstanbul'un kent tarihine, mimarisine çok acımasız bir aldırmazlıktır.
Dayanamadım; karaya ayak bastığım ikinci gün, doğruca Tarabya'ya gittim. Binayı yakından seyretmek azabına katlandım.

Aman yarabbim! Bina çöküyor... Saçaklar parçalanmış, düşmüş, çatıya yakın alınlıktaki kabartmalar perişan, camlar parçalanmış, perdeye benzer kumaşlar paçavra olmuş. Bina gitti gidiyor. Hemen arkasında koruluk var. Koruluğun çevresinde ahşap konaklar, evler de var. Burası, yanmak için gün sayıyor.
Aman Yarabbim!

İtalyan Sefarethanesi Tarabya Yazlık Köşkü 1906 senesinde Sultan II. Abdülhamid‘in saray başmimarı Raimondo D'Aronco tarafından inşa edilen yapıdır. Raimondo D'Aranco 1896-1908 yılları arasında İstanbul'da bir çok esere imza atmıştır. Bu binanın yerindeki önceki köşkü Sultan II. Abdülhamid, Karadağ prensinin kızıyla evlenen İtalya Kralı Victor Emmanuel'e düğün hediyesi olarak vermişti. Daha sonra bu bina yıktırılmış ve ünlü mimar Raimondo D'Aronco kendi tasarımının en olağanüstü örneklerinden, asimetrik özellikte çatısıyla başlı başına bir değer taşıyan ünlü köşkü inşa etmişti.

Tarabya Oteli ile Fransız Sefareti Yazlık Köşkü arasında yer alan bu köşk, Boğaziçi sahillerinde terk edilmiş halde olan tek tarihi kültür mirası mimari yapıttır.
Binanın dış kısmı kagir, iç kısmı ahşaptır. Elli üç odası,bir sofası ve muhteşem bir salonu vardır. Üç kat ve çatı katı olarak inşa edilmiştir.
1960'lı yıllara kadar İtalyan diplomatik misyonuna hizmet veren konak yıllardır çöküş içerisindedir, terk edilmiştir.

Fransız köşkü restore edildi
İtalyan yetkililerin ilgisizliği üzerine bu tarihi eserin kurtarılması için Prof. Dr. Afife Batur ve Ayşe Aykıl Kantarcıoğlu tarafından hazırlanan acil kurtarma projesi 3 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Korumu Kurulu tarafından 20.03.2002 ve 12828 sayılı kararla onaylanmış ve uygulanmaya hazır hale getirilmiş ve Mayıs 2006 itibarıyla dış tamirat başlamış ve iskeleler kurulmuşsa da, her şey anlaşılan o noktada yarım kalmıştır.

Oysa aynı sıradaki Fransız Sefareti Yazlık Köşkü 1960 senesine kadar Fransız diplomatlar tarafından kullanmış ve o tarihten sonra binada ikamet edilmesi mümkün olmamış, 1973-1976 yıllarında restore edilmiş, daha sonra Fransızlar on yıl süreyle binayı tamirat karşılığı Marmara Üniversitesi'ne kiralamışlardır. 1988 yılında tamirat başlamış ve 25 Eylül 1989'da bu güngörmüş yalıda yaşam başlamıştır. Bu konak günümüzde son derece bakımlı halde yaşamına devam etmektedir.

Dilerim ki İtalyan Dışişleri Bakanlığı'nın bir mülkü olmasına karşın, Türkiye'de İstanbul Boğazı'nın Tarabya gibi kent mimarisi dokusuyla bezenmiş bir sahil boyunda yer alan bu konak, maruz bırakıldığı sefil durumdan derhal kurtarılmak üzere korumaya alınır. Eğer İtalyan Dışişleri Bakanlığı bu binaya sahip çıkamıyorsa, Fransız Dışişleri'nin yaptığı üzere belirli bir süre için onarımı sağlanmak kaydıyla Kültür Bakanlığı'na veya bir sanayi grubuna kültür ve sanat amacıyla değerlendirilmek kaydıyla kiralar.
Bunlar yapılmazsa ve eğer bu köşk çökerse, yanarsa, İtalya bütününde asla affedilmez bir hata ve hatta suç işlemiş olacaktır.
 

Osman Öndeş - Referans
Yayın Tarihi : 31 Temmuz 2009 Cuma 15:28:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?