7
Mayıs
2024
Salı
İSTANBUL

KURTARILMIŞ TATLI BÖLGELER

Bazıları Osmanlı’yı gördü, bazıları Cumhuriyet’in ilk yıllarına yetişti. İlk buluşmalara, ilk bakışmalara, ilk aşk itiraflarına tanık oldular. Biz değiştik, ama efsane pastaneler, şekerciler oldukları yerde kaldılar. Bugün, o günleri anlatan filmlerin, televizyon dizilerinin değişmez mekanı hepsi...

İNCİ Pastanesi
Bir İstiklal Caddesi klasiğidir ‘İnci’. Profiterol deyince ilk onlar geliyor akla. 56 yıldır aynı küçük dükkanda, tezgahın üzerine yan yana diziyorlar harika tatlılarını. Dükkanın sağ tarafındaki küçük masalardan kim bilir kimler geldi, kimler geçti. Sandalyeler hâlâ büyük bir hızla dolup boşalıyor. İnci’de ayakta kalmak sorun değil. O yoğun çikolata soslu profiterolün tadı, ayakta olduğunuzu unutturuyor. Profiterol yiyecekseniz, bu müthiş lezzetin tadına mutlaka burada bakın. Duvarda asılı çok eski gazetede yazdığı gibi: “Eski tat kaybolmadı, hâlâ burada.”

BAYLAN Pastanesi
Yıl 1923. Yunan asıllı Harry Lenas’ın babası Philip Lenas, Arnavutluk’tan kalkıp İstanbul’a geliyor. Geldiğinde Beyoğlu’na ilk görüşte vurulup Loryan’ı açıyor; 1934’te çıkan, yabancı adların Türkçeleştirilmesini zorunlu kılan yasayla Loryan, Baylan’a dönüşüyor. ‘Cup Griye’ efsanesi o zamanlar başlıyor. Karamel, badem, vanilya, fıstık, krem şanti bir bardakta, ortasında da bir top dondurma, üzerine karamelli bal sosu ve kedidili bisküvi. Hâlâ denemediyseniz, çok şey kaçırıyorsunuz.
Bugünlerde ‘Bu Kalp Seni Unutur Mu?’ dizisinde Baylan ve ‘Cup Griye’ başrolde. Türkiye, İtalyan dondurmasını, ‘espresso’yu, ‘cappuccino’yu, ‘milkshake’i ilk Baylan’da tattı. İlk yılbaşı sepetleri burada hazırlandı. Değişmez şefi Fuat Nayır, 35 yıldır burada, geleneksel tatlarını devam ettiriyor. Kadıköy Muvakkithane Caddesi’ne yolunuz düşerse kendinizi Baylan’ın lezzet dünyasına bırakın.


Lebon Pastanesi
Eduard Lebon, 1800’lerin başında ilk pastanesini açıyor. Lebon’un leziz pastaları o kadar ünleniyor ki, Orient Express’in yolcuları şehre ayak basar basmaz Monsieur Lebon’un hünerlerinden tatmaya geliyor. Bu meşhur pastane edebiyat dünyasının da buluşma yeriydi. Namık Kemal, Ahmet Haşim, Yaşar Kemal gibi edebiyatçıları ağırladı. Bir dönemin ünlü pastaneleri kepenk kapatırken, Lebon eski sloganıyla devam ediyor: “Chez Lebon, tout est bon” yani “Lebon’da her şey güzel.”


Hacı Bekir
Tarih 1777. Bekir Efendi, İstanbul’a gelip bir şekerci dükkanı açtı ve benze-rine zor rastlanacak, iki asrı aşan efsane başladı. Bekir Efendi, lokum ve şekerlerini bizzat yapmaya özen gösterirdi. 19’uncu yüzyılda, dükkandan aldığı lokumları ülkesine götüren bir İngiliz, Türk lokumunun Avrupa’da ‘Turkish Delight’ olarak tanınmasına neden oldu. Osmanlı Sarayı tarafından ‘şekerci başı’ olarak ödüllendirilen Hacı Bekir, Avusturya-Macaristan İmparatoru France Joseph’le Viyana fuarına gitti. Fuardan sonra Osmanlı’ya dönen Hacı Bekir, bu toprakların ilk markasını oluşturdu ve hâlâ aynı lezzetle İstanbul’un çeşitli yerlerinde yoluna devam ediyor

Işıl Cinmen - Milliyet Cadde
Yayın Tarihi : 7 Şubat 2010 Pazar 23:19:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?