30
Nisan
2024
Salı
İSTANBUL

TARİHİ AHŞAP EVLERİ KORURKEN YOK ETMEYELİM

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AKP Sarıyer İlçe Teşkilatı’nın düzenlediği bir toplantıda, Boğaziçi’ndeki tarihi ahşap evlerin tamiri ve bakımı sorunları gündeme getirildiğinde “İnsanlar mantolama yapıyorsa yapsın. Evini boyuyorsa boyasın. Bizim üste para vermemiz lazım, binalar boyanıp tertemiz görünüyor diye...

Buna müsaade edilmeli. Boğaziçi İmar Müdürümüz Yakup Demirhan konuyla ilgilenecek. Koruma Kurulu ile görüşülerek bu konuda bir müsamaha istiyorum kendisinden,” dedi (Milliyet, 30 Ocak 2009 Cuma. Sayfa 17)
Bir gün sonra da, “Mevcut binaların bakım ve onarımının kaçak yapılaşmaya imkân vermek anlamına gelmediğini, tapusu olan her vatandaşın buna hakkı olduğunu” açıkladı. (Milliyet,31 Ocak 2009. Sayfa 5)

Başkanın gündeme getirdiği konu, İstanbul’un tarihi dokusunu yaşatmak açısından çok, hem de çok önemlidir.

İstanbul’da, 1900’lü yılların başına kadar (di-ni yapılar ve saraylar dışındaki) yapılaşma ahşap yapılaşma idi. Bu nedenle İstanbul’da (dini yapılar ve saraylar dışında) yüz yılı aşan geçmişe sahip taş veya beton bina bulmak hemen hemen imkânsızdır.

Bakılmayan ahşap ev yok olur

Ahşap evlerin ömrü kısadır. Hele hele düzenli bakılmaz ise yok olur. Eskisine benzer biçimde, içi beton dışı tiyatro dekoru binalar dikmek komikliktir.

İstanbul’da Boğaziçi’nde çok az sayıda ahşap bina kaldı. Fakat Koruma Kurulu ile Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün hatalı yaklaşımı nedeniyle, bu binalara gerekli onarım yapılamıyor. Binaları boyamak imkânsızdır.

Eski ahşap yapıların sahipleri, bakım ve tamirat için para bulabilseler bile, mevcut uygulamada Koruma Kurulu ile Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nden izin alamıyorlar. Mutlaka kurulun ve müdürlüğün de belli gerekçeleri vardır. Kaçak yapılaşma, kaçak tadilat, kaçak eklemeler endişesi vardır. Ama sonuç önemli. Tarihi ahşap binalar korunacak derken yok oluyor.

Başkanın da ifade ettiği gibi belediyelerin görevi binaların bakımlı olmasını, boyalı olmasını sağlamak. Bana anlatıldığına göre Berlin’de binaların 5 yılda bir cephelerinin bakımının yapılması, boyasının yenilenmesi zorunlu imiş. Bina sahibi bunu yapmaz ise belediye yapar, parasını bina sahibinin imkânı var ise tahsil edermiş.

Yok olan İstanbul’un tarihi

Dünyanın başka ülkelerindeki büyük şehirlerde altıyüz yıllık, beşyüz yıllık taş ve beton binalar varken, şehirlerdeki konutların çoğu taş ve beton iken acaba İstanbul’da Osmanlı döneminde yaşam neden ahşap evlerde, ahşap yapılarda sürdü ? Bu yazıyı yazarken ünlü mimarımız Doğan Tekeli’yi aradım. Nedenini öğrendim. Osmanlı döneminde İstanbul’un 7 tepesinde de yol yokmuş.

Yollar at arabasının geçemeyeceği kadar dar imiş. Taş bina yapımı için yola ve at arabasına ihtiyaç varmış. Dar yollarda at sırtında taşınabilen ahşap malzeme ile sadece ahşap evler yapılabilmiş. Sadece Bizans ile yarışabilmek için, camiler ve saraylarda farklı yapı teknikleri kullanılmış.

Kaçak yapılaşma ile getirilen sınırlamaların dışına çıkmamak şartı ile eski yapıların bakımına ve boyanmasına izin verilmeye başlanmaz ise, Boğaziçi’nde korunacak tarihi ahşap yapı kalmayacak. Onların yerine, onlara benzer “onlar gibi” tiyatro dekoru binalar dikilecek.

Güngör Uras - Milliyet
Yayın Tarihi : 3 Şubat 2009 Salı 19:55:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?